Giriş
(2)

skolyoz ankilozan spondilit gibi hastalıklar

partizan
bunlarin teshisi nasil ve hangi bolumce konuyor?mesela ortopedi bolumunde gecenlerde omurga rontgeni falan cekildim onceden kalan sorunlar icin, bu 2 hastaliklar olsa soyler miydi?
bunlarin teshisi nasil ve hangi bolumce konuyor?
mesela ortopedi bolumunde gecenlerde omurga rontgeni falan cekildim onceden kalan sorunlar icin, bu 2 hastaliklar olsa soyler miydi?
0
partizan
(07.08.17)
skolyozu ortopedi söylerdi
AS için romatizmal hastalıklar
0
niye ama
(07.08.17)
Skolyozun teskisi ortopedide yapiliyor. Fakat baska bir sey icin gerekip de rontgen cektirip omurga egriligini goren cogu doktor genelde skolyoz olabilir/skolyoz baslangici var, ortopediye bir ara gorunun, diye oneri veriyor genelde. Yani bence skolyoz olsa soylerlerdi.
0
yuzır
(07.08.17)
(14)

Konsimatrise/eskorta/dansöze vs aşık olan erkekler

Vse budet horosho
Hakkında ne düşünüyorsunuz? Ütopik, sadece filmlerde mevcut bi durum mudur? Şahit olduğunuz bi olay var mı? Ankara pavyonlarında konsimatrislere tarla kaptıran dayıları es geçelim
Hakkında ne düşünüyorsunuz? Ütopik, sadece filmlerde mevcut bi durum mudur? Şahit olduğunuz bi olay var mı?

Ankara pavyonlarında konsimatrislere tarla kaptıran dayıları es geçelim
0
Vse budet horosho
(07.08.17)
yurtdşında duymuştum
alman vatandaşı türk bi abi (abi dediğime bakma 30 yaşında anca) randevu evinde çalışan bir kadına aşık olmuş- kadının milliyetini bilmiyorum, türk değil.
ama zaten gurbetçi nüfus arasındaki ilişkilerin çok tuhaf olduğu bir kentti hiç yadırgamamıştım
0
niye ama
(07.08.17)
bir arkadaş (ekolü) yattığı afedersin (fahişe) rus kadın'a aşık olmuştu.
evlenme teklif edip peşinden çok koştu ama kadın buna nedense yüz vermedi.
hatta arkadaşla görüşmeyi de kesmiş.
(belki de mesleğine aşık birisiydi :))
bizim arkadaş badak, cahil falan biri de değil ha.
iyi bir üniversite mezunu, 1.90 lık herif.
kadının memlekette çocuğu varmış.
bizim eleman, onu da getirir bakarım falan diyordu.
olmadı nasip değilmiş.
0
herhaltibiliyoring
(07.08.17)
şahit olmadım ama hiç de imkansız gibi gelmiyor. erkekler bu konuda zayıf varlıklar.
0
orpheus
(07.08.17)
Ya çok saf naif ve temizler ya da eskorttan daha kirliler
0
Batuhanolabilir
(07.08.17)
Askerde ceyhun diye amasyalı bir çocuk olmuştu. Daha doğrusu kadın "seninle evlenicem askerlik bitince" demiş, bu garibimde inanmış. 2 haftada bir kadına gidip 200 dolar verip 3 saat muhabbet ediyorlarmış, elini bile sürememiş hatta. Herkes terhis olup havalimanına gitti, o mekana gitmişti akıbeti ne oldu bilmiyorum ama çocuğa 1 sene boyunca anlatamadık kandırıldığını. Yer kıbrıs.
0
Tears of Devil
(07.08.17)
Böyle birini tanıdım. Evlendi hatta kadınla, sonra çocukları 3 yaşındayken yatakta başka adamla bastı kadını. Ayrıldılar.
0
goodz
(07.08.17)
Bir akrabam genelevde çalışan bir Moldovalıyı oradan çıkarıp evlendi.

Adamın başından bu olaydan önce bir evlilik geçmişti, ve önceki evliliğinden iki çocuğu vardı, adamla yaşayan. Kadınla evlendiler, ailede trajediler yaşandı, kardeşlerinin tamamı, anne/babası adama sırt çevirdi. Sonra zaman içinde tek tek affettiler, kabul ettiler (bir kardeş dışında). Bu evlilikten de bir çocukları oldu. Sanırım 7-8 senedir evliler, 3-4 yaşlarında bir çocukları var. Kadın adamın çocuklarına, çocukların öz annesinden çok daha iyi annelik yapıyor. Mutlu görünüyorlar.
0
long live rock n roll
(07.08.17)
Büyük boşluklardan kaynaklanıyor. Durup dururken kimse öyle bir duruma gelmez.
0
roket adam
(07.08.17)
Ben çevremde görmedim. Daha çok tecrübesiz adamın eline ilk dokunan kadına aşık olması gibi bir hissiyatla alakalı gibi geldi..
0
twelfth
(07.08.17)
hali vakti yerinde bir askerlik arkadaşım ankara'da sürekli ziyaret ettiği bir otelde yabancı uyruklu kızlardan birine aşık olduğunu anlatırdı. arabasına ismini de yazdırmış. şöyle ki, içkiyi fazla kaçırdığı bir gün odaya çıktıklarında kusup batırıyor ortalığı, bu kızcazı da dövmeye çalışıyor. kız bunu bir şekilde yatıştırıyor, temizliyor, yatırıyor. sabah kalktığında elbiselerini katlanmış, ortalığı temizlenmiş bulan bizimki çok utanıyor durumdan. her gittiğinde bununla görüşmek istiyor. gel zaman git zaman kız da yakınlaşıyor ona, ancak durumdan işkillenen patron o kızı göndermemeye başlıyor. end of story.
0
kaichi
(07.08.17)
Sahit oldugum yok ama duydugum var. Olmayacak bir sey degil.
0
stavro
(07.08.17)
uzak akrabam. evi iş yeri falan gitti. eşi üzüntüden kanser oldu. vefat etti. var yani böyle gerizekalılar.
0
hononu
(07.08.17)
az önce yani yarım saat önce de dahil sürekli görüyorum bu kişileri.varlar ve çoklar. arkadaşımın 2 tane gece kulübü var. hatta yardım olsun diye bayanları bazen ben alıyorum yani bir kısmını bana yakın olanları.götürüyorum biraz müzik dinleyip dönüyorum içki içmediğim için. orada her gece 10-15 bin lira harcayanlar kadınların bana anlattıları, gözümle gördüklerim. bir sürü
0
orgyadakull
(07.08.17)
kelli felli adamlar hariç daha önce pek tecrübesi olmamış 18/20 yaşında ilk cinsel tecrübesini bir seks işçisi ile yaşayan veya bir kadın ile ilk defa samimi sohbet eden erkeklerin aşık olması durumu oldukça yaygın. Bir arkadaşım bir kaç hafta takıntılı halde kalmıştı genelevdeki hatuna sonra arabesk'e bağladı geçti gitti.

hastaların hemşirelere yada doktorlarına aşık olması olarakta görülüyor sıklıkla.

yine pek çok erkeğin ilk aşık olduğu (platonik tabii) kadın ilkokul öğretmeni falan oluyor özellikle de kasaba gibi kırsal kesimlerde, zira erkeğin anne ve akrabalar hariç gördüğü ilk kadın öğretmeni oluyor (öğretmen de biraz gençse vay ki vay)
0
selam
(08.08.17)
(2)

Beslenmeyle ilgili bir soru (İngilizce)

utkumon
Stories are common of mountain men in the 1800s who ate all the rabbits they could kill and died with full stomachs because the wild rabbits did not contain the fat required to allow the men’s bodies to metabolize the meat and absorb fat-soluble vitamins such as A, D, E, and K. The rabbit meat was s
Stories are common of mountain men in the 1800s who ate all the rabbits they could kill and died with full stomachs because the wild rabbits did not contain the fat required to allow the men’s bodies to metabolize the meat and absorb fat-soluble vitamins such as A, D, E, and K. The rabbit meat was simply too lean. In another example, some early European Arctic explorers crash-landed their boat upon an ice flow. Many of the men were rescued by traditional Inuit people and given food caught by the natives. When another ship arrived months later, they found that many of the earlier explorers had died. The newcomers at first thought that the marooned sailors had been murdered by the Inuits. It turns out that the Europeans simply died from a lack of fat and nutrition in their diets. The friendly Inuits had fed the Europeans what they ate, but the Inuits ate the entire carcass: fats, internal organs, and all, not just the lean meat. The finicky European sailors had survived the crash in Arctic waters to be killed only by their own refusal to eat the entire animal like the “savage” Inuit natives. When in Rome, do as the Romans do.


Bu nasıl oluyor yahu?
0
utkumon
(02.08.17)
yagsiz etin nasil oldurdugunu mu soruyorsun?
0
my pink
(02.08.17)
Rabbit eaters, if they have no fat from another source- beaver, moose, fish (or chicken, pork, or beef)- will develop diarrhea in about a week, with headache, lassitude, a vague discomfort. If there are enough rabbits, the people eat till their stomachs are distended; but no matter how much they eat they feel unsatisfied.

Some think a man will die sooner if he eats continually of fat-free meat than if he eats nothing, but this is a belief on which sufficient evidence for a decision has not been gathered.

-Vilhjalmur Stefansson, The Fat of the Land featured in Nourishing Traditions by Sally Fallon
0
niye ama
(02.08.17)
(4)

gelin çiçeği, aksesuar ve benzeri.

gmzo
öncelikle gelin çiçeği için 'bir tane de yapay alıp, onu atacağım' diyenler olmuş da 'ne gerek var?' diye düşündüm. canlı çiçeği kurutup saklıyorlar mı, ne yapıyorlar? düğün denizli'de, bir önceki gün çiçekçiye gidip hazırlatsak olur mu ki? 300-400 lira yazanlar olmuş, o parayı veresim yok açıkçası.
öncelikle gelin çiçeği için 'bir tane de yapay alıp, onu atacağım' diyenler olmuş da 'ne gerek var?' diye düşündüm. canlı çiçeği kurutup saklıyorlar mı, ne yapıyorlar? düğün denizli'de, bir önceki gün çiçekçiye gidip hazırlatsak olur mu ki? 300-400 lira yazanlar olmuş, o parayı veresim yok açıkçası.

sonrasında kına gecesinde bindallı giyeceğim fakat klasik bir şey değil, mavili turuncu hint kıyafetlerine benzeyen bir şey. boynuma takmak için bir kolye alalım diyorum ama nasıl bir şey olsun bilemedim. bir de düğün günü için saç aksesuarına ihtiyacım var, istanbul'da nereye bakayım? kadıköy taraflarında var mıdır ki?
0
gmzo
(02.08.17)
300-400 yine iyi, 700-1000 falan gördüm ben. denizli'de piyasa daha düşüktür diye tahmin ediyorum, ben de çiçekçide yaptırmayı düşünüyorum. max 150 liraya halledebilirsin. www.marmaracicek.com www.luccacicek.com.tr

bindallı yeterince hareketli ışıltılı kendini gösteren bir kıyafet oluyor, tavsiyem takı takmaman.

saç aksesuarları gelinlikçilerde bulunuyor, onlara sorabilirsin. sakın bağdat caddesinden falan bakma, 20-30 liraya alabileceğin saç aksesuarlarına 150-200 lira fiyat biçiyorlar.
0
sedat peker in yegeni
(02.08.17)
Ben canlı yaptırıp kuruttup, şimdi saklıyorum. 200 TL'ye yaptırmıştım İzmir'de.

Kolye bence fazla gelir ya, ben olsam takmazdım sanırım. Saç aksesuarları Eminönü'nde ucuz ve bol çeşit bulursun.
0
peggy
(02.08.17)
bu düğün işlerinde "ne gerek var" skalası geniş. keyfinize göre, hiçbir şeye de gerek olmayabilir. bir belediyeye gidip, çaycıyla temizlikçiyi şahit yapıp nikahı kıyıp çıkabilirsiniz, hiçbir şeye gerek olmaz.
tek düğün yapanlar ayrı ayrı bir yapay bir gerçek alıyorlar mı bilmiyorum. genellikle 2 ayrı yerde düğün olduğu için ilk düğünde yapay alıp onu atıyorlar- diye biliyorum. gerçek olan sonraki düğüne kalıyor.
kolye değil de boyunluk (adı boyunluk değildir muhtemelen de daha yukarıda duran gerdana fazla inmeyen , gümüş türü takılar var) takabilirsin bindallıdan kolye fazla görünmez, görünse de renkler arasında seçilmeyebilir.
0
niye ama
(02.08.17)
Gelin çiçeklerine bir şey sıkıp başaşağı, bir yere temas etmeyecek şekilde asılı olarak kurutuyorlar. Bildiğiniz yapay çiçek gibi oluyor, yıllarca dayanıyor. Öyle bir dekorasyon unsuru olarak kullanabilirsiniz.

Ha lüzumu var mı? Bence yok. Gerçek çiçek olsun, ya konuklara ya çöpe atın gitsin sonra da.
0
sopiro
(02.08.17)
(4)

yurtdışındayken ev nasıl satın alınır?

bilgiyeacım
almanyadan tr'ye gelmeden ev satın almak istiyorum yolu yordamı nedir? süre ve ücretleriyle beraber aydınlatabilir misiniz?
almanyadan tr'ye gelmeden ev satın almak istiyorum yolu yordamı nedir?
süre ve ücretleriyle beraber aydınlatabilir misiniz?
0
bilgiyeacım
(22.07.17)
Guvendiginiz birisine vekalet veirirsiniz. Banka uzerinden para transferi yaparsiniz. O kisi sizin uzerinize alir. Turk kimliginiz yoksa yabancilar icin konut edinme yasalarini okuyun. O konuda bilgim yok.
0
ykyt
(22.07.17)
vekalet +1 avukat arkadaşlar daha iyi bilir de şöyle aşağı yukarı:
noterden, değilse oradaki konsolosluktan da yapabilmeniz lazım (yalnız o kişi burada siz oradaysanız onu nasıl çözüyorsunuz bilmiyorum)
bir de açık açık yazması lazım TC sınırları içinde adıma konut almaya, satmaya, bunu için kredi işlemi yapmaya, tapu dairesinde işlem yapmaya vs vs vs diye.
türk kimliği yoksa mavi kart filan mı var tamamen yabancı vatandaş mı o önemli
0
niye ama
(22.07.17)
vekaletle alınır ama tavsiye etmem. Ben emlak işi yapan biri olarak söylüyorum bunu.
tapuda imza anına gelene kadar güvendiğiniz bir emlakçınız araştırır koşturur herşeyi, imza aşaması da en fazla sıra olsa bile yarım saatlik bi şey. bu aşama için mutlaka gel bence.
0
alex
(22.07.17)
Çok çok güvendiğin biriyse vekalet vererek. Zira satışı alabilmek için siz veya vekiliniz noterde fiziken bulunmak zorundasınız.
0
filipis
(22.07.17)
(3)

Esenboga odtu

nick bulamadim
Esenbogadan odtuye nasıl ulaşabiliriz yarin
Esenbogadan odtuye nasıl ulaşabiliriz yarin
0
nick bulamadim
(22.07.17)
AŞTİye kadar BELKO
AŞTİnin önündeki yola çıkıp minibüs
0
niye ama
(22.07.17)
belko kızılaya gidiyor zaten (yüksel caddesinde indiriyor, metronun önü) metroyla gidilecekse belkodan kızılayda inmek daha mantıklı
0
niye ama
(22.07.17)
çok sağolun bahsettiğiniz şekilde elimle koymuş gibi buldum :)
0
🌸nick bulamadim
(23.07.17)
(5)

çok çocuklu ailelerden nefret etmek

nothing in my way
malesef bu var bende. normalde çocukları severim ama 3 ve daha çok çocuklu aileleri sevemiyorum bir türlü, aşırı itici geliyorlar. bir de ekseriyetle çocukları yaramaz oluyor, hiç yapma da demiyorlar inadına. hatta dün üst komşuyla kavga ettim dün veledin gürültüsü yüzünden. merak ettim var mı benim
malesef bu var bende. normalde çocukları severim ama 3 ve daha çok çocuklu aileleri sevemiyorum bir türlü, aşırı itici geliyorlar. bir de ekseriyetle çocukları yaramaz oluyor, hiç yapma da demiyorlar inadına. hatta dün üst komşuyla kavga ettim dün veledin gürültüsü yüzünden. merak ettim var mı benim gibi düşünen?
0
nothing in my way
(19.07.17)
genel olarak gürültüyü ve çocuğu yaramazlık yapan, bunun için bir şey yapmayan aileyi sevmiyorum ben. sayı konusuna pek takılmam.
0
zgrydn
(19.07.17)
ben bu tip aileler konusunda çocukların sesinden çok varlıklarından rahatsız oluyorum. En gıcık olduğum durum çocukların yaşlarının arasında çok ufak bir fark olması. Bu gerçekten esas problem. Çocuk yapmayın demiyoruz, yapın ama araya en azından 7 sene koyun. Doğurduğunuz çocuk da kardeşleriyle kavga ede ede büyümesin.
0
algoritma uzmani
(19.07.17)
Çocuk sesinden nefret ederim. En tahammül edemediğim şeydir.
Çok çocuk olayına gelirsek maddi durumu kendine bakmaya yetmeyen insanların tonla çocuk yapmasından nefret ediyorum evet. Kimsenin o çocukları sıkıntı çekecekler bir hayata getirmeye hakkı yok.
Orta halli insanlar çok istiyorlarsa bir tane çocuk yapıp doğru düzgün eğitip yetiştirsin yeter. Etraf böyle pislikten geçilmiyor olmazdı eminim.
Maddi durumu doğurduğu her çocuğu düzgün koşullarda bakacilecek insanlar isterlerse 10 tane doğursunlar, uzakta gürültü yaptıkları sürece umurumda olmaz.
0
mutekebbir
(19.07.17)
2 çocuklu olup çocuklardan sadece 1 tanesi ortalığı yıkan bir kuzenim var
küçük de değil sıpa artık, ama resmen terörist
ODTÜ mezunu filan annesi de bu arada, cahil biri de değil
yani çovuk sayısından çok çocuğun yaramaz olmasıyla alaklı bende "çekilmez çocuk" algısı. tabi ki sevmiyorum. hele bir yaştan sonra tahammül edilmez bir şey.

çok çocuklu kavramı bizim ailede 7-8 filan bu arada :) (biz 4 kardeşiz ve babamlarda en az biziz) hiç de öyle yaramaz, oraklığı yıkan çocuklar değildik, bizim gibi çok olanlar da genelde değil.
0
niye ama
(19.07.17)
Çok çocuklu ailelerden nefret etmek değil de layığıyla ilgilenemeyeceği kadar çocuk yapan anne babaları sorumsuz buluyorum.

Kiracımız 30 yaşına gelmeden 3. çocuğuna hamile, günah diye aldırmamışlar. Eşinin de kendinin de düzenli gelirleri yok, çocuklarına ayıracak zamanları da yok ve 3. çocuk yolda... Buna tahammül edemiyorum sadece fakat nefret boyutunda değil.
0
chihirovekohaku
(20.07.17)
(19)

Bu kadar şehit ve zulüm varken...

yaren
Bu kadar çok tepinmeli düğünler, eğlenceler, bu kadar çok israf...Sizce doğru mu, güzel mi..?
Bu kadar çok tepinmeli düğünler, eğlenceler, bu kadar çok israf...

Sizce doğru mu, güzel mi..?
0
yaren
(17.07.17)
herkesin hayatına hiçkimse karışamaz.
ölüm her zaman vardı o zaman kimse eğlenmesin. öyle saçma şey olur mu? bu dinci kafasını anlayamıyorum hiç.
0
cekilmis gayfe
(17.07.17)
bu kadar şehit ve zulmün olması, seni hayatını yaşayan standart insanı sorgulamaya değil bunun sorumlularını sorgulamaya itmeli. eleştirdiğin insanlar da ülkeyi en az senin kadar seviyor. burada doğdular, burada ölecekler.
0
zgrydn
(17.07.17)
Bunun dinle ne alakası var? Vefa meselesi bana göre. Orada gencecik delikanlı evlatlarımız şehit oluyorlar, nice yaralar alıp gazi oluyorlar o askerler polisler... biz burada tepinelim diye...

İyi de, memlekette çoğu şey yolunda mı da iç huzuruyla gönül ferahlığıyla bu derece tepinebiliyoruz?

Sizce bu biraz hissizlik, umursamazlık, vurdumduymazlık, bana dokunmayan bin yaşasıncılık değil mi?
0
🌸yaren
(17.07.17)
@zgrydn

O dediğine ittiği için bunu soruyorum zaten. Kim kime güç yetirecek? Anıtkabir'in bulunduğu alamı imara açıyorlarmış, buna kim tepki gösterecek mesela? Bu kadar çok eğlenen insanlar mı?
0
🌸yaren
(17.07.17)
zgrydn + 100

Bu kadar şehidin ve zulmün sorumlularına sormak gerekiyor bu soruyu, başka birisine değil.
0
fengari
(17.07.17)
erkek olsam y.dışında çalışarak veya bedelli yaparak askere filan gitmezdim
polisler de başka bir şey olamadıkları için polis oluyorlar
profesyonel asker-polis oluyorsan ölüm riskin var, olma. bu kadar basit.
zaten şehit olmak süper harika bir şey. kutsal, cennette filan hep onlar. hiiiç üzülmememiz hatta özenmemiz lazım, değil mi?
tepindiğim, eğlendiği filan yok da bu memlekette her ne oluyorsa hak edildiği için oluyor. hak etmediğini düşünen için zaten yaşamak yeterince zor.
0
niye ama
(17.07.17)
@fengari

Sorunca nasıl cevaplar alındığını görmüyor musunuz? Çok mu üzülüyorlar, pişman mı oluyorlar, utanç mı duyuyorlar, düzeltiyorlar mı sanki olup bitenleri?

Hani egemenlik kayıtsız şartsız milletindi? Niye anca yöneticilerden alamadığımız hesapları soruyoruz, başka şeye aklımız ermiyor mu?
0
🌸yaren
(17.07.17)
Bu işin sorumlularının bunu umursamıyor olması, sorumlu olmayanlara saldırmayı gerektirmez diye düşünüyorum. Hepimiz üzülüyoruz olan bitene, ben mesleğimden dolayı bir çok konuda daha aktif rol alıp destek olmaya da çalışıyorum ama "bu kadar zulme, bu kadar şehide" rağmen adamların aldıkları oy ortada, zülme uğrayan da gidip oy verdiği zaman geri kalana yapacak başka bir şey kalmıyor.
0
fengari
(17.07.17)
bu dünyaya keyif çatmaya geldim, birilerinin yasını tutmaya değil. yarın askere gider de ölürsem kimse de benim yasımı tutmasın. kimse için ölmüyorum, elimde olsa bedelli yaparım.
0
doxanikee
(17.07.17)
Lütfen şunu bi ayırt edelim. Ben saldırmıyorum. Sadece çok üzgün ve şaşkınım ve bu şekilde sesli düşünüyorum, size de soruyorum. Saldıracak olsam burada bir dizi küfür ve hakaret sıralamam, hedef göstermem, yüksek bir gerilim oluşturmam gerekmez mi? Bana siz kendi iç geriliminizle baktığınız için gergin konuştuğumu zannediyor olabilirsiniz.

Ben normal hayat akışı içinde gülmüyor muyum, kahkaha atmıyor muyum, geyik muhabbetinin dibine vurmuyor muyum? Hepsini yapıyorum. Anlamadığım şey, bunlar sanki insanın psikolojisini ayakta tutmayan şeylermiş gibi her fırsatı eğlenceye çevirmenin mantığı.

Evlenecek tabii insanlar, elbet bunun sevincini paylaşacaklar, ama mesela gümbür gümbür herkesi rahatsız ederek düğün yapmak nedir? Her bir boş vaktini alabildiğine barlara diskolara adamak, sürekli bir "gevşeyelim" kafasında olmak nedir? Gayet normal, gayet güvenli ve çoğu şeyin tıkırında gittiği bir süreç yaşıyor olsak anlarım ama bu kadar zamanı morali enerjiyi ve parayı düze çıkmak için kullansak olmuyor mu, size de değişimi ve mücadeleyi hep başkasından bekliyoruz gibi görünmüyor mu?
0
🌸yaren
(17.07.17)
Ona bakarsan hicbir zaman eglence yapilmamasi lazim. Acliktan olen insanlar var.
Kriterimiz aci ceken insanlarin yerkurede belli koordinatlarda bulunmasi mi?
0
stavro
(17.07.17)
@stavro

Anlamamışsın. Kriterimiz o değil. Ülkede en azından güvenlik hukuk ve ekonomi gayet sağlıklı yürüsün, gerisi hallolur kafası benim savunduğum kafa. Her ülkenin her türde insanı olur, önemli olan acı çekenlerin sayısını azaltabilmek, gücü bu yönde kullanmak, gücü bu yönde kullanmayı sevmek. Biz gücümüzü ne yönde harcıyoruz farkında değil misiniz?
0
🌸yaren
(17.07.17)
O kadar çok olay oldu ki, hissizleştik. Bir atasözü var, borç bini geçince her gün tavuk eti yenirmiş. Bu da biraz öyle oldu. Hani, 40 yılda bir şehit versek, arada bir ekonomi bozulsa millet isyan da edebilirdi, hesap da sorulabilirdi. Şimdi yarın popomuzun dibinde bomba patlamayacağı ve şehitlik istatistiklerine +1 olarak katılıp katılmayacağı belli değilken, ben de olsam "Eğleneyim bari, yarına çıkacak mıyım belli değil" derim.

Ülke 90'larda deli gibi şehit veriyordu, şehit sayısı 2000'lerde azalır gibi yaptı, o zaman da ekonomik kriz oldu. Zaten sonra şehit sayısı da arttı, ekonomi de iyice dağıttı. Eğlenmek için ülkenin sakin bir gün beklesem ömrüm boyunca bunalımdaydım ya da şimdiye çoktan bir milyon psikosomatik hastalık üretmiştim.

Eğlenmek karşı çıkmaya veya hesap sormaya engel deil ama tek tek kimden ne hesabı soracağım. Millet nasıl tek tek hesap sorsun. Yarın hapse tıkıverirler valla. Toplu bir hareket olsun, hep birlikte başlatalım ve devam edelim, hesap da soralım. O ayrı bir konu ama o zamana kadar, sıra bana da gelmeden tek başıma dövünmek istemiyorum. Bu şehide üzülmemek, acısını yüreğinde hissetmemek değil ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Ben de şehit versem dünya bana da zindan olur ya da buna üzüşmeyecek değilim. Bunun üzerine kafa yormaktan vazgeçecek değilim. Buna destek vermeyecek değilim, elimde geleni yapmayacak değilim ama biri benim bir yakının öldü diye, onlardan da hayatlarını durdurmasını istemem. Bunun için sivil toplum örgütlerine destek veririm, bir ucundan tutarım ama bu eğlenmeye engel değil.

Ha vur patlasın çal oynasın'lı, şafşatalı eğlenceleri zaten görgüsüzce bulurum. Onun için herhangi bir kötü olaya gerek yok.
0
aychovsky
(17.07.17)
herkesin hassasiyeti farklılık gösterebilir. ben mesela millet, vatan, toprak bütünlüğü gibi insanların yarattığı kavramlardaki çatışmalara ve olumsuzluklara üzülmüyorum. elbette herkes güle oynaya askere gitmiyor ama askere yollarken konvoylar, arabalar, en büyük asker bizim asker ölünce aaaaaaaaaauuuuuv. yok öyle. zaten ölen için hiçbir farkı yok.

bu, topluma yedirilmiş bir psikoloji. askerliğin, savaşmanın, hayali sınırların savunulmasının erdemli, onurlu bir şey olduğu yediriliyor. yok öyle bir şey. bizler, ortak paydada insanız. türk, fransız, ingiliz falan değiliz. sırf birileriyle aynı topraklarda doğdum, aynı dili konuşuyorum diye onun ölümüne diğerlerinden daha da fazla üzülecek değilim.

insanların hayatını kaybetmesi olasılığını kabul edilebilir kılacak kadar değerli hiçbir şey yok bu dünyada. savaşlar, çatışmalar hep boşuna.

asıl dert edinilecek şeyler açlıktan, hastalıktan ölen milyonlarca insan. tamamıyla yok ettiğimiz doğal düzen. bizler kadar güçlü olmayan diğer türlere karşı uyguladığımız zulüm, görmezden gelme. asıl bunlar varken eğlenceler falan bana üzücü geliyor. askerin ölmesine madem bu kadar çok üzülen var, 30 milyon insan çıksın yapmıyorum lan askerlik falan desin. belli bir düzeni korumak, yaşamımızdan daha önemli değil. sivil halkın yaşamına dair de bir tehdit varsa bu tehditi bertaraf etmek için anlaşma değil çatışma yoluna giden ve bu bertaraf için de insanı koruma amaçlı başka insanların eğitilmesini amaçlayan militarist anlayışa kafa atalım.

edit: offfff, daraldım duyurudaki mentaliteden. insanların eğlenme seviyeleri de eleştirilebilir sınırlarda görülmüş. artık bu kalıbı aşırı kullanmaya başladım ama herkes işine baksın ya. kimin, ne kadar eğlendiği ya da hangi sınırlar içerisindeki eğlencenin kabul edilebilir olduğu diye bir şey yok. sizin özgürlüğünüze değmediği sürece kimsenin, hiçbir hareketini eleştiremezsiniz. kendinizde toplumsal vicdan kisvesi altında bu hakkı görmeyi bırakın artık.
0
i drive the hearse
(17.07.17)
Tam da vur patlasın çal oynasın'lı aşırı şatafatlı ve çok sıklıkla tekrarlanan eğlenceleri kastediyorum. Yoksa normal efendi efendi, kimseye bir rahatsızlık vermeden yapılan düğünleri, mezuniyet gibi yılbaşı gibi kutlama tarzı ve yine kimseye bir rahatsızlık vermeden yapılan şeylerde sorun görmüyorum. Hayatın durdurulması gerektiğini düşünmüyorum, sadece eğlenme eyleminin kafalardaki hissizlik ölütoprağını söküp atacak miktara çekilmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü kopmaksızın süregelip süregiden bir eğlenme odağı hiçbir ülkeyi kurtarmaz da, kalkındırmaz da, refahını sürdürmez de. Bana biraz fazla dertsiz yaşıyırmuşuz gibi geliyor arkadaşlar.

Bu dertsizlikten kastım kişisel değil toplumsal dertsizlik. Birlikte hiçbir şey yapamıyoruz. Bir yolunu bulmak için kafa yormaya bile yanaşmıyoruz. Anca eğleniyoruz. Sorun bu.
0
🌸yaren
(17.07.17)
@bayc

Peki illa başımıza gelince mi isyan edip bişeyler yapılmalı diye haykırıcaz? Cevaplarımı okudun mu bilmiyorum, hayatın durdurulmasından yana değilim, elbette her türlü gerçekliğiyle hayat akacak. Ama bugün müdahale etmediğimiz şeylerden dolayı ileride, şu anda hayal etmeye üşendiğimiz büyüklükte sorunlar yaşama ihtimalimiz var. Adamın gözünde sadece sayıyız demişsin, biz kendimize saygı gösterilmesini sağlamadıkça, bizim kendimize saygımız olmadıkça başkalarının bize saygı göstermeme hakkı var da, sanki devlet temsilcilerinin yok mu? Haydi haydi var. Tekrar ediyorum, hayatın durdurulmasından yana asla değilim. Çünkü yaşamayı da unutmamak zorundayız. İnsan olmak ve toplum olmak, hayvan olmak gibi otomatik ve içgüdüsel bişey değil, toplumca düze çıktığımızda nasıl yaşayacağını unutmamış, insani değerlerinden soyutlanmamış bir toplum olarak hayata devam etmemiz, mesela çocuklarımızı nasıl eğitmemiz gerektiğini iyi bilmemiz gerekecek. Fakat biz (bu örnek üzerinden gidersem) çocuklarımızı nasıl eğitmemiz gerektiğini şu anda gayet iyi biliyor muyuz ki? Biz şu anda olması gerektiği gibi yaşıyor muyuz ki suçun sadece devlet temsilcilerinde olduğunu düşünmekte sonuna kadar haklı olalım??
0
🌸yaren
(18.07.17)
@i drive the hearse

"sizin özgürlüğünüze değmediği sürece kimsenin, hiçbir hareketini eleştiremezsiniz." demişsin, senin (lafın gelişi "senin", yoksa konu sen değilsin) özgürlüğün benim özgürlüğümü kısıtlıyor, hatta yer yer yok ediyor, bilmem farkında mısın? Toplumsal alandaki zayıflığımızın verdiği zarar da tam olarak bu yönde. Birbirini anlamamak, birbirine karşı saygısız olmak, birbirine karşı sevgisiz ve ben merkezci davranmak.

Diyorum ki bazı insanların ben merkezcilikleri bazılarımıza aşırı zarar veriyor. Bunu ister siyasi alın ister ekonomik ister hukuki ister eğitimsel ister güvenlik vs. Bu apaçık bir gerçek. Filler tepişiyor çimenler eziliyor meselesi bu, ben çimen olmayı kabul ettikçe filler beni hem yiyecek hem üstümde tepişecek hem de tepeme sıçacak. Bilmem anlatabiliyor muyum.

Tekrar ediyorum, kimsenin eğlenme hakkına itirazım yok, itirazım, sanki ülke çok ferah bir noktadaymış gibi kafayı sürekli eğlenceye, sürekli geyiğe, sürekli üretimsiz tüketime odaklamak. Bunların aşırı yapılması. Çünkü farkında olsanız da olmasanız da psikolojik olarak aşırı bir gevşeklik hali içine girilmiş durumda. Sırf bu yüzden bugün "bugün karnımız doyacak mı" noktasına geldik. Olması gereken anda olması gerekeni olması gerektiği gibi yapmadığımız için.
0
🌸yaren
(18.07.17)
İyi de, 30 yıldır sürekli şehit var. 30 yıl önce 20 yaşında olan biri 50 yaşına kadar hiç eğlenmeden mi gelsin? Bu mu istediğin?
0
babilbaligi
(18.07.17)
@babilbaligi

Aradaki yazdıklarımı bi okur musun...

@bayc

Peki başka ülkelerin halkları ayaklandığında nasıl yaptırım uyguluyorlar? Biz niye bunları hiç incelemiyoruz?
0
🌸yaren
(18.07.17)
(3)

Baska sehirden ev almak

maria puder
Istanbulda ev fiyatları malum.Maaşlı calısan olarak krediyle yüksek fiyatlı ev borcuna girmek pek mantıklı görünmüyor. Yine de ufakta olsa kendime ait bir evimiz olsa güzel olabilir. Eskisehir,Bursa gibi sehirlerden ev alsak ne olur?Kira geliriylr bir kredinin bir kısmını öderiz.Baska sehirde de ols
Istanbulda ev fiyatları malum.Maaşlı calısan olarak krediyle yüksek fiyatlı ev borcuna girmek pek mantıklı görünmüyor. Yine de ufakta olsa kendime ait bir evimiz olsa güzel olabilir. Eskisehir,Bursa gibi sehirlerden ev alsak ne olur?Kira geliriylr bir kredinin bir kısmını öderiz.Baska sehirde de olsa bir ev sahibi olmus oluruz.Ilk etapta degil ama hayatımızın ilerki dönemlerinde o sehirde yasamaa ihtimalimiz olabilir.Siz nasil bakıyorsunuz bu olaya? Alınması istenen evler 130-150 bin arası bir rakam.O fiyata ev bulunur heralde bu sehirlerde.
0
maria puder
(17.07.17)
Akhisar'da(165000 nüfuslu bir ilçe) evler 200-500 lira arası. Sen Bursa falan diyorsun. Bilemedim...
0
alperz
(17.07.17)
hiç araştırmadım ama eskişehir için öğrenci şehri ve ev fiyatına göre kira getirisi iyi diyorlar.
muhtelif şehirlerde kira getirisi görece iyi olan semtler oluyor -özellikle öğrenci varsa. ama o evlerde ileride yaşamak nasıl olur bilmiyorum öğrenci evi ahıra çevirebilir :) evin kenisi çok eski olmazsa içini yaptırıp oturabilirsiniz belki.
"yatırım için ev almak" türkün klasik olarak aklı buna çalışır. (ben de yaptım)aslında yatırım da değil sadece "nispeten gençken alalım sonra ne olur ne olmaz, burası sosyal bir devlet değil", düşüncesiydi. ankaradan aldım 1 senesi kaldı borcumun.
daha iyi bir yatırım/daha doğrusu güvence gerecim yok. borsaydı bitcoindi, benim alanım değil. ailemden ev kalmayacak. birikmiş param da vardı. borca girince ödeme güdüm çok çok çok yüksek -aç kalırım yine öderim.
ama herkes için bunlar geçerli olmayabilir. hayat kalitesinden taviz vermek zorunda kalırsa mesela tatili 5 günken 3 güne düşerse depresyona giren insanlar var ya da ne biliyim dışarı çıkarken, kıyafet alırken kısmak zorunda kalırsa hayata küsen...ev sahibi oluyorum diye ruh sağlığından olmaya da gerek yok.
0
niye ama
(17.07.17)
sakarya'nın serdivan ilçesinde sahibinden.com emlak endeksine göre evlerin fiyatları %108 artmış son 3 yılda. gayet iyi bir oran. ben aralık 2014 te 95 bin'e ev almıştım o ilçede şimdi aynı ayarda evler en az 150 bin.
0
uzman pratisyen
(17.07.17)
(7)

Yurt dışına gidince her şey güzel mi olacak?

gezegen olan pluton
İyi kötü bir düzen oturttum hayatımda ama ülkenin içinde bulunduğu durumdan aslında daha çok ülke insanın olaylara bakış açısı inanılmaz mutsuz ediyor beni. Sanırım heyecanlı, kuralsız bir hayattansa ben kurallı ama sıkıcı bir hayat istiyorum, insanların kuralsızlığı kural yapmış hallerine artık tah
İyi kötü bir düzen oturttum hayatımda ama ülkenin içinde bulunduğu durumdan aslında daha çok ülke insanın olaylara bakış açısı inanılmaz mutsuz ediyor beni.

Sanırım heyecanlı, kuralsız bir hayattansa ben kurallı ama sıkıcı bir hayat istiyorum, insanların kuralsızlığı kural yapmış hallerine artık tahammül edemiyorum. Ki artık bu durumlar o kadar normalleşmiş ki kimse garipsemiyor, geçen gün yaya geçidinden neden geçtiğim için bir taksici ile tartıştım. Artık trafikte dolmuşçuların, taksicilerin abuk sabuk davranışları bu mesleğe mensup oldukları için normal karşılanıyor.

Bu kuralsızlık sadece trafikte değil her türlü insan içeren sistemin içine işlemiş, her yanlış şeye itiraz etmek, hak verilmez alınır, düsturu ile yaşamak hakikaten çok yorucu. Artı buna, insanların bilgisiz dar bakış açıları ile olayları yorumlamaları eklenince kendimi aşırı azınlık hissetmeye başlıyorum.

Şimdi sorum ise, ülkedeki durumu ve insanları kabullenip bir şekilde mutlu olacak yollar mı aramak gerek yoksa kurallarla yaşanan bir ülkeye ne kadar zor olsa da göç etmek mi, orada da bir düzen oturtmak şimdiki konforu bulmak bir 5 yıl alır gibime geliyor.
0
gezegen olan pluton
(15.07.17)
"kurallı ama sıkıcı"dan kastının nispeten gelişmiş bir avrupa ülkesi olduğunu varsayıyorum, ben olsam hiç standart falan düşünmeden kaçmanın yolunu arardım. avrupa'ya yerleşme imkânı varken hala türkiye'de yaşayan insanları hiç anlamıyorum. biliyorum her şeyi bırakıp gitmek kolay değil, kimisinin anası babası ilgiye/desteğe muhtaç vs. ama ne bileyim ya ben düşünmem bile. hayır fazlasında gözüm yok estonyasına, litvanyasına da razıyım öyle almanya olsun isveç olsun ingiltere olsun diye bir derdim yok.

orada düzen oturtup konfor bulmak beş sene alır belki ama burada yaşayacağın beş sene de hayatından on beş yıl çalar.
0
der meister
(15.07.17)
medya sektöründeki bir çift tanıdığım gezi olaylarından sonra ingiltereye yerleşti
adamın şirketi vardı firmayı oraya taşıdı (veya zaten orada da firması vardı onu aktif kullanmaya başladı) gibi bir şeyler tam maddi konuları bilmiyorum ama yani bunlar öğrenci değil 35 yaş civarı, iyi okul mezunu, işi gücü olan insanlar onu anlatmaya çalışıyorum
sonuçta, kazandıklarını ev kirasına veriyorlar bir de kızda kronik bir hastalık çıktı tedavi çok yorucu oluyormuş, ingitere sağlık sistemi konusunda çok iç açıcı konuşmuyorlar. senelerce ABDde olup kanser ilaçlarını sağlık planı ödemediği için ortada kalan biliyorum.
avustralyadan bir tanıdık çift de 4-5 ay önce döndü geri tr'ye adam turizmciydi kız müzik hocasıydı orada çalışmıyordu
adam kiraya masraflara yetişmek için saatlik işlerde, 2-3 vardiya çalışıyordu (tabi kızın tembel olup ben müzisyenim bulaşık yıkayamam demesi de ayrı bir olay)
avrapada hayat 30m2 bir evde, düzen kurabilmek için 2-3 işte (o da bulabilirsen) çalışarak oluyor. öğrenciysen, 20li yaşlardaysan, düzen kurana kadar harcaycak bir 5 senen varsa
burada bilgisayar mühendisi olup orada taksiye çıkmaktan gam yemeyeceksen eşin, bi kahve içecek kimse yok diye ağlamayacaksa
yahut eşinin orada bir düzeni varsa
yahut aşiretin oradaysa sana mobilya taşınacak dediğinde kamyonet, ehliyet dönüştürülecek dediğinde kurs, bebeğe nereye bırakacam dediğinde ben bakarım diye geliyorlarsa,
ya da çok şanslı olup hem ucuz olup hem sıkıcı olmayan bir şehirde iyi ücretli bir iş bulabiliyorsan şak diye ne güzel (bunun nispeten mümkün olduğu yerler orta avrupa olabilir)
yoksa şöyle oluyor: özellikle kuzey/batı avrupa 9 çocuklu kürt arap göçmene ev veriyor, sosyal yardım veriyor. eşini dil kursuna bedava gönderiyor
sen bunların hepsini cebinden para verip yapmaya çalışıyorsun. beyaz yakalı türke kimse 5 kuruş yardım etmiyor ! ve fakat sen aynı zamanda sen, o 9 çocuklu okuma-yazma bilmeyen aile ile aynı görülüyorsun :) yani çok şanslıysan ve ırkçı olmayan bir yere yerleşeceksen tabi ayrı ama bir altyapın olmadan öteki/azınlık olmayacağın bir yeri tak diye bulmak kolay değil.
ABDyi çok fazla bilmiyorum çok arkadaşım olmakla bilikte hiç maaş/geçim konusu konuştuğum olmadı. Trump'tan sonra ne oldu sosyal hayat onu da bilmiyorum.
Soğuk demezsen Kanada belki bu sorunları daha az yaşayacağın bir yer olabilir.
0
niye ama
(15.07.17)
Der meister +1

Ama is bulur giderseniz 5 sene surmez, iki senenin sonunda alisirsiniz.
Nasil birisi oldugunuza da bagli, sozlukteki malum baslikta 'fasist dolu oralar, ayrimcilik gorecegim' ya da 'simit olmadan yasayamam' kafasindaysaniz zor olur.

Kuralli yasamak illa sikici olmak degil bu arada, kural ve bu kurallarin herkese esit uygulanmasi 'ongorulebilirligi' beraberinde getirir. Bence bu da inanilmaz huzurlu ve yasam kalitesini arttirici bir sey. Nasil yapsam da bu is olsa, acaba kimi araya soksak da sunu halletsek konularina harcayacaginiz enerjiyi baska seylere harciyorsunuz. Elbette insan faktoru oldugu surece aksilik oluyor.
Yasam kalitenizin ne kadar artacagina, ozellikle de calisma sartlari iyi olan bir ulkeye giderseniz, turkiye'de ozel sirketlerin calisma sartlarindan sonra nasil bir ferahlik hissedeceginize deginmiyorum bile.

Bir de kucuk evlerde yasanmasi bakimindan, cok spesifik bir sey ama kucuk evde yasamak guzel bir sey. O kadar esyaya, bu kadar tuketime ihtiyacimiz yok zaten. Yasam disarda, dogada, parklarda geciyor. Buyuk ev derdinde olanlar, marka/son model telefon/ en iyi araba derdinde olanlar genelde dogu avrupalilar ve araplar. Herkes ayagini yorganina gore uzatiyor, kimse de kimseyi kinamiyor ya da kolundaki saate gore tutum degistirmiyor. Boyle seylere kafa yormamak (zaten boyle biriyseniz de sizin gibi insanlarla yasamak) da huzur verici. Elbette herkesin kisisel tercihi/deneyimi.
0
kassiopeia
(15.07.17)
Türkiye'de kendini ispatlayamamış bir yerlere gelememiş az çok birikimi olmayan biri yurtdışında sürünür.

Diğer ülkeler açmış kollarını gelsinler diye beklemiyor. Nitelikli iyi eğitimli adam istiyorlar. Buraya alıp yetiştirelim bakıp besleyelim olayı yok. Orada azınlık olacaksın bir de. Düşün yani buranın suriyelisi gibi.
0
Cruyff
(15.07.17)
yahu Cruyff ne kadar da abartmışsın, oranın suriyelisi falan, ne yaptın hacım.

yurtdışı konuları kişiye göre değişir, tek bir doğru yok. dolayısıyla senin için nasıl olur bilemem. imkanın varsa risk alıp deneyeceksin ki keşkelerle yaşamak zorunda kalmayasın.
0
soso
(15.07.17)
Bugun sehir icinde ormanla denizin birlestigi bir yerde dolasirken "ne guzel, buralar benim gibiler hice sayilarak birilerine rezidans yapmasi icin peskes cekilmeyecek" diye dusundum.
0
fin
(15.07.17)
Uzun vadede çok fazla şey güzel olur, çünkü gelişmiş ülkeler gerizekalı cahil kitleler tarafından ekonomik ve siyasi açıdan şekillenmiyor. (Abd hariç ki o da fırsat dolu aklını kullanana) Bir de gün içinde karşılaşılan saygısız, gerizekalı burada da var, ama oranı çok çok daha düşük.

Türkiye'de alım gücün düşerken, iç güvenliği çok kötüyken, ileride bölünme ya da başka riskkler vs. varken gideceğine ülkeleye göre bunlardan sadece ekonomik kısmı sorun olabilir. İşçiysen, çalışırken ölme ihtimalin çok çok daha düşecek, sıradan vatandaş olarakta trafikte ya da askerde ölme ihtimalinde aynı şekilde. Bir ton değişken ve ihtimal daha iyi bu ülkelerde. Çocuğun olur, Trde para verip alamadığın kalitede eğitime, burada ücret vermeden alabilirsin. Okulda saçmalıkta anlatmazlar orada ki gibi.

Finlandiya'ya okumak için gelen biri olarak, uzun vadede en büyük sorunum Fince görünüyor şuan. İşte IT olduğu için pek sıkıntı olmayacak gibi ki aramıyorum şuan. Onun dışında hava hariç her şey daha iyi :)
0
christopher nolan
(15.07.17)
(4)

Sevan Nişanyan yurtdışına kaçmış?

tavish11
Peki sizce nasıl kaçmıştır?İzmir'den kaçak botla Yunanistan'a mı geçti acaba? Gürcistan'dan sahte kimlikle geçemez çünkü ünlü birisi tanırlar.(bkz: 14 temmuz 2017 sevan nişanyan'ın firar etmesi)
Peki sizce nasıl kaçmıştır?

İzmir'den kaçak botla Yunanistan'a mı geçti acaba? Gürcistan'dan sahte kimlikle geçemez çünkü ünlü birisi tanırlar.

(bkz: 14 temmuz 2017 sevan nişanyan'ın firar etmesi)
0
tavish11
(14.07.17)
konu hakkında hiç bir fikrim yok da "ünlü birisi" mi?
cicişler filan deseniz (ya da muadili olan kızlar, adlarını bilmiyorum) onlar ünlü, bu ülkede sevan nişanyan tanıyacak gümrük görevlisi mi var sizce? ya da gürcistanda?

ekstra not:
tanıdığım 2 gümrük muhafaza memuru, 3-5 tane de pasaport/havaalanı polisi var. ki bunlar hep istanbul ankara filan memurları. (gerçi rotasyon var ama büyükşehirde çoook uzun süre çalışmış insanlar) jandarma filan geçici oluyorlar saymıyorum.
sevan nişanyan desen "ne yan, ne yan?" diyebilirler en fazla.
0
niye ama
(14.07.17)
O adam isterse her türlü yolunu bulup çıkar ya kapıdan.
0
klar
(14.07.17)
günün en güzel haberi.. bakıp bakıp pis pis sırıtıyorum.

Sevandan beklenir. mis.
0
qazaqwsx
(14.07.17)
keyfim yerine geldi yemin ederim.
0
zgrydn
(14.07.17)
(8)

Yıllar geçsede öss de başarı olan tipler

sorunvar
2010 da lys girdim mf sıralamam o zamanlar 20 bindi ..TM sıralamam da 3000 di aradan 7 yıl geçti öylesine girdim ve sınav sonucum tm de 120 000 mf de 100 000 oldu :( Normal değil mi ? Çok mu kötü ..Bu sınavlara aradan 7 8 yıl geçip yine iyi yer kazanan tipler oluyorya onlar çok mu zeki kişiler ? Ne
2010 da lys girdim mf sıralamam o zamanlar 20 bindi ..TM sıralamam da 3000 di aradan 7 yıl geçti öylesine girdim ve sınav sonucum tm de 120 000 mf de 100 000 oldu :( Normal değil mi ? Çok mu kötü ..Bu sınavlara aradan 7 8 yıl geçip yine iyi yer kazanan tipler oluyorya onlar çok mu zeki kişiler ? Ne düsünüyorsunuz ?
0
sorunvar
(12.07.17)
Ben de 2010'da girdim; sayısal 5649 EA 2815'ti.. Bugün girsem 100binlerde olurum muhtemelen merak ediyorum..

Benden 1 sene önce giren ilk 1000deki arkadaş 6 yıl sonra tekrar girip Çapa Tıp'a yerleşti. Öyle çılgınlar gibi de çalışmamıştı. Valla helal dedim, zeka başka bişi.
0
lcha
(12.07.17)
İlk girdiğim yıl 2 bin civarındaydım, geçen yıl hiç çalışmadan girdim 16 bininci oldum. 2 yıl geçmişti ve matematiği bayağı unutmuşum. Çok zeki değil ama çalışarak girdiklerini düşünüyorum. Ne kadar zeki olursan ol bir süre sonra çok iyi bildiğin şeyler bile unutuluyor ya da insan köreliyor.
0
tahin pekmez yoğurt
(12.07.17)
2012, 2013 ve 2017'de girdim. hepsinde aşağı yukarı aynı puanları yaptım, dil-1'de 460'ın altına düşmedim sanırım, sıralamam daima 2 bin civarı olmuştur. dilde kolay gerçi bu, hem ingilizce olması hem de öğrenci sayısının az olması nedeniyle. temel matematik konularını eğer kullanmıyorsan unutabilirsin ama ingilizcen iyiyse ve ingilizceyi kullanıyorsan unutmazsın, haliyle aradan 15 sene de geçse girdiğinde sınavda yine yaparsın.

ygs netlerim de üç sınavda neredeyse değişmedi ama zaten iyi değildim onda. türkçe 35-5, sosyal 25-5, matematik 10-0, fen 2-0 falan olur genelde. sayısalda yapabildiğimi çözer, diğerlerinde hiç risk almayıp bırakırım.

ha gafa çalışıyo mu dersen hala az buçuk iq kırıntısı var ama üniversiteye giriş sınavında sürekli başarılı olan biri illaki zeki olacak diye bi kaide yok. burada başarı kriteri de önemli. ben üç sınavda ingilizceden sırasıyla 77-3, 73-7, 76-4 yaptım 80 soruda ama yaşıtlarım mezun oldu ben hala sınava giriyom amk, bu başarıysa başarılıyım yani.
0
der meister
(12.07.17)
YGS oluyor calismadan ama LYS unutuluyor.
Kardesim girdi oylesine,YGS hic calismadan 10k filandi ama LYS'de Mat-Fen'de unutmus konulari ilk seneye oranla.
Ozellikle biyoloji filan iyi yapiyorsa kesin calisiyorlardir, cunku ezber tamamen.
0
yaraticinick
(12.07.17)
Ben girerken öss idi ve ea sıralamam 1600 civarındaydi

Geçen sene ilk bölüme girdim 17 olmuştum. Bir diğer puan türünde de 1400 lu bir sıraydi

Yalnız ales vs derken ben hep o soruların içinde kaldım.

Çalışan demir mevzusu yani
0
sejlav
(12.07.17)
ilk girdiğinde fen fak kazanan (o zamanlar burslu fen fakülteleri yüksek puanla alıyordu)insanlar sonraki girişlerinde de yüksek yapar ben MBG mezunuyum fizik, kimya, biyoloji, matematik zaten hepsini okulda görüyoruz.
ama mimarlık veya tıp kazanıp 5. senesinde yine yüksek derece yapan adam varsa kafa çalışıyor demek.
0
niye ama
(12.07.17)
unutuluyor çoğu şey özellikle matematik ve fen konuları ayrıca soru tipleri de değişiyor o kadar kısa sürede adapte olmak zorlaşıyor, bana da olmuştu 7-8 yıl sonra tekrar girince çuvallamıştım.
0
gezegen olan pluton
(12.07.17)
2003'te kazandım, 2009'da çalışmadan tekrar sınava girip daha iyi bir yer kazandım. (ege, marmara)
üstelik o aradaki altı seneyi bir zihinsel karadelikte geçirmeme rağmen. zaten ilkini terk ettim, ikincisini hala bitirmeye çalışıyorum.

kendi adıma ders çalışmak anlamında ineklikle hiçbir alakam yok. öğrencilik hayatım boyunca da ders çalışmadım ama üniversiteye gireceğimden de hiçbir zaman şüphem olmadı. yani yapacağımı adım gibi biliyordum.
zekâyla da alakalı olsa gerek ama öyle çok da abartılacak bir durum yok.
ben daha çok hafızamın çok güçlü olduğunu düşünüyorum.
0
filteria
(12.07.17)
(12)

Bir Bakkalın 40 bin tl Kazanması?

ugrcn
Merhaba Sıradan çinko karbon piller,Ev arkadaşım ile dün akşam vakit öldürürken birden bakkalların ne kadar kazandığı sorunsalının içinde bulduk kendimizi. Kendisi bakkal ve marketlere ürün dağıtımı yapmakta olduğu için sektörü iyi bildiğini düşünmekteydim ki '' Ooo sen ne dion olum bizim evin arkas
Merhaba Sıradan çinko karbon piller,

Ev arkadaşım ile dün akşam vakit öldürürken birden bakkalların ne kadar kazandığı sorunsalının içinde bulduk kendimizi. Kendisi bakkal ve marketlere ürün dağıtımı yapmakta olduğu için sektörü iyi bildiğini düşünmekteydim ki '' Ooo sen ne dion olum bizim evin arkasındaki bakkal aylık net 40 bin tl kazanıyor'' diyene kadar. Yer,konum,alkollü içki satıp satmaması, yanında yerleşim yer olup olmaması gibi zilyon farklı değişken olduğu için net şu kadar kazanıyorlar demek doğru değil biliyorum ama bir bakkalında nerede olursa olsun 40 bin tl kazanması bana pek inandırıcı gelmiyor. E bu bizim bakkal böyle peki genel oratalaması nedir bunun dediğimde 20- 25 kazanıyolar diyor. Siz bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz?
0
ugrcn
(12.07.17)
türkiyede kazancin tanimi bilinmez. net kazanc dedigi cirodur, satisin toplamidir, o dogrudur kesin. 40 binlik satis yapabilir.

net kar ise 2-6 bin arasi degisir. kimi ay 1 lira yapar, kimi ay 10 bin lira yapar.

net kari o bakkal ve muhsebecisi disinda kimse bilemez, bilse de bakkalin söyledigi rakamlar %99 gercek rakamlardan baskadir.
0
kurnaz
(12.07.17)
40.000 ciro olarak çok düşük, hele ki Sigara veya içki'den birisini satıyorsa. Net olmasa da brüt karı olabilir. O da senin arkadaşın normal satış fiyatı üzerinden hesapladığıdır. iskonto, vergi, geri dönen ürünler vs. vs. masraflar düşerse yine de çoğunun iyi kazandığını düşünüyorum. Bizim o taraftaki bakkallardan içki satışı olmadan iki evi rahat geçindirenler bolca var. Bu nedenle normal.
0
cursor
(12.07.17)
Valla bizim mahallede bi bakkal vardı, 2 ev 1 caddy almıştı sıfır km. 5-6 yılda yaptı bunları. Kaçak sigara vs satıyordu iyi kazanıyodu yani
0
England
(12.07.17)
bizim mahallenin bakkali 15-20 senede dort katli yepyeni apartman dikti. kendi evi ve arabasi zaten vardi. tanidigim biri, onceden zengin falan degildi. bakkal disinda gizli yahut illegal islerle ugrastigini da dusunmuyorum, ugrassa bilirdim.

ha bakkali olan her adam boyle mi yapiyor? hayir. hem tutumlu, hem zeki, hem caliskan olacaksin. bu adam o apartmani dikene kadar harabe gibi yerde yasadi, hala yasiyor. bir kere arabasina binip de bir yere gittigini gormedim, hep ya yurur ya toplu tasima kullanir. ben bakkal olup ayda 15 bin net kar yapsam tatile falan cikarim mesela. evi yenilerim. yurtdisinda okuyacagim deyip bakkali baskasina devrederim vs. adam boyle yapmadi ama.

o yuzden bana dusununce mantikli gelmese bile bir bakkalin 40 bin lira kazanmasi, kendi mahallemde ornegi var, goruyorum. mesele kazanmak degil tutmak sanirim.
0
der meister
(12.07.17)
ciroysa normal de net kazancı bilemezsiniz evet. hatta alkol satmadan da sıradan bir mahallede 40-50 bin cirolara ulaşılması normal.
0
piremses
(12.07.17)
babamın bir bakkalı vardır. 45 yaşında stresten vefat etti. ben de arkasından 5 sene borç ödedim. mekanı cennet olsun...

aşırı işlek bir yerde değilse bakkaldan bir bok olmaz.
bir müşteri gelecek de 3 parça bir şey alacak da.
her parçadan 30-40 kuruş kalacak da...

muhasebesi, kirası, elektriği, vergisi...

ha istiklal caddesinde 2 metrekare büfen olsun, su sat, 40k kazanırsın eyvallah.
0
işimdeyim gücümdeyim
(12.07.17)
bizim oralarda pek bakkal bulunmaz da işyerine yakın bir bakkal biliyorum. tamamen aklı başında 30-40 yaşlarında iki kardeş işletiyor. içki satışı yok. bu iki adamı geçindiriyorsa kötü kazandırmıyor diyebilirim.
0
orijinal nick bulamadim
(12.07.17)
Yorumları okuyunca işi gücü bırakıp bakkal olmaya karar verdim arkadaşlar. Hani küçük esnaf kazansındı? Ulan ben de adamlara fakir muhamelesi yapıyorum, benden daha çok kazanıyor.
0
powerpufgirl
(12.07.17)
Yerine gore kazanir evet. Her ay garanti olmaz tabii ki. Kucuk mekanlar daha cok para kazandırır.

@isimdeyim gucumdeyim, basin sag olsun.
0
runagain
(12.07.17)
kaçak mal satıyorsa havada kazanır gibi
örn: djarum
0
probiyotik
(12.07.17)
lojmanların içindeki bakkal için konuşuyorum
bakkal dayanmıyor işletmeci 6 ay bilemedin 2 sene işletiyor batıyor gidiyor.
sebep: memur çevresi, herkes aylık markete artı haftalık pazara gidiyor. 18 senede 18 kere gitmişimdir bakkala o da ekmek almaya. yakınlarda okul filan da yok. burada kaçak ürün satamaz, zaten kapısında 7/24 polis bekliyor. satıyorsa nöbetteki polislere satıyordur :)
ama işte bazı semtler var, kokoş yerler özellikle, her şeyi bakkaldan alan, içkiye günlük 50 lira gömen, işe/okula giderken bakkaldan tost most alan tipler var. veya işlek kalabalık bir yerdir, olabilir o karlar.
0
niye ama
(12.07.17)
tekrar bir düzeltme yapayim bilen bilmeyen yazmis.

türkiyede ayda 40 bin lira net kar yapan bakkal var midir? evet vardir. 2000 ler öncesi bu degerde para yapan bakkal 20 katidir bu da dogru.

ama 40 bin net kar yapabilmesi icin, en az 400 binlik satis yapmasi lazim aylik. cogu zaman 400 bin yetmez bu kar orani icin 600-800 binlik satista 40 bin net kar yapabilir.

bir bakkalin aylik 400 binlik satis hacmi olmasi zor. elbette ana caddeler, merkezi yerlerde bazi bölgelerde yapabilir, 30 gün acik olan normal bir bakkalin günlük 13 bin liralik satis hacmi olamaz. tekel olanlarda icki sigara gibi mamülerin kendi karlari minimumlarda, ama amaci onun icin gelene extra ürün satabilmek, sigara icin gelene sakiz, icki icin gelene cips, kuruyemis satmak gibi.

herkes cok genel bilgilerle yazmis, ama icerisinde bu tarz yerlerin kar marjinin düsük oldugunu görüyorsunuz.
0
kurnaz
(13.07.17)
(6)

eşinin doğum gününü hatırlamayan var mı?

yorgunum
tanıdığım bir adam var 60 yaşında.karısı 55 yaşında ikisi de bende facebookta ekli adama 12 haziran doğum günündü geçti seneye kutlarız dedim.sonrada 4 eylül kimin ki dedim bilmiyorum dedi 4 eylül eşinin doğum günü dedim.adam eşinin doğum gününü ya hiç bilmiyor ya biliyor ama unutmuş.evet dürüstçe i
tanıdığım bir adam var 60 yaşında.

karısı 55 yaşında ikisi de bende facebookta ekli adama 12 haziran doğum günündü geçti seneye kutlarız dedim.

sonrada 4 eylül kimin ki dedim bilmiyorum dedi 4 eylül eşinin doğum günü dedim.

adam eşinin doğum gününü ya hiç bilmiyor ya biliyor ama unutmuş.

evet dürüstçe itirafları bekliyorum eşinin doğum gününü hatırlamayan var mı?

evlilik eşlerden birinin diğerinin doğum gününü hatırlamayacağı ya da hiç öğrenmediği kadar berbat bir kurum mu?
0
yorgunum
(07.07.17)
ilişkiye bağlı.
0
zirrealist
(07.07.17)
@zirrealist+1, her evlilik bir değil ki, bi kısım mutlu mesut devam ederken, bi kısım boşanıyor, bi kısım boşanmadan mutsuz kör topal gidiyor işte. Evlilik berbat bir kurum değil ama bazı berbat evliliklerin olduğu doğru yani. Mesela benim annemler evlilik yıldönümlerini de, doğumgünlerini de hiç unutmazlar, benimkini bile hatırlıyolar ehe :) (mşlh)
0
ekaterina
(07.07.17)
benim 67 yaşındaki babam kendi doğum günü hatırlamıyor, biberler dizilirken miymiş neymiş diyor.

bu doğum günü meselesi son 15-20 yıla kadar belirli bir yaştan sonra çok fazla kutlanmayan bir şeydi, ben bile 13 14'ten sonra "çocuk muyum doğum günümü kutlayayım" diye yetiştim. genel olarak kişilere bağlı diyebiliriz ama, ben eşimin ilk regl olduğu tarihi bile hatırlamaya çalışırım eğer bu konuda hassassa. ama önem vermeyen bir kız arkadaşımın doğum gününü unutup hediye almayıp doğaçlama yapmak zorunda kaldığım olmuştur.
0
Bruce
(07.07.17)
benim etrafımda 60 yaşında olup da büyükşehirde doğmuş olanlar azınlıktadır.
köy yerinde de kimse d.gününü bilmez. benimki de dahil olmak üzere kimsenin nüfus cüzdanında yazan tarih gerçek d.günü değildir (ki ben 35 olmadım daha bırak 60ı)
facebook'ta yazan hangi tarih bakalım?

gerisi kişisel farklar. benim annem 7 sülalalenin d.gününü bilir ve kutlar (kendisinden yaşlı olanları da anneannemin verdiği tarihlere göre kutluyor) benim için kimsenin d.günü önem arz etmiyor. eşim olsa kutlama yapmayabilirim, o önemserse kırılmasın diye önemserim ancak.
0
niye ama
(08.07.17)
@tolkien hayrani +1
Bunun evliliğin berbat bir kurum olmasiyla ilgisi yok ki. 6 aylık ciftler bile bilmiyor bazen sevgilisinin dogum gununu. Bu kişinin özensizligi ya da ilişkide ozel gunlerin önemsenmemesi ile ilgilidir en fazla.
0
aquarium
(08.07.17)
niye ama + 1
Bizimkiler 70+, doğum günü bilmezler. Yani, kağıt üstünde yazacak kadar bilirler ama evde doğum günü falan kutlanmaz. Ben çocukken çok yaygara yaptığım için kutladılar birkaç kere ama doğum gününü gereksiz görüyor ikisi de. Biri ilçe doğumlu, diğer şehir. Aynı şekilde akrabalar da bilmez, bilse de o gğn olduğunun farkına bile varmazlar.
0
aychovsky
(08.07.17)
(4)

KPSS B Grubu Sınav Sonucu Açıklandıktan Ne Kadar Sonra Tercih Yapılıyor?

asuturias
yılda iki defa tercih yapılıyor diye hatırlıyorum, doğru mu?
yılda iki defa tercih yapılıyor diye hatırlıyorum, doğru mu?
0
asuturias
(06.07.17)
o dediğiniz merkezi yerleştirme için, onun için de çift yıl sınavı yani 2016 sonuçları geçerli- o açıklanalı da epey oldu. evet, ortalama yılda 2 kere oluyor ama kesin tarihi yok.
2017 için soruyorsanız merkezi yerleştirmede bu puanlar kullanılmayacak.
0
niye ama
(06.07.17)
@niye ama
2018 kpss b grubu için soruyorum aslında. sanırım mart-mayıs arası olur sınav. yılda iki tercih dönemi olursa hangi zamanlara denk gelir?
0
🌸asuturias
(06.07.17)
haziran/temmuz- kasım/aralık
0
niye ama
(06.07.17)
2018 yazın olan sınavda tercih yapamazsın 2018 puanıyla. 2018 kış tercihinde yapabilirsin. Kasım aralıkta olur
0
glamdr1ng
(06.07.17)
(8)

Modayla ilgilenen hanımlara soru: açık mavi elbise altına ayakkabı

peggy
Elbise açık mavi ve strapless (görselinin bulamadım şu an), vücuda oturuyor. Sade bir elbise ama hafif ışıltıları, pulları mevcut.Arkadaşımın düğününde giyeceğim. Altına ne renk ve nasıl ayakkabı güzel olur? Pudra rengi ayakkabılar çok moda ama elbise sade olduğu için ayakkabı biraz gösterişli mi ol
Elbise açık mavi ve strapless (görselinin bulamadım şu an), vücuda oturuyor. Sade bir elbise ama hafif ışıltıları, pulları mevcut.

Arkadaşımın düğününde giyeceğim. Altına ne renk ve nasıl ayakkabı güzel olur?

Pudra rengi ayakkabılar çok moda ama elbise sade olduğu için ayakkabı biraz gösterişli mi olsun acaba? Bordo olur mu mesela?

Teşekkürler.
0
peggy
(06.07.17)
bu sezon dore, antrazit, lame, rose türü tonlar bol ışıltılı ayakkabılar var. (ben ışıltı sevmeyen bir insan olarak bunu giyip sahneye mi çıkacaz acaba tepkisi versem de her yerde bunlardan var, her rengin altına veriyorlar) bordo veya lacivert düz deri bir ayakkabı bulmanızdan çok daha yüksek olan ihtimal antrazit ışıldayan bir ayakkabı bulmanız. bir de bu tonları birbisiyle karıştırdıkları ayakkabılar var -ki bence güzel duruyorlar.
0
niye ama
(06.07.17)
krem rengi (koyu krem değil) önü iki, üç parmak kadar açık, bilekten bağlamalı çok güzel ayakkabılar mevcut. açık mavi ile gayet yakışır.

peşin edit: bayan değilim, eski bir ayakkabıcı olarak sadece fikrimi söylüyorum. yakışacağını düşünüyorum karar sizin :)
0
piratepedia
(06.07.17)
krem veya pudra dıyecektım, soylenmış. aynı kombını kendım de yapmıstım zira.
0
deepness
(06.07.17)
açık krem +1
gümüş

bence ayakkabıyı patlatmaya gerek yok. ince bantlı sade bir ayakkabı çok hoş durur (şunun gibi: i.hizliresim.com ya da şu: i.hizliresim.com )
0
i m cool with that
(06.07.17)
gumus +1 dugunde daha guzel olur, taki ve canta ile de tamamlarsiniz.
0
kassiopeia
(06.07.17)
pudra krem ya da gümüş
0
lcha
(06.07.17)
Elbisenin ışıltısı sarı (dore) tonlarındaysa krem rengi, eğer gümüş tonlarındaysa lame bir ayakkabı seçebilirsiniz.
0
reca ederim bu bahsi kapatalim
(07.07.17)
siemens reklamında irem sak ayakkabılarına bak bence tam olarak istediğin o bence
niye ama artı bir
0
fasulyek
(07.07.17)
(13)

Konserve tüketiyor musunuz?

maria puder
Konserve kavramına bakış açınız nasıl? Sık sık tüketir misiniz bu ürünleri? Ben pek tercih etmiyorum bir de konservelerden zehirlenme olayını duyduğumdan beri iyice kaçınıyorum. Tabiki o illet bakteriye sahip olanlar zehirliyo ama yine de korkuyorum. Siz de durumlar nasıl?
Konserve kavramına bakış açınız nasıl? Sık sık tüketir misiniz bu ürünleri? Ben pek tercih etmiyorum bir de konservelerden zehirlenme olayını duyduğumdan beri iyice kaçınıyorum. Tabiki o illet bakteriye sahip olanlar zehirliyo ama yine de korkuyorum. Siz de durumlar nasıl?
0
maria puder
(05.07.17)
hazır konserve nadiren alırım, hiç denenecek kadar az.
evde konserve yapmıyoruz, kurutuyoruz biz gıdaları konserve yerine veya buzluğa atıyoruz. babama dokunuyor, senelerdir böyle alıştık (20 sene önce filan karadenizdeydik kurutma olmuyordu, dondurucu yoktu, o zamanlar yapardık, bıraktık)
misafirlikte filan yiyorum tabi.
0
niye ama
(05.07.17)
ben ekmek yediğim dönemde çok yerdim. Askerde 6 ay barbunya konserve yedim neredeyse. Şimdi sadece balık.
0
gozu acik sevisen yahudi
(05.07.17)
sadece ton balığı
0
qazaqwsx
(05.07.17)
Bir kuru gıda deposunda çalışıyorum. Bazen cok acıkıyorum yemek olmadığında mecburen bu tukas yada tamek'in yaprak sarması var onu yiyorum. İlk açtığımda bütün yağlar donuk oluyor o an midem bulanıyor ama elimde olsa sarmaları suya koyup temizleyecem öyle yiyecem neyde onları birsekilde temizledikten sonra yiyorum. Baska bir konserve olarakta mantar kullanıyorum. Benim için cok pratik oluyor. Bir de bi ara cok konservede ananda yiyordum o cok güzeldi yalnız.
0
fıytfıyt
(05.07.17)
Közlenmiş patlıcan çok seviyorum. Kendim közlemek zor geldiği için alıyorum sıkça. Bir de ton baligi. Bu ikisinin dışında tüketmiyorum.
0
aquarium
(05.07.17)
Ayda 5 kilograma yakın tüketiyorum ton balığı.
0
goodz
(05.07.17)
sadece ton balığı. ama sevdiğim başka birşey olsaydı yerdim. konserve falan farketmez.
0
Caaannn
(05.07.17)
Çok nadir. Yılda 1-2 kez.
0
i m cool with that
(05.07.17)
konserbe bence en doğal gıda saklama yöntemlerinden biri. özellikle cam kavanozlardakiler.
ancak ton balığı ve et konservelerine çok dikkat etmek lazım.
0
grid
(05.07.17)
Cam tüketiyorum ama metal riskli, tüketmiyorum.
0
neferkitty
(06.07.17)
Hazır konserve hiç tüketmiyorum uzun süredir.
0
ms brownstone
(06.07.17)
hiç alışkanlığım yok, yılda 1-2 ton balığı belki. o da belki.
0
doxanikee
(06.07.17)
fasulye bizde konserve yapılır.
0
blue eyes white dragon
(06.07.17)
(5)

Özel hastanenin kaçak doktor çalıştırdığını düşünüyorum, okursanız seviniri

lhunardaien
Selamlar, pazar günü bir özel hastanede acilden girerek bir dahiliye uzmanına muayene oldum, doktorun adını da telaffuz ettiklerinden biliyorum, hala iyileşemediğim için bugün doktor beyle tekrar bir görüşeyim diye hastaneyi aradım. X isimli doktorla görüşmek istediğimde, doktorun sadece nöbetlere g
Selamlar, pazar günü bir özel hastanede acilden girerek bir dahiliye uzmanına muayene oldum, doktorun adını da telaffuz ettiklerinden biliyorum, hala iyileşemediğim için bugün doktor beyle tekrar bir görüşeyim diye hastaneyi aradım.

X isimli doktorla görüşmek istediğimde, doktorun sadece nöbetlere geldiğini söylediler, doktorun ilk nöbeti de ayın 12 sinde, yani tam 1 hafta sonra.

Durumdan kıllanınca sitelerinden baktım, X diye bir doktorları yok, gittim tekrar aradım, dedim ya bu adam uzman, sadece nöbete mi geliyor, dediler evet X bey bizim nöbetçi hekimimiz, sadece nöbete geliyor. Yasal mı diye sordum, (sanki farklı bir cevap duyacakmışım gibi) yasal tabi dediler. Ben yine garanti olsun diye sağlık bakanlığına şikayetimde bulunucam dedim. Çok iplemediler

Yorumunuz ne olur acep ?

Teşekkürler
0
lhunardaien
(05.07.17)
Tam bilmiyorum ama yasal sanırım. O doktor resmi olarak o hastanede belli günler çalışıyor olabilir. Netleştirmeden adım atmayın derim hem size yazık olur hem de doktora. Onun dışında kaçak olduğunu düşünüyorsanız savcılığa kadar yolu var.
0
bayc
(05.07.17)
doktorlara özel bi kural var mı : var, her bransşın kotası var sayısı var. her hastanede her hekim kafasına göre olamıyor vs. 60 yaşla ilgli kurallar var var yani öyle değişik kurallar.
ama yasal mı yasal, yeri geliyor adamlar sadece ameliyat yapmaya gidiyor belir bir hastaneye. "kadro dışı geçici çalışma" diye geçiyor yönetmelikte. buyrun:

a) Ücretli veya ücretsiz izinli sayılarak yurtdışına gönderilen kamu görevlisi hekimler ile ilgili
mevzuattan kaynaklanan yükümlülükleri bulunan hekimler hariç olmak üzere, yurtdışında en az 2 yıl
süreyle mesleğini icra eden hekimler, yurtdışından döndükten sonra Türkiye’de çalışmak üzere tercih
edecekleri özel hastanede bir kereye mahsus olmak üzere planlamadan istisna tutularak kadro dışı
geçici çalışabilir.
b) Kadrosuzluk nedeniyle emekli olan veya 60 yaşını dolduran hekimler ile engellilik oranı en az yüzde
60 olan hekimler kadro dışı geçici olarak çalışabilir.
c) Özel hastaneler, tabip ve diş tabibi kadro sayıları için ayrı ayrı hesaplanmak şartıyla ve bu kadro
sayılarının yüzde yirmisini geçmemek üzere belirlenen sayıda profesör ve doçentleri 4/11/1981 tarihli
ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 36 ncı maddesinin yedinci fıkrası kapsamında üniversite ile
sözleşme yaparak kadro dışı geçici olarak çalıştırabilir.
d) Muayenehanesi bulunan tabipler, resmi çalışma saatleri dışında özel hastanelerde sadece nöbet
tutabilirler. Bu tabiplerin nöbet listesi aylık olarak düzenlenir ve Müdürlükçe onaylanır.
e) Hekimlerin başka bir ildeki hastanede kadro dışı geçici çalışma kapsamında hizmet vermek
istemeleri halinde; 1) Hizmet verilecek hastanenin tıbbi ve fiziki şartları ile personel özelliklerinin
uygun olması, 2) Tedavi edilen hastaların sonraki bakım ve destek hizmetlerinin aksatılmaması, 3)
Kadrolu çalıştıkları hastane ve hizmet sunacakları hastane ile olan sözleşmelerinde bu durumun
açıkça belirtilmesi zorunludur.
Özel hastanede kadrolu olarak çalışan hekimler, başka ildeki A ve B tipi tıp merkezlerinde kadro dışı
geçici çalışabilir.
f) Diyaliz merkezleri ve üremeye yardımcı tedavi merkezlerinde ilgili mevzuat uyarınca kadrolu çalışan
uzman hekimler, 1219 sayılı Kanun’un 12’nci Maddesine uygun olmak kaydıyla özel hastanede kadro
dışı geçici çalışabilirler.
0
niye ama
(05.07.17)
Ozel hastahanede yillardir sadece nobet tutan doktor tanidigum var. Normalde baska yerde calisiyor geceleri de nobet tutuyor ozelde.
0
kuzey li
(05.07.17)
amerikan hastanesinin acil doktorlarindan bazilari da kadroli degil, memorial atasehirin de acil genel cerrahi nobet tutmaya geliyor sadece. yani yasal bir olay ve hastane sayfalarinda isimleri gecmiyor
0
oscar
(06.07.17)
hepinize teşekkürler. hastane kafamın tasını attırmıştı, eğer bir de böyle bi usulsuzluk yapıyorlarsa direk şikayete gidecektim, ama sıkıntı yok duruyor yazdıklarınızdan :)
0
🌸lhunardaien
(06.07.17)
(10)

Noterler İngilizce belgeleri onaylamıyor mu?

mikro patlama
Yapılması gereken iş şu: Yurtdışından alınmış, kişisel isim-adres bilgilerinin olduğu çok basit bir beyan formu var, ben bunu kendi bilgilerimle dolduruyorum ve noterin bu bilgileri tasdik edip imzalaması gerekli. Belgenin yeminli tercüman ile çevirisi de elinde. Ancak noter sadece Türkçe kopyayı on
Yapılması gereken iş şu: Yurtdışından alınmış, kişisel isim-adres bilgilerinin olduğu çok basit bir beyan formu var, ben bunu kendi bilgilerimle dolduruyorum ve noterin bu bilgileri tasdik edip imzalaması gerekli. Belgenin yeminli tercüman ile çevirisi de elinde. Ancak noter sadece Türkçe kopyayı onaylayacağını, İngilizce kopyayı yasal nedenlerle onaylayamayacağını iddia etti.

Böyle bir şey var mı gerçekten?

Yabancı firma Türkçe belgenin denkliğine güvenemez, İngilizce belgedeki noter onayına bakacaktır doğal olarak.
0
mikro patlama
(05.07.17)
yeminli tercümanın anlaşmalı olduğu noter kimse o onaylar, başka noter onaylamak istemezse onaylamaz.
0
niye ama
(05.07.17)
Noterin orada yaptığı iş noter yeminli tercümanın yaptığı çeviriye "evet bu adamı bilirim, iyi çeviri yapar" demekten ibaret olduğu için yabancı dilde olan belgeyle ilgili bir işlem yapamaz.
0
fengari
(05.07.17)
@niye ama: Tercüman zaten noterin tercümanı ve tercümeyle ilgili bir sıkıntı yok. Yasal olarak yapamayacağını idda etti.

@fengari: Bu konu tercümenin onaylanması değil, kimlik beyanının onaylanması, dikkatli okuyun. Tercüme sadece ingilizce belgenin içeriğini noterin anlaması için gerekli.
0
🌸mikro patlama
(05.07.17)
Noterin yurtdışından alınmış bir belgeyi onaylama diye bir yetkisi/görevi yok, istese de yapamaz. Onun yapacağı tek şey tercümeyi onaylamaktır. Siz şu an noterlerden kanunda olmayan bir şey yapmasını bekliyorsunuz.
0
fengari
(05.07.17)
çaren şu gibi; yeminli tercümana çeviriyi yaptırıp onaylattıracaksın türkçe belgeyi(noterin anlaşmalı tercümanları oluyor zaten özellikle tercüman aramana gerek yok), sonra o belgeyi de yeminli tercümanla ingilizceye çevirteceksin noterde. sonra da apostil.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(05.07.17)
hocam olayı yanlış anlamışım :

o belge yabancı bir yerden alındıysa onu tabi ki buradaki noter onaylamaz, hiç bir noter onaylamaz ben sana ingilizce bir belge vereyim sen onu zulucaya çevir noter de onaylasın ingilizcesini? öyle şey mi olur? noter ancak "çeviri"nin doğru olduğunu onaylar, olayı bu.
ki onu da aslında yabancılar çok takmıyor yeminli tercüman kaşesi çoğu yerde yetiyor orada bizim gibi otu b.ku notere onaylatmak diye bir şey olmadığından...

siz inglizce belgenizi aldığınız yerden onaylatacaksınız.

Yabancı firma Türkçe belgenin denkliğine güvenemez : töbe töbe onaylı çeviri, nesine güvenemezin? güven sorununuz mu var anlamadım ki.

yabancı firmaya verilecek bir belge zaten türkçeye neden çevriliyor? kafamda deli sorular...
0
niye ama
(05.07.17)
Ben anlamadım. Noter yabancı belgenin türkceye cevrilmis halini onaylar evet. Tercümanın o dili bildigine ve dogru cevirdigine dair bir onaydir bu. Yabanci ülkeden alınmış belgeyi neden ve nasıl onaylasın ? Oyle bir yetkisi yok. Benim asıl anlamadigim nokta zaten yabanci ülkeden almis oldugunuz belgenin o ülkede gecerli olmasi icin neden türkiyeden onaya ihtiyac duydugu. Sizin olayınız apostil gibi. Ama o da buradan alinan belgenin yurtdisinda gecerli olmasi icin yapiliyor. Kafam karisti benim de.
0
aquarium
(05.07.17)
@fengari,@niye ama,@aquarium
Başka türlü açıklayayım, ing. formu unutalım:
Ben bir kağıda benim adım şudur, adresim budur yazıp imzalıyorum, kağıdın altında da noterin kendi adresini imzasını vs. dolduracağı form kısmı var. Bunu notere kimliğimi gösterip onaylatabiliyorum, sorun yok. Buradaki tek fark "benim adım" yerine "my name is" falan şeklinde ing yazılmış olması. Bu tr yerine ing yazılmış bir beyan formu, nereden geldiği önemli değil.
Tercüman tarafından Türkçe'ye çevrilmesinin nedeni noterin neyi onaylayacağına emin olması sadece, başka bir işlevi yok.

Proletarier'in dediği gibi olacak sanırım. Notere gitmeden önce tercüman ingilizce belgenin hem apostil örneğini hazırlayacak (doğru ifade mi bilmiyorum) hem de Türkçe'ye çevirecek, noter Türkçe olanı onaylayacak, ben de İngilizce olan için apostil işlemi yaptıracağım, sanırım.
Yalnız apostil yapılmış belge tamamen boş bir İngilizce form olacak, noter onayı olmayacak, doğru mu anladım, bu şekilde mi oluyor?

--teşekkürler herkese--
0
🌸mikro patlama
(06.07.17)
"Tercüman tarafından Türkçe'ye çevrilmesinin nedeni noterin neyi onaylayacağına emin olması sadece, başka bir işlevi yok." ---> İşte noterin öyle bir yetkisi yok, sıkıntı burada. Yani herhangi bir yabancı belgenin aslını -tercümesini görse dahi- noter onaylayamaz.

Apostil meselesi: Apostil, bir ülke tarafından düzenlenmiş resmi belgenin başka bir ülkede tanınması için gerekli olan işlemdir. Eğer X ülkede düzenlenmiş bir resmi belgenin Türkiye'de tanınması isteniyor ise, apostili o belgeyi veren X ülke yapar. Yani yurtdışında düzenlenmiş bir belgenin burada geçerli olması isteniyor ise, o zaman o ülkenin apostil yapması gerekiyor.
0
fengari
(06.07.17)
Şu şekilde bir çözüm daha kolay olmaz mı?
Eğer formu düzenleyebiliyorsanız çift dilli hale getirin, örneğin:
Adı/Name
Doğum yeri/place of birth vs.
Bu durumda formun noter tarafından da onaylanabileceğini ve ekstra tercüme vs. de gerekmeyeceğini sanıyorum. Zira kendim hazırlamamış olsam da yıllar önce bir proje için sunmam gereken benzeri bir çift dilli tablo içeren belgeyi noter'den onaylatmıştım.

Yoksa diğer seçenek öncelikte Türkçe düzenlenen belgenin onaylanması ve İngilizce'ye yeminli tercümesinin yapılması olacaktır sanki.
0
yeninesiltupcu
(08.08.23)
(11)

5-10 sene sonra yabancı dillerin durumu

lazpalle
malum teknolojik gelişmelerin karşısında benim gibi çoğunuzun aklına geliyordur. en son aşağıdaki siteyi görünce sorayım dedim. biz yabancı dil bilmenin ekmeğini yedik ve yiyoruz ama 5-10 sene sonra çocuklarımız için bir avantaj olmaktan çıkacak gibi. akıllı cihazların da artmasıyla robotik mütercim
malum teknolojik gelişmelerin karşısında benim gibi çoğunuzun aklına geliyordur. en son aşağıdaki siteyi görünce sorayım dedim. biz yabancı dil bilmenin ekmeğini yedik ve yiyoruz ama 5-10 sene sonra çocuklarımız için bir avantaj olmaktan çıkacak gibi. akıllı cihazların da artmasıyla robotik mütercimlik ciddi aşama kaydedecek. siz ne diyorsunuz?

translator.microsoft.com
0
lazpalle
(05.07.17)
yine de yüz yüze ilişki kurmak önemini kaybetmez diye düşünüyorum ama eskisi kadar zorluğu kalmayacak tabi ki.
0
re noreno
(05.07.17)
@re noreno zaten yüz yüze muhatap olacağız ama anında çeviri kulaklık aracılığıyla yapılabilecek. demek istediğim yabancı dil eğitiminin bir önemi kalmayacak veya bilmek bir avantaj olmaktan çıkacak.
0
🌸lazpalle
(05.07.17)
E o zaman da zorunluluk olmaktan çok ekmek yedirecek düzeyde bir artı olabilir. Bence bilmenin önemi devam eder yani
0
klar
(05.07.17)
bir yabancı dil öğrencisi olarak bu konuda sülalem raad diyebilirim. istedikleri kadar yazılım geliştirsinler, dil bilmek önemini büyük ölçüde her zaman korur. bir de dil var dil var, durum var durum var.

rusça mezunu olup da rusça iş mülakatı yapamadığı için (seviyesi yetmiyor) iş bulamayan adamlar var. öte yandan puanı yetmediği için atıyorum macar dili ve edebiyatı okuyup, şak diye kendine uygun, macarca gerektiren bir pozisyona giren adamlar da var. dünyada o işi yapan tek kişi mesela adam. ne bileyim sözlükte vardı öyle birisi, adam leh dili ve edebiyatı okumuş. burada desen gülerler "o ne yav" diye. polonya'da yaşıyordu. eh kağıt toplayarak sağlamıyodu geçimini sonuçta, diliyle gitti oraya, diliyle iş buldu. e hadi lehçe-ingilizce-türkçe google translate dosyası kurun da gidin bakayım polonya'da yaşamaya görelim noluyo, yapabiliyonuz mu. gidip deyin bakalım bende çeviri programı var ben lehçe konuşabiliyom, alıyolar mı polonya'ya. (feminiklere not: örnek verdiğim kişilerin hepsi essahtan adamdı yani pipiliydi ondan adam aşağı adam yukarı hepsine adam dedim)

dil bilmek hiçbi zaman tek başına anlam ifade etmez. biz robot değiliz. microsoft çeviri yapar tamam da sana bilmem hangi dilden kaynak taraması yapıp da o bilgilerden tez yazmaz mesela. konuya "dog" kelimesini "köpek"e çevirmek olarak bakarsak zaten hepimiz gidip ölelim. adam 6 dil biliyorum işsizim diyo, soruyosun hangi diller, zazaca kürtçe lazca falan diyo. dediğim gibi dil var dil var, durum var durum var. rus edebiyatında hedehödö akımına ilişkin essay'i microsoft'a mı yazdıracaksın mesela, çeviri yapmaksa benden iyi yapıyo, e hadi yazsın pezevenk.

bu çeviri motorları hayatı kolaylaştırıyor, dil bilmeyen insanlara yardımcı oluyor eyvallah ama dille para kazanan insanların yolunu tıkaması için 5-10 değil bence en az 25-30 seneye ihtiyaç var. dil büyük ölçüde insan işidir, iletişim işidir. belli bi yere kadar mekanikleştirilmesi faydalı bile olabilir ama onun ötesinde bir çeşit yönlendirmeye ve dış müdahaleye daima ihtiyaç duyar. "ruh" falan diyerek ılıklık da yapmıyorum bakın.

"insanoğlu varlıkların en şereflisidir. microsoft falan filan bunlar insanın yerini tutmaz."

rudolf hess
0
der meister
(05.07.17)
somutlaştırmaya çalışayım. örneğin 5-10 sene sonraki öngördüğüm teknoloji şu anda olsa patron direkt beni şutlardı. aynen dediğiniz gibi bir sorun veya sıradışı bir konu olmadıkça 200-300 kelime etrafında dönen alım satımla alakalı konular hakkında konuşup yazıyorum. patron bile wechat/QQ üzerindeki translator sayesinde çat pat karşı tarafla anlaşıyor.
0
🌸lazpalle
(05.07.17)
Der meister aşırı haklı.
Word vs yıllardır yazım denetimi yapıyor ama onu bile mükemmelleştiremediler. Tercüman olmak ve mesela bir kitapta yazarın üslubunu aktarabilmek için insanları aradan çıkarmaya daha çoook zaman var diye düşünüyorum.
0
kobuzchu kiz
(05.07.17)
iki taraf da haklı
200 kelime hazine gerektiren standart formlar, onaylar, al-sat şeklinde yürüyen işler için dil bilme ihtiyacı 5 -10 sene içinde yok olabilir. eskiden gümrükte iş 3 gün sürüyorsa o işi 3 saatte haledecekler belki ileride -atıyorum. herşey bilgisyarda formu doldur gönder, karşı taraf onaylasın vs. şeklinde akarsa dil bilmeye gerek kalmayabilir.
ama uslup, uzmanlık, alan bilgisi başka şeyler. yazılımın yetmediği, herşeyin standart formlarla yürümediği işler var.
0
niye ama
(05.07.17)
Bence de lazpalle haklı bu kadar önemi kalmayacaktır ağır çeviri yapanlar haricinde, basit çeviriler için (denildiği gibi anlaşma vs) insana ihtiyaç kalmayabilir. Mesela eskiden gemicilik çok güzelmiş çünkü gidiyorlarmış burdan brezilya'ya geminin gümrük işlemlerinin yapılıp yükün boşalması 6 ay sürüyormuş. Şimdi kaptan işlemleri yapana kadar, vinçle 1 günde indiriyorlarmış, karayı hiç görmeden geri döndükleri oluyormuş. Bunun gibi işte makineler yavaş yavaş yerimizi alıyor bence de.
0
ekaterina
(05.07.17)
Edebi çeviri bağlamında bir değişiklik olmaz bence.
0
Fusha
(05.07.17)
Simdi benim dil bildiğim filan yok da. Bazen yabancı sitelere girip çeviri yoluyla anlamaya çalışiyorum yazilari. Ama maalesef sadece ebemi zor anliyorum. Tabi sizin bu yazilimlarin çevirisi dort dortlukse orasini bilemem. O yuzden ben der meistere katiliyorum +1
0
for day to break
(05.07.17)
Google çeviri artık öyle çeviriler yapıyor ki sadece 2-3 edit gerektiriyor güzel bir çeviri için. 5-10 değil 2-3 sene sonra yazılı çeviri işi bitecek ya da çok ufak paralarla text uzerınde editing yaptıracaklar....
0
anonymice
(05.07.17)
(8)

ordu-giresun havaalanındaki enteresan uyuşturucu araması

yazar yazmaz yazan yazar
arkadaşım ordu'dan istanbul'a gelecekken rutin kontroller sırasında ilginç bir olayla karşılaşmış. Güvenlik görevlisi laptop'ını açtırıp klavyenin üzerinde bir şey gezdirmiş. bu nedir diye sorduğunda; "uyuşturucu tespiti amacıyla parmak izi alıyoruz" demiş güvenlik. Böyle bir olayla karşılaşan var m
arkadaşım ordu'dan istanbul'a gelecekken rutin kontroller sırasında ilginç bir olayla karşılaşmış. Güvenlik görevlisi laptop'ını açtırıp klavyenin üzerinde bir şey gezdirmiş. bu nedir diye sorduğunda; "uyuşturucu tespiti amacıyla parmak izi alıyoruz" demiş güvenlik.

Böyle bir olayla karşılaşan var mı? mantığı ne yani bunun?
neden sırf laptopu olanlar? parmak iziyle bu nasıl anlaşılıyormuş acaba?
ıslak mendille silinse ve iz kalamasa ne oluyor yani olay ne?:)
0
yazar yazmaz yazan yazar
(30.06.17)
böyle bir gerekçe duymadım daha önce. laptopu açtırıp çalışıp çalışmadığına bakmışlardı daha önce
0
gazozailacatmauzmani
(30.06.17)
uyuşturucu tespiti için parmak izi alınmaz, yara bandı gibi bişeyse svap almıştır. (bkz: svap almak)
0
zetina dikis makinesi
(30.06.17)
svap: Taşınamayan veya laboratuvara götürülmesi mümkün olmayan biyolojik numunelerden steril olarak sürüntü şeklinde alınan numune. Biyolojik İncelemeler.

tamam ama neden laptop yani laptopı olanlar uyuşturucu kullanmaya daha mı meyilli? olayın mantığını soruyorum aslında.
0
🌸yazar yazmaz yazan yazar
(30.06.17)
Öyle bir ihbar/istihbarat almışlardır? Silsen bile kalıntı oluyordur, inceledikleri cihaz çok hassastır vs.
0
chicha
(30.06.17)
bodrum havaalanı için: svapı kola, kıyafete filan sürerek alıyorlardı
laptoptan almışlar mıydı hatırlamıyorum
başka h.alanlarında da svap alıyorlar ama neden sadece laptop onu bilmiyorum
0
niye ama
(30.06.17)
Almanyada basima gelmisti, bu ne diyince patlayici maddeye karsi filan demislerdi.
0
kuehles blondes
(30.06.17)
laptopun içine uyuşturucu koyma ihtimalini düşünmüş olabilirler.
0
hononu
(30.06.17)
Laptopa ve kiyafete surerek almislardi benden de. Normal yani.
0
luchetti
(30.06.17)
(2)

hava trafik kontrolörlüğü

yet it moves
yaş sınırı var mıdır? htk olma koşulları nelerdir?
yaş sınırı var mıdır? htk olma koşulları nelerdir?
0
yet it moves
(29.06.17)
Neden boyle bisi istedigini cok merak ettim dogrusu.
Dunyanin en stresli meslegi cunku.
Stresten omrun kisalir yani.
0
rentts
(29.06.17)
27.
inglizce
sınavı geçmen
0
niye ama
(29.06.17)
(8)

Kırsal yaşama dönüş

sack jparrow
Beyaz yakali kesim para kazanmak araba almak istiyor. Bu yuzden uni okuyup staj vs 25 e geliyor. 3-4 bin civari parayla rahat yasamak icin kili kirk yariyorlar. Kirsal kesimdeki insanlar her ne kadar ciftcinin anasi bellense de daha fazla kazaniyor. Beyaz yaka da bu kesime ufak da olsa hayranlik be
Beyaz yakali kesim para kazanmak araba almak istiyor. Bu yuzden uni okuyup staj vs 25 e geliyor. 3-4 bin civari parayla rahat yasamak icin kili kirk yariyorlar. Kirsal kesimdeki insanlar her ne kadar ciftcinin anasi bellense de daha fazla kazaniyor. Beyaz yaka da bu kesime ufak da olsa hayranlik besliyor. Neden dedenin ninenin isini yapip cok daha fazla kazanarak yasamayi dusunmuyorlar. Spor salonlarinda harcadiklari enerjiyi tarlada ahirda harcayarak arzuladiklari lukse ulasamazlar mi? Bosu bosuna bi donencenin icine giriliyor sanki. Turkiye kurumsal sirketler bazinda hala kole calistirmiyor mu? Gerici bi dusunce olarak degerlendirenlere saygim sonsuz bu arada oinceden soyleyeyim.
0
sack jparrow
(29.06.17)
Kışın buz gibi havada 6 da kalkıp tarlaya git anlarsın neden olduğunu. Bu sıcakta tarım hayvancılıkla falan uğraştığını da düşünebilirsin
0
empedokles
(29.06.17)
empedokles -1

Kışın buz gibi havada mecidiyeköye gittigini düşün, ya da yazın 40 derece sıcağında.

size hayatın şifresini vermek istiyorum.. PATRONUN AĞIZ KOKUSU...

O kadar leş bir kokudur ki köyün delisi yapar adamı kaçmak için.
0
binder dandet
(29.06.17)
verimli bir bölgede, çiftlik veya tarla alıp ekim dikim yapmak istedin diyelim
sermaye gerek. dedenden kalmadıysa bu sermaye öyle az buz da değil bir traktör mesela arabadan daha pahalı. tarım araçları, çiftlik kuracaksan hayvanlar, ilacı, sigortası vb.

İşin içinden gelmiyorsan üründen, maldan anlamıyorsan zaten işin yaş. Beyaz yakalı daldan kiraz toplamayı bilmiyor kaldı ki gübre bilecek, susayan, böceklenen ürünü, memesi ağrıyan hayvanı bilecek. bunları bilmiyorsan iş yaptırabilmen lazım. işi bilen adam neden senin yanında çalışsın? tr'de işi bilen zaten kendi işini yapıyor. üstelik inşaat işçisi, ırgat, maraba çalıştırmak zordur. beyaz yakalı ona laf anlatamaz, o beyaz yakalının dilinden anlamaz.

bizim ülkemizde ilçe tarımlar tamamen siyasetle döner. mazot teşvikini alamazsan, gübreni alamazsan, çiftçi evraklarını onaylatamazsan aferdesin sıçarsın. Çiftçilerin %90ı krediyle yaşıyor. Öyle muhalif adamı her yerde yaşatmazlar (muhalif değilsen ayrı tabi).

ha ama mesela işi biliyorsundur, yerin vardır, pazarın hazırdır, olur tabi. muğla ortacada kuşkonmaz yetiştiren bir kadın var ODTÜlü. ailesinin tarlası, kız da y.dışı bağlantısı yapmış. etraftaki köylü kadınları çalıştırıyor. böyle niş ürün yapar satarsan olur.
0
niye ama
(29.06.17)
kırsal yaşam şehirlinin kaçış edebiyatı bir nevi. şehirlinin "pembe götünün" köy ortamına 3 günden fazla dayanacağını sanmıyorum. istanbullu adam ankara'ya gelince "bu ne ya köy gibi" diyip 2 günde sıkılıyor. hayal ama güzel bir hayal tabii.

belki ben de ilerde yaşarım (yaşamadı)
0
doxanikee
(29.06.17)
ben yörük kızıyım. ata sporu bizde çobanlık ama şu anda 1 tane çobanlık yapan adam yok.
kimse üstü başı kirlensin, yabanda yazıda yatsın, facebook'tan instagramdan uzak kalsın istemiyor. 2 gün güzel doğal hayat 3. gün bıkar kaçar büyükşehirden gelen de.

süt için büyükbaş hayvan yetiştiriyorlar şu anda 12 ay kapalı ahırda bizim hayvanlar. yengemlerin sadece sabah 1 saat akşam 1 saat makineleri takmak çıkarmak için mesaisi var. bundan bile şikayetçiler. hayvanlar var diye sağa sola rahat gezmeye gidemiyorlarmış. ahırda 15 20 inek var yağı peyniri hazır alıyorlar, şehirden. kim yapacak?
bu yengemler instagramda foto beğeniyormuş -instagramım yok benim.
düşün yani anadolu köylüsü bu. çalıştıracak adam bulamazsın.
0
niye ama
(29.06.17)
Kendimden örnek verirsem şehirde büyüdüm. Annem babam akrabalar okuduğu için başka bir rol modelim yoktu. Bende o yolu seçtim tabi. Bana şimdi sorarsan doğal ortamda yaşamak iyidir hoştur derim ama orada yaşama kabiliyetlerim gelişmemiş.

Köyde annesi babası çiftçi olan birisi ise bakıyor işler zor. Tv girmeyen köy de kalmadı. Tv lerde büyükşehirlerin hep iyi yanları gösterildiği için özeniyor. O da ya okuyarak ya da başka fikirlerle şehirlere göç ediyor. Tarlaları ekip biçenlerin giderek azalması bu sebepten. Büyük araziler miras yoluyla parçalanıyor daha sonra satılıyor.

Tekrar bana gelirsek mesela günün birinde bir arazim olsun ve doğal yaşam süreyim isterim ama bunu keyif için yapmam lazım. Zorunluluk haline gelirse bir anlamı kalmaz. Uzun yıllar şehirde kalıp kendi imkanlarına göre bir yer alıp meyve sebze ekenler mutlular gördüğüm kadarıyla.
0
hayde bre
(29.06.17)
Koy romantikleri dısında kimse kırsal yasamın parcası olmak istemiyor. Bir seye donus icin, orada olmak gerekmez mi? Üc kusak Istanbul'da dogmus ve büyümüs, nereye geri döneyim mesela? Kücük sehirde (1 milyondan fazla insanın yaşadığı Avrupa şehri) bile rahat edemezken hem de. Kırsal yasam hayat standartlarımı yükseltmeyecek ki. Hayat standartı, daha iyi kazanmak degil. İstanbul'da 3 birim kazanıp sürünülür, ama Berlin'de 3 birime cok rahat yasanır mesela. Spor salonu ile tarla karsılastırması da cok cok ilginc. Biri hobi biri is.

Kendini sehir yasamında mutsuz hisseden varsa sayet, tabii ki gitsin kırsalda da yasamayı denesin. Ama bahsettiginiz insanlar sehirde kalıp, sosyal olanaklarından yararlanıp daha iyi yasama amacında.
0
buf-e kür
(29.06.17)
@doxanikee demek istediğim buydu biraz da
0
🌸sack jparrow
(29.06.17)
(4)

Borclu olmak psikolojinizi nasil etkiliyor ?

kint
Saglik, yatirim, ev alma vs gibi alanlarda yapilan zorunlu harcamalarin haricinde soruyorum. Keyfiyen yaptiginiz harcamalar, patlatan kredi kartlari, sonrasinda bunlari kapatmak icin cekilen krediler vs.. derken bunalmiyor musunuz ? Yoksa amaann koy dotune rahvan gitsin mi diyorsunuz ?Sormamin sebeb
Saglik, yatirim, ev alma vs gibi alanlarda yapilan zorunlu harcamalarin haricinde soruyorum. Keyfiyen yaptiginiz harcamalar, patlatan kredi kartlari, sonrasinda bunlari kapatmak icin cekilen krediler vs.. derken bunalmiyor musunuz ? Yoksa amaann koy dotune rahvan gitsin mi diyorsunuz ?

Sormamin sebebi, etrafinda bu tarz cok kisi var ve anasini satayim kimsenin seyinde degil gibi :) ben bir ay az odesem kredi kartini, geceleri uykum kacar.
0
kint
(29.06.17)
benim de uykum kaçar o yüzden dediğin şeyler dışında borcum yok.
evet, pek kimsenin şeyinde değil gibi geliyor bana da.
0
niye ama
(29.06.17)
4k limitli bir kredi kartım var 6 ayda bir dolar boşalır, taksitleri uzun tutmam maks 3 aydır. bir geyik var ya hani cidden kullanmasını bilene.

Tek olay kredi kartıyla cok kolay harcanıyor para. keş öyle değil.

bundan kelli rahatım. limitimde duruyorum zira.
0
binder dandet
(29.06.17)
22k limitli bir kredi kartım var genelde ay içinde yarısı dolar boşalır. Millet asgariye dahi gücü yetmeyecek şekilde harcıyor. Sitelerin %60 maaşı hacizli elden alıyor herkes. 5k kart limiti olan işçimizin 4.7k ekstra borcu geldi 410tl yatırdı.
0
gozu acik sevisen yahudi
(30.06.17)
kime, nereye borclu oldugun onemli. her insana her her yere borclu olunmaz. benim, universiteden bir arkadasim vardi. param yok dediginde, cebimde ne var ne yok verebilecegim bir adam, sevdigim bir dosttu. adamdan bir haftaligina bin lira kadar borc almistim, ihtiyaci da yoktu bu paraya. ben, bir haftada odeyemedim aksilik cikti, ona da soyledim birkac gune gonderirim dedim. adam hergun mesaj atiyordu, ariyordu falan. o gunlerde epey canim sikkindi bu tavuk gtlu yuzunden. kimisinin umrunda bile olmaz, adam utanmazdir. faturalarini odemez, ceker gider vs..
0
ubi dubium ibi libertas
(30.06.17)
(10)

Sonu -by- ile biten bileşik kelimelerin çoğulu

panumbra
Örnek veriyorum action by, verified by, entered by gibi bileşik kelimelerin çoğulu için ne kullanırsak doğru olur?Araştırdığım kadarıyla İngilizce'de isimler çoğul eki alır gibi bir kural var ama yine de tam emin olamadım. Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.Edit: Biraz daha açayım, yukarıdaki b
Örnek veriyorum action by, verified by, entered by gibi bileşik kelimelerin çoğulu için ne kullanırsak doğru olur?

Araştırdığım kadarıyla İngilizce'de isimler çoğul eki alır gibi bir kural var ama yine de tam emin olamadım.

Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.

Edit: Biraz daha açayım, yukarıdaki bileşik kelimelerin Türkçe karşılıkları;
action by -> işlemi yapan
verified by -> onaylayan
entered by -> giriş yapan

Benim öğrenmek istediğim "işlemi yapanlar, onaylayanlar ve giriş yapanlar" gibi çoğul olarak yukarıdaki formda nasıl yazabilirim, onu merak ediyorum.
0
panumbra
(29.06.17)
ben soruyu anlamadım.
0
tepedeki psychedelic adam
(29.06.17)
"people who entered", "people who verified" şeklinde çoğul yapabilirsin ancak. people, person kelimesinin çoğuludur. giriş yapan insanlar, onaylayan insanlar manasına gelir yazdıklarım.
0
yassayf
(29.06.17)
Onlar tek başına kelime değil ki, "verified by Ahmet" mesela, eylemin ait olduğu kişiyi gösterir, çoğul olmaz.
0
bihaber
(29.06.17)
@benaaymi "by ahmet", bu kadar denk gelir :))
0
bihaber
(29.06.17)
ha bir de verified by 'dan sonra ahmet, mehmet ,mustafa da olsa sorun olmaz. hepsi onaylamış olur illa tekil olma şartı yok.
belgelerde "verified by" diye kullanıyoruz orası doğru. çevirirken daha kolay oluyor.
0
niye ama
(29.06.17)
Herkese +1

Demek istediginiz onaylayanlar ise yassayf'in yazdigi gibi "people who verified" denilebilir. Belge birden fazla kisi tarafindan onaylandiysa niye ama'nin yazdigi gibi kullanabilirsiniz.

Bol kolayliklar!
0
lamira
(29.06.17)
bence örnek bir türkçe cümle versen de onun ingilizcesini yazsak daha anlaşılır olur.
0
tepedeki psychedelic adam
(29.06.17)
Herkese teşekkürler. Hazırladığım bir doküman içinde geçen tabloda kullanmak üzere sormuştum bu soruyu. Tablodaki her bir satırda sırasıyla bu alanlar bulunuyor;

action by :
entered by :
verified by:

Bu alanlara da birden fazla kişilerin isimleri geldiği için bu alanları çoğul halleriyle yazmak doğru gelmişti.
0
🌸panumbra
(29.06.17)
entered by dan sonraki kelimeyi cogul yapmanizla konu hallolur
0
kartonpiyer
(29.06.17)
isimleri yan yana sıralayabilirsin bu durumda, sorun olmaz.

verified by: hale, lale, jale
0
tepedeki psychedelic adam
(29.06.17)
(5)

yurtdışı gezisinde çamaşır yıkamak ve kurutmak

diffarentiationation
14 kişilik odada hostelde kalacağım. hostelde çamaşır makinasını çalıştırmak 7 euro imiş. ben de bim'den 4 liraya aldığım boxer'larımı düşünerekten o paraya yenisini alırım diyerek kullanmayacağım tabiki.banyo yaparken çamaşırları sabunlasam yeterli olur mu? başka temizleyici mi kullansam? kurutmayı
14 kişilik odada hostelde kalacağım. hostelde çamaşır makinasını çalıştırmak 7 euro imiş. ben de bim'den 4 liraya aldığım boxer'larımı düşünerekten o paraya yenisini alırım diyerek kullanmayacağım tabiki.
banyo yaparken çamaşırları sabunlasam yeterli olur mu? başka temizleyici mi kullansam? kurutmayı nasıl yapayım? yer olmaz ki çamaşır asacak?
0
diffarentiationation
(29.06.17)
çamaşır makinesi olan alanda kurutmalık askı filan olur -muhtemelen. çamaşırhanelerde de oluyor.
banyo yaparken çamaşırları sabunlasam yeterli olur mu: yani büyükannelerimiz senelerce öyle yıkamış :) hele günlük çamaşır değiştirecekseniz, sabunlasanız hijyen eksikliğinden ölmezsiniz. makine bulunca yüksek derecede yıkarsınız.
0
niye ama
(29.06.17)
hostelde bulduğun yere as gitsin kardeş, millet kafasına göre asıyor zaten. rahat ol kasma bu çamaşır işini.
0
ada meltemi
(29.06.17)
Scrubba´yi eger uzun bir tur yapacaksaniz ya da sikca geziyorsaniz normalde de tavsiye ederim. Kiyafet giyip atmak korkunc bir sey gibi geliyor bana. Israfin dip noktasi, kumas icin harcanan su ve kolelik gibi iscilik demek ucuz tekstil... Herkesin kendi bilecegi bir sey tabii.

Temizleyici olarak, bildiginiz renksiz sabun en dogali. Kimyasalla yikamayin, iyice durulama da yapamayacaksiniz deriniz ciddi tahris olabilir.
0
buf-e kür
(29.06.17)
Olur olur.

Yatak basina da asarsin. Her gun yikarsan sabahina kurur zaten (ya da aksamina)
0
kuehles blondes
(29.06.17)
Yalniz kokar o oda camasir kurutucam derken millettle ppaz olursun nem kokmasin dikkat et.
0
condom kurşunu
(29.06.17)
(29)

evlenmek sorunsalı

srcns
Yaş ilerledikçe çok seçici mi oluyor insan yoksa cidden evlenecek kişiyi bulmak bu kadar zor mu?
Yaş ilerledikçe çok seçici mi oluyor insan yoksa cidden evlenecek kişiyi bulmak bu kadar zor mu?
0
srcns
(29.06.17)
evet, yas ilerledikce secici olunuyor. sevgili bulmak zor degil sosyal olup genis bir cevreye sahip oldugun surece.
0
scars dont fade
(29.06.17)
@scars dont fade sevgili olmak sorun değil tabi ama öyle çıkarlar işin içine giriyor ve insan belli bir yaştan sonra sanki daha farkına varıyor her şeyin.
0
🌸srcns
(29.06.17)
evet kendine bir şeyler kattıkça karşındaki insandan beklentin de artıyor.
0
shotgunwoman
(29.06.17)
@shotgunwoman beklentiler samimiyeti yok ediyor sanki
0
🌸srcns
(29.06.17)
Aşk arıyor sanki insan ya da bahanesi bu oluyor evlenmeyenlerin. Yani benim öyle olacak gibi duruyor en azından.
0
fıytfıyt
(29.06.17)
Yaşı ilerlerken boş ilerlemeyenler icin seçici olmak normal. Geliştikçe, kendine ait güzel bir hayat kurup sürdürdükçe kendine ve kurdugun o hayata layık görebileceğin insan sayısı azalıyordur muhtemelen.
0
aquarium
(29.06.17)
Yaş ilerledikçe talip olunacak havuz daralıyor, iyiler kapiliyor. Mesele bundan ibaret. Seçicilik artması da işin goygoyu.
0
doxanikee
(29.06.17)
@doxanikee çok doğru tespit sanki. Bir çok ideal eş adayı kızların en basitinden uzun süreli ilişkileri bulunmakta
0
🌸srcns
(29.06.17)
Yaşin ilerledikçe hayat standartların gelişiyor, kendini geliştiriyorsun.en az senin gibi olmayan insan da sana çekici gelmiyor.
0
cabiday
(29.06.17)
Birlikte yasanacak yatak arkadasi vs. birlikte yasanacak hayat arkadasi.

Ilkini bulmak ikincisini bulmaktan daha kolay. Yas gectikce ikincisini bulmanin zorlasmasinin nedeni de bence kendi ideallerimizle doldurdugumuz hayatimizi baska bir arkadasla paylasmak istemememiz.
0
lamira
(29.06.17)
bu işte bi kırılma noktası gibi bişey var.

bir noktaya kadar potansiyel partnerden beklentiler hep artma eğiliminde ama çoğu insan için o malum noktaya ulaşıldığında bu durum tersine gitmeye başlıyor. mahalle baskısı mı dersin artık, yetiştirilme tarzı mı dersin ne dersin bilmiyorum da bu böyle. hayatta bir noktaya geliniyor ve artık bazı beklentiler vazgeçilebilir oluyor. "filtreyi bu kadar dar tutmayayım, sıçıcaz bu gidişle" oluyor iş bir anda.

evlenecek kişiyi bulmak kolay. istenen profildeki kişiyi, o profilin arayışında olduğun zaman diliminde bulmak zor.
0
cay koy geliyorum
(29.06.17)
Yaş ilerledikçe farkındalığı artıyor insanın. Ne istediğini bilmeye başlıyor yavaş yavaş ve istediği o insan profiline uymayanları kafadan eliyor. Diğerlerini zaman kaybı olarak görmeye başlıyor. Bir de şu var, yıllar insanın tahammül eşiğini epey düşürüyor. Artık "herhangi biri"ne katlanacak gücü kalmıyor. Aptallıklara sabredemiyor. Uğraşmak istemiyor. Bu yüzden yalnızca her yönüyle içine sinen kişileri hayatına almayı tercih ediyor.
0
i m cool with that
(29.06.17)
yaş aldıkça değişiyorsun
beklentiler değişiyor
maddi manevi ilerleme kaydediyorsun -hele bir de ortalamaya göre daha fazla ilerlediysen, buna ayak uyduracak insan bulma şansın azalıyor.
düzenin, rahatlığın, lükslerin oluyor. herşeyi kendi başına yapmaya alışıyorsun (uzun süreli ilişkiden çıkanlar hariç, onlar da belki uzun süreli ilişkiden sonraki özgürlüğü seviyordur). insan "bu rahatımı neden bozayım, ne gerek var" diyor.
tabi bu dediklerim mantık evliliği için
çok tutkulu bir aşk filan söz konusuysa o da genelde evliliğe gelmeyecek, hatta o istese senin "evlensek saçma olur" dediğin insanlarla oluyor :)
0
niye ama
(29.06.17)
Ben hayat arkadaşı kavramına inanmıyorum. Ortalama bir insan 25 yaşında mesleğini eline almış ve iş hayatına başlamış oluyor. Geriye kalan hayatı o güne kadar yaşanılan hayattan farklı tutmak çok büyük bir hata. 25 yaşına kadar yaşadığın şeyler seni oluşturuyor. Beğenilerin, zevklerin... bunların hepsini bir anda terk etmek mümkün değil. Bir adam 25 yaşına kadar rockçı kızlarla takıldıysa 25 yaşından sonra artık daha sakin! bir kız bulalım diye düşünüyorsa orada bir sorun vardır. Seçicilik insanın kendini bir eşya olarak görmesi benim gözümde. İçinde aşkın olmadığı alıcı-satıcı ilişkisi. Aşık olduğun insanla evleneceksin. Bu kadar basit.
0
dissendium
(29.06.17)
yaştan çok fazla ilişki yaşayınca kafanda her bir ilişkinden o kişideki olumlu yönleri biriktiriyorsun. sonuçta insanın aradığı tüm bunların toplamı olmaya başlıyor. komik olsun, güzel olsun, zeki olsun, kariyeri olsun....

ancak başlangıçtaki beklentilerimiz ile elde ettiğimiz sonuçlar uyuşmayınca aslında beklenti kriterlerimizi değiştiriyor ve mutsuz olmamak için duruma uyum sağlıyormuşuz. yani dan ariely öyle diyor.

www.youtube.com
0
orpheus
(29.06.17)
Mükemmel cevaplar geldi gerçekten, ve anlaşılan bir çoğumuz aynı şeyi yaşıyoruz :)
0
🌸srcns
(29.06.17)
beklentiden kastettiğim şeyi ne anladığına bağlı olarak değişir, iş eğitim para da olabilir sana yaşattığı hissettiği duygular da.
0
shotgunwoman
(29.06.17)
orpheus
(29.06.17)
Aslinda ben soyle dusunuyorum bu konuyla ilgili; 18-19 yasindayken iliskinden beklentin 'tum hayatini beraber gecirmek' olmuyor. Eglenelim, gezelim, vakit gecirelim, olursa ilerde devam ettiririz olmazsa ayriliriz diye dusunuyor hemen herkes. Zaman ilerledikce insanlarin bir cogu iliskilerine daha ciddi bakar oluyor, e kriterlerine uymayan insanlari da bastan eliyor. Dolayisiyla tanidikca sevebilecegin, anlayabilecegin bir insanin hayatinda olma sansini zaten kaybediyorsun. E bir de erken yaslarda insan sevgilileriyle yeniden bir seyler ogreniyor, sekilleniyor, birbirini degistirme sanslari oluyor. Ilerki yaslarda bu biraz daha azaliyor. Artik bir iliskiden ne bekledigini, ne istedigini buyuk olcude biliyorsun, e ona uygun biriyle beraber olmak istiyorsun. Vaktigini bosa harcamak istemiyor cogu kisi. Bir yandan kendimizi de surekli yeniliyoruz, hayata bakisimiz, isteklerimiz degisiyor. Bunlara uyum saglayan birini istiyorsun.

Iyilerin kapilmasi degil de ozellikle bizim toplumumuzda bircok kisi cok fazla yasi ilerlemeden evlenip, yuva kurayim kafasinda oluyor. Benim sevdigim, tanidigim butun insanlar 1-1.5 yildir pes pese evlenmeye basladi mesela. Bu furya 4-5 yil daha devam edecektir muhtemelen. Kalanlar ya en iyisini isteyenler, bekleyenler ya da iliskilerini sorunsuz bir sekilde devam ettiremeyenler olacaktir buyuk ihtimalle.


Kor kutuk asik olma cok farkli bir sey ama. isterseniz 50 yasinda olun, o derece asik olduktan sonra gozunuz pek bir sey gormuyor zaten.
0
fraise
(29.06.17)
Kesinlikle secicilik artiyor. havuzun daralmasi ya da 'iyilerin' kapilmasi ile ilgisi yok bence. 20 yasinda daha hayata dair bir sey gormemissin, gelecekten ne bekledigin belli degil, genel kultur, gorgu anlaminda capin belli, bu yasta neyin iyi neyin kotu oldugunu anlayamayacagin gibi on sene sonra ayni seyleri iyi kotu bulmama ihtimalinin de yuksek oldugu asikar. 20 yasinda sectigin insanin kitap okumuyor olmasi, seyahat ya da muzik vs. tutkusunun olmamasi, nerede nasil oturup kalkacagini bilmemesi vs. bir onem tasimayabilir, boyle bir insana asik olabilirsin, ama 30 yasina geldiginde eger bunlara onem veren biri olursan, kendini gelistirmissen buyuk ihtimalle 20li yaslarinda ilgini ceken bu kisi artik ilgini cekmeyecektir. Bu insanla 20 yasinda evlensen ya onun gibi biri olursun, ya sen baska bir insana donusursun ve esin ilgini cekmez, seni tatmin etmez, ya da esini de degistirirsin ve sana benzer. Simdi 20 yasinda kendini tanimadan, hayata ve beklentilerine dair bir sey bilmeden yaptigin bu secim 'iyisini' kapmak midir? Yoksa 30lu yaslarinda bu tur insanlarin ilgini cekmemesi ve belli basli ilgi alanlarini paylastigin kisilerin ilgini cekmeye baslamasi seciciliginin artmasi midir?
0
kassiopeia
(29.06.17)
zor değil. kafamızın içindeki engelleri, duvarları, kaygıları bi aşabilsek...

anlatamıyoruz ve anlaşamıyoruz. yüzdürülen sahte mutluluklar silsilesi gördüklerimiz.
0
alkolsuz icecek
(29.06.17)
Yas arttıkça secicilik azaliyor ya. Gormezden gelip fergat edebilecegi seyler cogaliyir insanlarin. Bir evlensin de. Cunku boyle giderse evlenemeyecek. Evlenecek kisinin bulunamamasi herkesin zaten evli olmasi sebebi ile. Kisi bulunsa, her turlu kabul.
0
velvetmorning
(29.06.17)
Çok güzel konu aslında bu. Ben de bundan musdaripim. Şu an hayatta durduğum nokta itibariyle hem 30 yaş ve üstü kadınlarla hem de 25 yaşlarındaki genç kadınlarla uzun vadeli bir şey yaşamak bazen zor geliyor.

Hatunlara selam etmek için söylemiyorum. Samimiyetle yazıyorum.

35 yaşında erkeğim. Kariyerim çok çok iyi gidiyor. Terfi alıyorum deli gibi. Uluslararası bir şirkette yöneticiyim. Şu anki direktörüm beni kaybetmeyi kabullense anında Paris ya da Münih'te çalışmaya başlayabilirim. Senelerce aileme baktım. Ama araba alabildim. Şimdi de ev almak üzereyim. Kendime de bakmaya başladım, götü göbeği erittim ve yavaş yavaş 20 yaşındaki yakışıklılığımın daha erkeksi versiyonuna dönüşüyorum. Dallama gibi de davranmıyorum insanlara. Ayrıca kendime ve insanlara karşı deli gibi dürüstüm. Ne istediğimi biliyorum. Ne istemediğimi de.

Neden yazdım bunları? Şu yüzden: Ben eskiden "birbirimizi sevelim çok harika hayatımız olmasa da olur. yeter ki deli gibi sevelim" kafasında tatlı adamken kadınlar benimle ilgilenmezdi. Ara ara tek gecelik şeyler yaşardım. Ama arzu ettiğim kafa ve kalitede kadınlar benimle pek ilgilenmezdi.

Oysa şimdi taciz derecesinde tekrarlanacak şekilde üstüme düşüyorlar. İpler benim elime geçti. Tabiki bir sadist gibi insanlarla oynamıyorum. İlgim yoksa kibarca uzaklaşıyorum. İlgim varsa da eskisi gibi aman olsun da taştan olsun bu kadınla yaklaşımım yok. Beni mutsuz eden bir şey varsa anında kesiyorum ilgimi. Bu kadınları şok ediyor. Şok olmaları için yapmıyorum. Mutsuz edeni 2-3 günden fazla aklımda tutmuyorum.

Ben mağara çağından gelen dürtülerin yalan kabul edildiği bir mantıkla büyüdüm. İnsanların birbirini seveceği varsayımına sahiptim. Ama tecrübelerim diyor ki, kadınlar sevmiyorlar, ancak hayran olabiliyorlar. Erkekler gerçekten seviyor. Dolayısıyla kadın ve erkek arasındaki ilişki, kadının tazeliği ve dokunulmamışlığı ile erkeğin başarısı arasındaki bir takastan ibaret. Ben buna inanmadan büyüdüm. Ama gördüm ki durum böyle.

Bu yüzden 30 yaş üstü olup da bana eskiden ilgi göstermezken şimdi ilgilenen kadınlar samimiyetsiz geliyor. Sorun ne? Sorun şu: 20'li yaşlarının başındaki kadınlarla da seks dışında ne paylaşabilirim bilemiyorum. Ortak noktalarımız neredeyse yok. Aynı şeylere gülmüyor aynı şeylere ağlamıyoruz. Bu da beni ikilemde bırakıyor.

Neyse, entry gibi uzun oldu ve yaşla beraber başka konulara da girdim. Kusura kalmayın..
0
twelfth
(29.06.17)
Bende durum armudun sapı, üzümün çöpü...
0
lcha
(29.06.17)
Beklentiler yükseliyor ama beklenti sahibi şunu da düşünmüyor; ben karşımdakine ne verebilirim?
Geçen burda sakin, kıskanç olmayan vs bir erkek bulmak sizce zor mudur diye sorulmuştu. E sen karşılığında ne vereceksin bu adama?
Kadın veya erkek fark etmez, karşı taraftan beklentileri büyüytürken kendini unutma.
Benim çoğu kız arkadaşım istiyor ki adam sosyal olsun, cimri olmasın, paralı bi işi olsun, mevkii sahibi olsun, kitap okusun, espri anlayışı şöyle olsun, olsun da olsun. Tamam beklenti ve standartları düşürmeyelim ama öyle adamın da kız arkadaşından bu tip beklentileri var, sen bunları karşılayabiliyor musun?
Kadın olduğum için kadınlardan örnek veriyorum bu arada yanlış anlaşılmasın.
Bence evlenecek partner bulmakta beklentileri yükseltmek sıkıntı değil, sıkıntı aynı beklentileri sen de karşılayabilecek misin? Bu işler iki taraflı.
0
dijalli
(29.06.17)
dijalli +1
0
twelfth
(29.06.17)
beklentiler yükseliyor ama para/iş/güç üzerinden değil, daha çok karakter üzerinden oluyor.

misal 20 yaşındasın ve serseri bir tiple sevgilisin. onun umursamazlığını, telefonunu açmamasını, seni takmamasını aşk-tutku olarak görüyorsun.

23 yaşındasın bu sefer daha efendi, sana düzgün davranan, yalan söylemeyen ama geceleri sarılıp uyumayan, pek öpmeyen biriyle birliktesin ve onla olan da aşk-huzur

derken 25 yaşında hem efendi, hem sana düzgün davranan, hem seni önemseyen ve el üstünde tutan ve aynı zamanda seninkine benzer hobileri olan, sana hep birşeyler katan birini buldun. o zaman tekrar 23 yaşında birlikte olduğun adama dönemiyorsun.

misal eskiden vücuduna çok güvenmiyordun, her daim spor-diyet halindeydin. sevgililerinde sana kilo ver, spor yap derlerdi başka kızlara bakarlardı gözünün önünde sende bunu özgüvenin düşük olduğundan kabul ederdin. zamanla kilo vermesen-
spor yapmasan bile kendine ve vücuduna güvenmeye başladın o zaman sana kilo ver, spor yap diyen adamı/kadını 'hadi yallah' diye hayatından atıyorsun. hayatına negatiflik, enerjini emen bir sülük, seni beğenmeyen bir adam/kadın değil sana pozitiflik katan, enerji veren ve vücuduna saygı duyan birini istiyorsun. onu bulamazsan da ilk adama/kadına dönmektense yalnız kalmanın seni daha mutlu ettiğini fark ediyorsun.
0
you are my lethe
(29.06.17)
@dijalli işte bu da bir çıkmaz. Ben şunu şöyle isterim bunu böyle isterim demek kolay, doğru ya sen nasılsın bunu karşılığında?...
0
🌸srcns
(29.06.17)
Tecrübe arttıkça evlilik daha itici geliyor.
0
arnold schwarzeneger
(30.06.17)
(3)

Çoklu Dillerde Çeviri Süreçleri Nasıl Yürütülür?

zonely
Selamlar,Diyelim ki elimizde 6 farklı dilde tercümesi yapılmış bir doküman var. Türkçe'de rasgele bir cümlede yaptığımız değişikliğin diğer dillerin hangi cümlesine karşılık geldiğini nasıl bilebiliriz?Zannediyorum çözüm çok net biçimde cümle cümle ayırarak çevirmek ve her cümleye bir satır değeri v
Selamlar,

Diyelim ki elimizde 6 farklı dilde tercümesi yapılmış bir doküman var. Türkçe'de rasgele bir cümlede yaptığımız değişikliğin diğer dillerin hangi cümlesine karşılık geldiğini nasıl bilebiliriz?

Zannediyorum çözüm çok net biçimde cümle cümle ayırarak çevirmek ve her cümleye bir satır değeri vererek bu satırı diğer dillerde de bulup değiştirmek. Ancak kendi başıma bir excel dokümanı oluşturmak istemiyorum, çok yaygın bir ihtiyaç olduğundan global çapta bir standartın belirlendiğini tahmin ediyorum. Multi dillerde çeviri ve düzeltmelerin nasıl yapıldığına dair bilgilere nasıl ulaşırım acaba?

Teşekkür.
0
zonely
(28.06.17)
belgeleri segment segment (ki bu word dökümanlarda her cümle ve her tablo hücresi oluyor, kabaca) ayıran CAT (bilgisayar destekli çeviri) programları var. bellek oluşturuyorlar vs.
Siz CAT tool diye aratırsanız, internette zibil gibi kaynak bulabilirsiniz.
çeviri bu programlarla yapıldıysa, aynı kaynak belgenin tüm çevirilerini 1 projede görebilirsiniz tüm değişiklikleri vs. de takip edebilirsiniz.
0
niye ama
(28.06.17)
trados tarzı çeviri programlarında çözümü mutlaka vardır. fakat profesyonel olarak bu işi yapmıyorsanız gereksiz. yukardaki numaralandırma fikri en iyisi bence de.
0
ok
(28.06.17)
hepsi de çok yararlı oldu bu bilgilerin, detaylı araştırıyor olacağım bahsedilenleri. çok teşekkürler.
0
🌸zonely
(29.06.17)
(17)

Adresinizi nasıl tarif ediyorsunuz?

nundu
Bu konuda türkiye'de baya farklı yöntemler var. Bunun bir nedeni çarpık kentleşme ama bence genel olarak insanlar da gereksiz uzatıyor gibi geliyor bana tarif ederken. Mesela bana sorulduğunda x mah. y sk. a/b ilçe-il şeklinde tarif ediyorum ve şu ana kadar bi sıkıntı yaşamadım. Siz nasıl tarif ediy
Bu konuda türkiye'de baya farklı yöntemler var. Bunun bir nedeni çarpık kentleşme ama bence genel olarak insanlar da gereksiz uzatıyor gibi geliyor bana tarif ederken. Mesela bana sorulduğunda x mah. y sk. a/b ilçe-il şeklinde tarif ediyorum ve şu ana kadar bi sıkıntı yaşamadım. Siz nasıl tarif ediyorsunuz? Bu şekilde x'li y'li göstererek örneklendirir misiniz merak ediyorum nasıl farklı şeyler çıkacak diye.
0
nundu
(28.06.17)
mahalle>cadde>sokak>daire>kat no SEMT/IL
0
mayeskuel
(28.06.17)
@mayeskuel +1
Ek olarak x üniversitesi y kampüsü karşısındaki sokak diye ekliyorum gerekirse.
0
bir nick var benden iceri
(28.06.17)
senin yaptığın adres vermek. adresi bulabilecek kapasitede bir adam için yeterli elbette ama kimileri için x'in karşısında, y'den içeri girince, sırtını z'ye ver 500 metre ilerde demek gerekiyor.
0
nrmnm
(28.06.17)
Mahalle - site - blok no - daire no - posta kodu -semt- ilçe- il
0
lcha
(28.06.17)
sokak varken bi daha caddeyi niye belirtiyorsunuz genel olarak? asıl merak ettiğim biraz da buydu hemen örnek gelince sorayım dedim. Sokağın nerede başlayıp nerede bittiği zaten belli, kargocuların ellerinde zaten ilçe haritası vs vardır sokak sokak. Cadde ismi belirtmenin nasıl bi faydası olduğunu anlamıyorum.

@nrmnm evi tarif etme şeklim değil bu zaten açık adres verme şeklim bu. Kargo vs için. Zaten birinin evine gidiyor olsam o kişi bana adresini vermez ki evini bulayım diye. Aynı şekilde ben de adres vermem. Etraftaki lokasyonlarla tarif ederim, sokağın mahallenin ismi bile geçmez yani yol tarifinde. Ama adres tarifi dediğim burda mahalle sokak kapı no vs beraber olan.
0
🌸nundu
(28.06.17)
mah. > yakındaki süpermarket ( bilmeyen yok o marketi. olduğum ilde tek ) ve sosyal tesis ile tarif ediyorum.
cadde adı versem kimse bilmiyor çok bilindik bir semt olmasına rağmen.
0
cabiday
(28.06.17)
kendi adresimi tarif ederken mahalle > cadde > numara > semt bilgisi ardından x yerin karşısındaki apartman diyorum.

bir yeri birine tarif ederken de metrobüs, metro, avm gibi noktaları referans alarak tarif ediyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(28.06.17)
mahalle > cadde > sokak > apartman/daire no > apartman adı

ilçe > şehir
posta kodu

şeklinde yazıyorum hep.
0
theseachange
(28.06.17)
sokak-apartman-apartman no-kat-daire no-semt-şehir

ama aslnda posta kodunu da yazmak lazım direk çıkıyor öyle olunca
0
condom kurşunu
(28.06.17)
X Mh. Y Cd. Z Sitesi No:1 Semt İlçe/İl

Istanbulda filan kat belirtiyorlar, bana çok garip geliyor.
0
battal gemalmaz
(28.06.17)
sokak varken bi daha caddeyi niye belirtiyorsunuz genel olarak ?
şaka mısınız ?
ankarada ümitköyden bahçeliye demetten sincana bin tane 12. cadde onbin tane 2345. sokak var.daha bir de bu rakamlı sokakların eskisi yenisi var. bir de rakamların şehir /ülke isimli karşılıkları var...benim apartman no'm bile değişti habire karışıyor adresler.
tam adres yazınca bulanamayan yerler var daha da bir de neden cadde sokak yazıyormuşuz.
0
niye ama
(28.06.17)
apartmanın bulunduğu cadde + apartman kapı numarası + kat ve daire no + semt/ilçe (çünkü cadde çok uzun) + şehir.

yazlığımda da bu kombinasyon geçerli.

evimde isimle bir arkadaşıma tarif edersem de konak meydanı'ndan yürümesini ve evimin önündeki bir levha'yı görmesini tavsiye ederim.

erasmusta kaldığım evde cadde + apartman no + ev sahibinin adı + il + ülke şeklinde kullanıyordum adresimi.

yazlığımda da kolay yöntem evimin önünde kocaman bir askeri tesis yer alması.
0
rain when i die
(28.06.17)
X Mah. Y Cad. No:50/5, PK, İlçe, İl

Yer darsa Y Cad, No:50/5, PK, İlçe, İl

Tarif ederken zaten cadde üzerinde, belediye muhtarlık bilmem ne her şey burada. Çok kolay.

Postakodu mahalle, ilçe, il bilgilerini içerirken neden bu kadar uzun adres yazıyoruz onu da anlamıyorum.
0
Lim5
(28.06.17)
X Cad.123 Posta Kodu Sehir
0
Traveller
(28.06.17)
mahalle
cadde
sokak
bina no
daire
ilçe
il

bazen canım isterse posta kodunu yazıyorum ilçeden önce.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(28.06.17)
mahalle, sokak, apartman no/daire no

ilçe/şehir

bu arada geçen gün "19 mayıs" mahallesindeki adresime kapı numarası 19 yazmışsınız diye en üst kata çıkan kargocuya denk geldim. dolayısıyla cadde ve kat numarasına kadar yazan arkadaşlara hak veriyorum.

bu arada kargoyu kendisinden teslim aldıktan sonra adrese baktım doğru yazıyordu.
0
yuto
(28.06.17)
mahalle - cadde - sokak - dış kapı no - daire - ilçe - il
0
aychovsky
(28.06.17)
(10)

Neden herkes kilosuyla bu kadar ilgili ?

chezsoi
Hangi ortama girsem kadin erkek kilosundan yakiniyor, zayif olan insanlar bile.. kafam almiyor, neden bu kadar önemli ??
Hangi ortama girsem kadin erkek kilosundan yakiniyor, zayif olan insanlar bile.. kafam almiyor, neden bu kadar önemli ??
0
chezsoi
(23.06.17)
zayıf olmak sağlıklı olmak anlamına gelmiyor ki?

İnsanlar fit kalmak sağlıklı kilo aralığında kalmak istiyordur. Gayet doğal..Fazla kilom vardı yakınıyordum, verdim şimdi de fit kalmaya çalışıyorum. Sağlık, kilo önemli bence.

edit: çevrendeki insanların neden sürekli bundan konuştuklarını bilemem..Sıkıcıymış evet..Ancak duyuraki önemli mi sorusuna kendi bakışımdan cevap verdim.
0
qazaqwsx
(23.06.17)
Sagligi anlarim ama ya sürekli su kiloya inmek istiyorum vs. Yahu is yemeginde erkekler bile bunu konusuyor.. sanki en onemli konu bu.. kizlar zaten tek bunu konusuyor..
0
🌸chezsoi
(23.06.17)
güzel görünmek ve bununla ilişkili tüm hareket/düşünceler insanoğlu için daima önemli olmuştur. son yıllarda interlek imkanları olsun, yeni gelişmeler ve bilgiler/bulgular olsun insanlar bazı konularda daha hassas ve hatta takıntılı davranmaya başladı. direkt olarak kilo saplantısı sağlıklı olmayabilir ama ideal kiloda olmayan birinin bunu sorun etmesi gayet yerinde bence, "real women have curves" gibi gerzeklikler yüzünden herkes obez oluyor, insanlar şişmanlığı normal kabul ediyor. sene 2017 oldu, fazla kilonun zararlarını iki tıkla öğrenmek mümkün. hal böyleyken insanların ellerindeki en önemli şey için hassas olmaları bence gayet doğal.
0
der meister
(23.06.17)
Çünkü insanlar yönlendiriliyor, sürü gibi güdülüyorlar.

medya-mankenler-sağlık-vb vb vb.....

1940'taki ile 2017 deki güzellik kavramı aynı değil. 20 sene sonra da aynı olmayacak.

ne zamanki insanı insan oldugu ıcın severiz, o zaman adam oluruz.
0
binder dandet
(23.06.17)
Toplumun büyük bir kısmı şişman, bir kısmı obez, zayıfların bir kısmı da skinny fat. Normal yani bu şikayetler sağlıksız estetik yoksunu bir toplumuz ve bu daha da artarak ilerliyor, normal olmayansa sadece şikayet edip sızlanmak, bunu aşmak için hiçbir şey yapmamak.
0
angelus
(23.06.17)
Sanki birbirimize ve hatta kendimuze bunu baz alarak deger veriyoruz ve yargiliyoruz gibi geliyor..
0
🌸chezsoi
(23.06.17)
Millet sekilci.
0
bruceandwayne
(23.06.17)
siyaset baydı
tek yıldayız olimpiyat, kupa önemli bir şey yok, futbol filan kızlar çok konuşmaz zaten hem sezon bitti. bi de sarmıyor eskisi gibi. hiç bi haltın tadı da kalmadı ki arkadaş.
çok şükür önemli bir mevzu da yok son zamanlarda zaten olan önemli mevzularımız da patlama, zehirlenme filan bıktı insanlar, en başta dediğim gibi siyasete kayacak şeyler hem baydı hem her yerde konuşmak yemiyor onları OHAL var bu ülkede, sabun köpüğü şeyler daha iyi konuşmak bakımından.
yaz geldi, tatiller başladı, düğün dernek, deniz, bikini gündem bu
0
niye ama
(23.06.17)
Insan kendini beğenmek ister, kilolarından rahatsızsa önemser tabi. Bence insanların, özellikle genç insanların kendini önemseyip böyle şeylere dikkat etmesi ve bunun icin bir seyler yapmasi güzel. Bütün gündemin bu olması, sadece sızlanmak yersiz ama neden onemli sorusuna cevabim, neden onemsiz olsun ki şeklinde.

Edit: önemsenmesi normal ama bu kadar gundemde, herkesin dilinde olmasinin sebeplerinden biri instagram gibi ortamlar. Insanlar artik kendini fazlaca teşhir ediyor, herkes göz önünde. Güzel, fit, kaslı vücutlar, iyi giyim tarzları vs derken belli bir güzellik/ yakisiklilik algisi oluştu. Sırf instagram paylasimi için vücut calisan onlarca insan var. Her şeyin modası olduğu gibi şimdilerde de fit vücut, spor salonuna gitmek gibi seyler moda işte. O yüzden bolca konuşuluyor.
0
aquarium
(23.06.17)
Ya cunku turk insani birbiri hakkinda ve kendi hakkinda direk dis gorunuse odakli konusmaktan rahatsizlik duymuyor. Hayatinda bir kere gordugun kisi bile ikinci gorusmede aaa kilo almissin aaa kilo vermissin diyebiliyor. Kilo muhabbeti biraz sosyallesme araci gibi gununuzde muhabbet tikaninca ya da muhabbet acmak icin kullaniliyir.
Bence baya cirkinn
0
fosforlu cevriye
(23.06.17)
(10)

Yabancılar için Türk edebiyatı

niye ama
Herkese şimdiden iyi bayramlar!Yabancı bir müşterim var, kitap okuma klübündeymiş Türk edebiyatı okuyorlarmış bu ara. Türk yazar ve kitap önerisi istedi, aklımda bir şeyler var ama buradan epey bir tavsiye çıkar bence.Genç bir kadın, her türlü tavsiyeye açığız.Teşekkürler.
Herkese şimdiden iyi bayramlar!
Yabancı bir müşterim var, kitap okuma klübündeymiş Türk edebiyatı okuyorlarmış bu ara. Türk yazar ve kitap önerisi istedi, aklımda bir şeyler var ama buradan epey bir tavsiye çıkar bence.Genç bir kadın, her türlü tavsiyeye açığız.
Teşekkürler.
0
niye ama
(23.06.17)
Ahmet Hamdi Tanpınar - Saatleri Ayarlama Enstitüsü

www.penguinrandomhouse.com

Bonus: Aslı Erdoğan
0
qazaqwsx
(23.06.17)
Yabancılar en çok Orhan Pamukl ve Yaşar Kemal'i severler
0
kaptan memo
(23.06.17)
kaptan memo'ya katılıyorum. ek olarak vedat türkali ve sait faik diyorum.
0
battal gemalmaz
(23.06.17)
yakup kadri - yaban / kiralik konak
Livaneli - mutluluk
peyami safa - dokuzuncu hariciye kogusu
Ahmet hamdi - saatleri ayarlama enstitusu
0
for the record
(23.06.17)
Hangi dilden okuma yapacak? Oguz Atay´in Tutunamayanlar´i yeni Almanca´ya cevrildi, baya da ilgi gördü. Nazim Hikmet´in neredeyse tüm eserleri cevrildi, Orhan Pamuk´un Kar´i da neredeyse tüm Avrupa dillerinde var.
0
buf-e kür
(23.06.17)
Saatleri ayarlama enstitüsü +1
Orhan Pamuk, benim adım kırmızı, kara kitap, kafamda bir tuhaflık, masumiyet müzesi
Yaşar Kemal, ince memed
Elif Şafak, bit palas, mahrem
0
mutlusismankedi2015
(23.06.17)
not: İngilizce dışında bildiği diller de kesin vardır ama klüp bu, tek ortak dil İngilizce olsa gerek.
0
🌸niye ama
(23.06.17)
hasan ali toptaş kitapları çevrildi ve aşırı ilgi ve beğeni görüyor.
0
fosforlu cevriye
(23.06.17)
Yabancı iki arkadaşım Sait Faik'i çok sevdi.

www.amazon.com
0
fotrsapka
(23.06.17)
yabancılar en çok orhan pamuk'u severler +1

okulun ilk senelerinde hangi yabancıyla tanışsam hepsinin elinde bir orhan pamuk kitabı vardı. çoğunlukla benim adım kırmızı.
0
ravenclaw
(23.06.17)
(9)

24 yas erkek, 29 yas kadin iliskisi

bir3iki7
nasil olur?Çok fazla ortak yon var ama, mevzubahis olan aradaki 5 sene neleri etkileyebilir?
nasil olur?

Çok fazla ortak yon var ama, mevzubahis olan aradaki 5 sene neleri etkileyebilir?
0
bir3iki7
(21.06.17)
olur.
0
alkolsuz icecek
(21.06.17)
kadın çalışıyor erkek çalışmıyorsa sorun olabilir. örneğin kadın çalışıyor ve haliyle dışarda biryerlerde para harcamak istiyor ama 24'lük elemanın o kadar imkanı yok. her seferinde ev yolu gözükebilir. sorun olabilir de olmayabilir de. mesela benim hayatımda sorun olurdu.
0
dedim dedim de kime dedim
(22.06.17)
23-28 var bizde, şu zamana kadar yaş nedeniyle tek bir sorun dahi yaşamadık. bu konuda başkalarının ne dediğini dinleyecek değilim açıkçası, biz sevdik ve "olduralım" dedik, yaptık. o açıdan, sorun yaşamıyorsanız siz de yardırın bence. kimisinde olur, kimisinde olmaz. çok klişe olacak, hep bu cevabı veriyorum ama karakter-uyum meselesi.
0
der meister
(22.06.17)
19-25 ilişkisini yaşıyorum. Benim üniversite öğrencisi olmam ve onun iyi bir işte çalışıyor iyi bir okulda yüksek lisans yapıyor olması bazen sıkıntı yaratıyor tabi ama uyum sağlamaya çalışırsan halledersin. Şahsen ben de çalışmaya başladım bir şekilde durumu dengelemek için. Karakter olarak yaşıtlarımdan olgun birisi olmuşumdur çoğu zaman. Olgunluk vs çok sıkıntı olmuyor. Seviyorsan istiyorsan olur. Olmadığı yerde düşünürsün. Tekrar denersin. Yaş problem değil, yaşın olgunlukla bir alakası da yok. Kişinin kendisini geliştirmesi ve karşındakine ne kadar uyum sağlayacağı ile alakalı.
0
nickime bile takmam
(22.06.17)
Erkekler cok gec olgunlasiyor. Bence o kadin uzun sureli dusunmuyor ani yasiyor.
0
Traveller
(22.06.17)
kız kardeşim için gayet de oldu, temmuzda evleniyorlar.
eniştem kardeşimden fazla kazanıyor yalnız.
0
niye ama
(22.06.17)
Uzun vadeli beklentiye girilmezse sıkıntı olmaz.
0
arnold schwarzeneger
(22.06.17)
19-20 yaşından sonra 5 yaşın hiçbir önemi yoktur. Hele ki bu kadar çok ortak yön varsa. Benim de bugüne kadar kendimden 5-10-15 yaş büyük hanımlarla ilişkilerim oldu. Beraberken inanılmaz mutluyduk, çok güzel anılarımız olmuştu. Evlilik için istisnalar hariç uygun değil ama sevgililik için gayet uygun bence.
0
iwasbornonamountainside
(22.06.17)
abi erkek genç kadın ister .Olmaz biter bi yerde
0
sorunvar
(22.06.17)
(10)

+40 yaş yazılımcı

tute
belli bir yaştan sonra yazılımcılık yapılmaz deniyor. ne yapıyor bu insanlar? sonuçta herkes yönetici ya da proje yöneticisi olamaz.
belli bir yaştan sonra yazılımcılık yapılmaz deniyor. ne yapıyor bu insanlar? sonuçta herkes yönetici ya da proje yöneticisi olamaz.
0
tute
(21.06.17)
Kimisi nalbur oluyor.
0
tum haklari saklidir
(21.06.17)
40 biraz erken bi yaş yalnız. belki 50-60 denebilir. Arkadaşımın işyerinde satışta bi adam vardı epey yaşlı. "Cobol" yazıyormuş zamanında. Zamanında IBM Türkiye'de falan çalıştığını söylüyordu.
0
cern de cayci olmak vardi
(21.06.17)
adamına göre değişir, 40+ olup bana iki farklı bakış açısı katsın diye götünde gezdiğim bir sürü yazılımcı abim var.

nalbur olan da var evet.

ben mesela market açarım sanırım.
0
paranoyak kedi
(21.06.17)
bizim millet 40 yasinda emekli olan tayfanin cocuklari oldugundan dolayi kafasinda kendini 40 yasinda emekli ediyor.


yahu yok öyle sey insanlarin sacmalamasi. insanlar sallamayi ne kadar seviyorlar.

40+ nedir ki, 70 sonrasi deseler anlarim ama orada bile sikinti var cünkü bu zihin isi, nasil 80 yasinda hukukcu olabiliyorsa insanlar, 90 yasinda sirket yönetebiliyorsa yazilimcida yazilimcilik yapabilir.

zihnini iyi tutan arkadas her seyi yapar. mesela bu örnekleri onlarca cogaltabilirim, avusturyali bir hocam disliler uzerine uzmandi, nasada calisti bir süre, bu süre icerisinde bazi programlar yazmasi gerekiyordu ekibinin, baskasiyla calismayi sevmeyen bu kisi, "lan ne ugrasacagim milletle, ögrenir yazarim" dedi adam daha sonra yazilimci olarak hizmet verdi bir süre ayni ekibe.

baska tanidigim biri isletme bitirmis,40+ cok iyi bir firmada proje yoneticisi idi, egitim izni alip tipa basladi 2 seneye bitiriyor.

japon bir ögrencim vardi 60 yasinda sektör degistirecek avusturyaya geldi okumaya. bu sene geri dönüyor japonyaya. gerci adamlar icin 60 daha ergenlik gibi filan ama.
0
kurnaz
(21.06.17)
geçen bizim şirkete 70 yaşında ingiliz bir amca geldi hardcore yazılımcı.
kurnaz'a hak veriyorum.
0
cedex
(21.06.17)
40 yaşında yazılımcıyım , evet yaşla birlikte insanın karekteri ve düşünceleri de değişiyor haliyle bu değişim yazdığınız koda yada yeni teknolojileri kavramanıza olumlu yada olumsuz etki ediyor, asp den dot.net 1 den başlayarak kod yazdım o zamanlar oop revaçta idi , şimdi cloud ve serverless populer hale geldi iyi kötü .net core linux cloud geçişi yaptım ama 10 sene sonra böylesi bir ikinci değişimi kaldıramam
0
Sir Anthony Hopkins
(21.06.17)
türkiyede en anlamadığım şeylerden biri de bu
şimdiki nesil 23-25 yaşında filan mezun oluyor doğru düzgün bir iş daha ancak 27-28 ken filan. bu nesil için 40 ne ki? daha kariyerinin ancak 10. yılı filan o da bazılarının. bu aynı nesil hem 25 yaşında hala annesinden harçlık alıyor hem 40ından sonra yazılımcı olunmaz diyor. saçmalıyorsunuz gençler.zaten 65 yaşında emekli olacaksınız...
ben 21 yaşında mezundum bu arada 12. sene bitti :)
20 yaşındakinden farklı bi dolu şey düşünüyorum, yapıyorum, kariyerim de öyle oldu. şimdi yazılıma da merak sardım.
hani deseniz ki balerin olunmaz 40 yaşındna sonra onu anlarım ama yazılım beyin işi.40 yaşına kadar dağda davar güdüp hiç beyin kullanmadıysanız hadi belki-ki o bile fark ettirmeyebilir ama bir şekilde bir eğitiminiz, düşünme disipliniz, belli konularda tecrübeniz vardır illa ki. öğrenme biraz yavaş olabilir onu da tecrübe kapatır.
0
niye ama
(21.06.17)
olaya sadece yazılımcı acısından bakılmaması lazım. sektör içerisinde küçük ve orta ölçekli firmalar 40+ yaşındaki yazılımcıyı tecrübe göz önüne alındığında maliyetleri açısından tercih etmez.

@beriberi dediği gibi kollarda iş bulabiliyorlar yada kendi girişimleri ile uğraşıyorlar.
0
dalekcaan
(21.06.17)
Expert oluyolar, consulting veya intervention yapiyolar. Ingilizcesini yazdim cunku turkcede ne bilmiyorum.
0
beriberi
(21.06.17)
36 yaşında yazılımcıyım. 40 benim için çok çok erken. Ama çevremde benim gibi işini tutkuyla yapan yazılımcılar çok düşük bir oran. Memur zihniyetli yazılımcılıkta kafa kaldırmayabilir, zaten o kafadakiler önüne koyulandan fazlasını yapmadığı için ortalama bir maaşta kaldıklarından başka işlere yönelebilir. Diğer mesleklerde de bu aynı şekilde bence. 40ında özel doktorluğu bırakıp home store açan kuzenim var.

Bir de tecrübe, birikim vb sebepler var. 20 sene yazıp kendini çok geliştirdiysen danışmanlık vs ile bir şirkete daha faydalı olabilirsin. Yazan değil yazdıran olup daha fazla kazanır, kazandırır ve keyif alabilirsin.
0
erci
(22.06.17)
(2)

Tezgahta demet halinde satılan bitki ney?

filipis
İstanbulda bazı tezgahlarda demet şeklinde satılan, sap şeklinde, üzerinde pembe renkte çiçek ya da yaprak gibi şeyler olan bitki nedir? Kuşkonmaza benzettim ama tam da benzemiyor.Mecidiyeköy meydana yakın yerde ve sarıyerde falan gördüm.
İstanbulda bazı tezgahlarda demet şeklinde satılan, sap şeklinde, üzerinde pembe renkte çiçek ya da yaprak gibi şeyler olan bitki nedir? Kuşkonmaza benzettim ama tam da benzemiyor.

Mecidiyeköy meydana yakın yerde ve sarıyerde falan gördüm.
0
filipis
(17.06.17)
Kaldirik otu olabilir mi?

encrypted-tbn2.gstatic.com
0
devilred
(17.06.17)
mayıs sonu ışkın mevsimi ama çiçeğiyle satmazlar normalde - istanbulu bilmiyorum.
0
niye ama
(17.06.17)
(21)

Aileye çaktırmadan erkek arkadaşla eve çıkmak

nıç
Yaş 29 cinsiyet kadınAyda 3500 kazanıyorum ama 1000 lira kredi kartı ödemem var toplam borcum 4000-5000 civarıEve çıkmak istiyorum ama tanımadığım biriyle olsun istemiyorum. Erkek arkadaşım birlikte çıkalım dedi, çok istiyorum ama bizimkiler gelip gidiyorlar sık sık nasıl saklarım bilmiyorum. Borçla
Yaş 29 cinsiyet kadın
Ayda 3500 kazanıyorum ama 1000 lira kredi kartı ödemem var toplam borcum 4000-5000 civarı
Eve çıkmak istiyorum ama tanımadığım biriyle olsun istemiyorum.
Erkek arkadaşım birlikte çıkalım dedi, çok istiyorum ama bizimkiler gelip gidiyorlar sık sık nasıl saklarım bilmiyorum.
Borçlarımı ve gelirimi saydım çünkü ailemden biraz destek alıcam eve çıkarken.
Hiç destek almasam belki daha kafama göre hareket ederdim ama durum böyle olunca bağımsız kalamıyorum.
Nasıl saklayabilirim erkek arkadaşımla yaşasam?
0
nıç
(12.06.17)
O kadar kopuk değiliz evet görmek ve eve de gelmek isterler. Erkek arkadaşımın da yaşı başı var düzen seven adam, öyle gidip başka yerde kalmak istemez. En azından ben rahatsız etmek istemem.
İlişkimiz başlayalı daha 1 sene olmadı söz nişan için erken daha :)
0
🌸nıç
(12.06.17)
sıkın karşılığı ne örneğin? misal 3 ayda veya 6 ayda bir gelirlerse bir kadın arkadaşınızı ev arkadaşım diye gösterebilirsin bir süreliğine. eğer daha sık geliyorlarsa boşuna kasmayın mutlaka yakalanırsınız ve tatsızlık çıkar. bir de onun gerginliğiyle mi yaşayacaksınız.
0
re noreno
(12.06.17)
4-5 ayda bir geliyorlar. Ama değişiyor bazen daha kısa bazen de daha uzun aralıklarla geliyorlar. Bi de geldiklerinde 1 hafta falan değil uzun kalıyorlar. Gerçi bende değil akrabalarda kalıyorlar ama aynı şehirde olmak bile geriyor.
Evet o korkuyla yaşanmaz diye endişeleniyorum ben de :(
0
🌸nıç
(12.06.17)
bahsettiğin sıklıkta ziyaretler sözkonusu ise olmaz o iş.
madem erkek arkadaşını mobilize edemiyosun, sen o tarihlerde 3'lü 4'lü başka kız evlerinde kalıyo gibi yapar ve onları misafir edemeyeceğini söylersen oluru var. o zaman da yardım alamıyosundur mutlaka. öyleyse ilk cümleyi oku.
0
manuel mandalina
(12.06.17)
önce annenizle konuşun, onunla işin yolunu yapın. en azından aileden bir kişi bilsin ki sizi idare edebilsin.

bir de şu an nerde kalıyorsunuz ki? eğer mevcut bir eve taşınıyorsanız zaten çok bi masrafınız olmaz, 1000 liraya eşyanız taşınır her tür.
0
hosein
(12.06.17)
Muhafazakar düşündüğümden değil yanlış anlamayın ama yaşayacağınız ev ve kişi gibi önemli bir konuda aileye yalan söylemek oldukça büyük bir yalan oluyor. Anladığım kadarıyla ilişkileriniz de iyi, ailenizden kopuk biri değilsiniz, eve maddi destek vereceklerine göre. Açıkca söyleyin bence, bu güveni sarsmaya gerek yok.
0
curukturpkokusu
(12.06.17)
30 yaşında kadın olarak aileye erkek arkadaşla kaldığınızı söyleyemiyorsanız -ki ben de olsam söyleyemem eleştirim bu değil :) o zaman o topa hiç girmeyin.
aileden 14 yaşından beri destek almıyorum olay para mevzusu değil aile bunu kaldıracak aile değilse siz de sıkılmadan yalan söyleyemeyecekseniz o strese girilmez. habersiz gelirler, uzun program yaparlar, sizin eviniz var diye şimdiye kadar olmayan bir şey planlarlar...
o yüzden evleniyor işte insanlar.
0
niye ama
(12.06.17)
saklayamazsın. olmaz o iş. ortaya çıkar illaki. yabancı biri ile çık arad agelsin erkek arkadaşın ya da onun evi varsa sen gidersin.
0
elorelia
(12.06.17)
29 yaşındasınız. bence bunu uygun bir dille söylemeniz gerekir. koskocaman insan olmuşsunuz, liseli ergenler gibi davranmayın. saklamayın, neyse söyleyin.

edit: belki olayı daha yumuşatabilirsiniz. işte "o kirada bana yardımcı olacak ama evde nadir kalacak." gibi.
0
dedimmidemedimmi
(12.06.17)
ilişkide böyle bir adım için bence erken. siz diyebiliyor musunuz 'tamam kesinlikle biz ayrılmayız, evet belki evlilik yok ufukta ama ayrılmayız' diye?

eğer içinizde ufacık bir şüphe oluyorsa bu olaya hiç bulaşmayın. ayrıldığınız takdirde ne olacak?

felaket senaryolarına bu tarz durumlarda kendinizi hazırlamalısınız bence.

edit. nasıl saklayabilirim sorusuna girmiyorum. bahsetmiş olduğum senaryo da belki üstüme vazife değildi. üstüme vazife olmadığını düşünüyorsanız da affola.
0
zoque
(12.06.17)
Aileniz bu sıklıkta geliyorlarsa bu durumu saklamanız imkansıza yakın erkek arkadaşınız bu toplara girmezse zaten hemen anlaşılır, yok o mizacta bi insanı böyle yapması için sıkıştrırırsanız sizden soğuyabilir bile.

Özetle olmaz o iş
0
filipis
(12.06.17)
Aileye yalan söyleyerek erkek arkadaşınizla eve çıkacagıniza hiç çıkmayin daha iyi. O huzursuzlukla yaşanmaz. Hem geldikleri zaman uzun kaliyorlarmis, erkek arkadasinizin da rahati,düzeni ara ara bozulacak gibi duruyor. Hem aile arkasından bu tip büyük tiyatrolar çevirmek çok hoş degil. Cunku iciniz rahat etmez ve Bir sekilde gizleseniz bile keyfini cikaramazsiniz muhtemelen.

Ailenizle paylasabilecek durumda degilseniz bence de ne siz o topa girin ne de erkek arkadasinizi sokun boyle bir duruma. Ayrica nişan dugun icin erken diyorsunuz ama henuz 1 yil bile olmamis bir iliski icin eve cikmak da erken bir adım sanki. Hiçbir acidan uygun gorunmuyor yani su an eve cikmaniz.

Pek soruya cevap olmadi ama cevap, saklayamazsınız. Saklasaniz da guzel ve keyifli olmaz o iş.
0
aquarium
(12.06.17)
universitede okurken yemistim bu halti. yurtta kalmaktan nefret ettigim icin erkek arkadasimin yanina tasinmis, ailem geldiginde de onu kovalamis okuldan bir arkadasimi da ev arkadasim diye tanistirmistim. bos bir odaya yatak kitaplik fln koyup kendi odam gibi gostermistim. cok nadir geldikleri ve az durduklari icin idare ettim bir sekilde. ama tavsiye eder miyim? kesinlikle hayir!

tabi ki herkesin iliskisi ayridir, seninkinin gidisi cok guzel olur belki ama erkek arkadasla eve cikmak cok kisitliyor insani. kavga etsen cekip gidecegin yer yok. duzen kurunca onu bozmak da daha zor oluyor. yipratici daha dogrusu. ayni evde kalmayi deneyimlemek kesinlikle guzel ama iki tarafin da kendi evi olsa ve arada birbirinizde kalsaniz daha iyi. bir de birbirinden sikilma mevzusu var. onu da not duseyim.
0
jimicik
(12.06.17)
Saklamak çok zor, sonradan ortaya çıkarsa daha zor. Emrivaki gelme huyları var mı? Bir de aile geldiği zaman erkek arkadaşa ait bir çöp bile kalmaması lazım. Benzer bir durumu ben yaşadım, her seferinde önceden evi talan etmemize rağmen ufak tefek şeyler kalıyordu, kılıf uydurmaya çalışıyorduk
0
gazozailacatmauzmani
(12.06.17)
bizim bacanak yaptı böyle gitti uzun süredir beraber olduğu kız arkadaşının evine çıktı. ilk 6-7 ay iyi güzel sonra bunlar birbirlerinden sıkılmaya başladılar, ki öncesinde 2 yıl geçmişleri var. bir bahane bulup ayrıldılar. ikisinin de kendi evi olmadığı için bir sürü rezillik oldu evi dağıtırken falan hep sorun yaşadı depresyona girdi bir senede ancak kendine geldi. demem o ki sevgiliyle aynı eve çıkılmaz. ancak iki tarafın da evi olur, zaman zaman beraber kalınır o kadar. hele senin durumunda hiç heyecan aramaya gerek yok.
0
joooper
(12.06.17)
aksiyona gerek yok.yarın bi gün ayrılırsın vs sıkıntı yaşarsın. ailenden biri çat diye çıkar gelir çevir çevirebilirsen.
0
sarlatan
(12.06.17)
Böyle bir şey aileden saklanmamalı. Eğer öğrenirlerse bir daha hayatları boyunca hiçbir konuda size güvenemezler. Madem erkek arkadaşınıza onunla birlikte yaşayacak kadar güveniyorsunuz, o zaman onu ailenizle tanıştırın ve siz de onun ailesiyle tanışın. 1 sene nişan ve evlilik için çok çok erken ama en azından bu ilişkinin ciddiyetinden her iki tarafın da haberi olsun .
0
iwasbornonamountainside
(12.06.17)
ailen gelince kız arkadaşını oraya koymak nedir? bi şekilde o ortaya çıkar.

ve de adı üstünde ailen.. insan ailesine karşı böyle bi dalavereye girmemeli.
0
sorubankasi
(12.06.17)
Bence saklayamazsin. Mutlaka beklenmedik bir sey olur, hesaba katilmayan bir sey olur, cok dusuk bir ihtimal gerceklesir ve ailen ogrenir gizledigin seyi. Mutlaka olur, gizleyemezsin.
0
stavro
(12.06.17)
sizin adınıza sevindim ablam 30 yaşında ve sizin gibi ailesinden saklicam falan diye en sonunda çıldırdı. akıl sağlığı bozuldu.

artık bazı şeyleri kabullenmeliler siz de kendi kararlarınıza göre yaşamalısınız.
0
ipmus90
(13.06.17)
birlikte yasamak - eger ilerde evlilik dusunuyorsaniz - cok onemli bence. birlikte yasadigi icin ayrilan insanlar ornek verilip tavsiye edilmemesini anlayamiyorum. demek ki bu insanla olmazmis o is, bunu yillar sonra ya da evlendikten sonra anlamak daha mi iyi? enteresan. kaldi ki liseli gibi bar cafede bulusmakla nasil bir omur gecer o da garip.

ancak anlattiginiz kosullar cercevesinde saklamak zor olacaktir. alin karsiniza konusun. eger maddiyati dert ediyorsaniz zaten maddi olarak daha kendi ayaklarinizin uzerinde durmadan boyle bir ise girismeyin.
0
kassiopeia
(13.06.17)
(1)

istatistikten anlayan? (mann-whitney u testi)

kivanc1
selamlar, yüksek lisans tezimde cinsiyet ile 10 ifadeyi içeren bir x ölçeği arasında anlamlılık var mı ona bakıyorum. mann-whitney u testi yapıyorum. p değeri 5 ifadede 0,05'ten küçük çıkıyor, diğer 5 ifadede büyük çıkıyor. nasıl yorumlamak gerekiyor bu durumda? ölçekte yer alan ifadeleri tek tek y
selamlar, yüksek lisans tezimde cinsiyet ile 10 ifadeyi içeren bir x ölçeği arasında anlamlılık var mı ona bakıyorum. mann-whitney u testi yapıyorum. p değeri 5 ifadede 0,05'ten küçük çıkıyor, diğer 5 ifadede büyük çıkıyor. nasıl yorumlamak gerekiyor bu durumda? ölçekte yer alan ifadeleri tek tek yorumlamak yerine ölçek bazında yorumlamam gerekiyor.

bir tezde 10 ifadenin altına toplam diyip yeni bir p değeri bulmuş ve buna göre yorumlamış. aritmetik ortalama mı diye baktım değil. bu toplam değeri nasıl bulunuyor?
0
kivanc1
(10.06.17)
lojistik regresyon çok-varyasyonlu bakmış olabilir. paket programlarda kolaylıla yapılıyor.
0
niye ama
(10.06.17)
(11)

Almanya'dan telefon almak

fuckirama
merhaba galyalılar! erasmus için almanya'dayım. telefon alacağım buradan (git: https://www.amazon.de/dp/B01LSUYWO0/?smid=A1WU3K4JDI8B77&tag=idealode-mp-pk02-21&linkCode=asn&creative=6742&camp=1638&creativeASIN=B01LSUYWO0&ascsubtag=7jBpsNokSrURxAdqKt-4Mg&ref=icp_lop_en-GB&language=en_GB) daha önceden
merhaba galyalılar! erasmus için almanya'dayım. telefon alacağım buradan (git: www.amazon.de daha önceden tecrübe edenler için telefon alırken nelere dikkat etmeliyim? türkiye'ye geldiğimde kullanabilmem için dikkat etmem gereken neler var? bunu alıp, türkiye'de pasaportumla kayıt yaptırdıktan sonra öylece kullanabilir miyim? garanti olayı çok mühim değil.
0
fuckirama
(09.06.17)
öğrenci numaran varsa amazon student membership yap prime olup belki shippingten kurtulursun. gerçi hepsine olmuyor da. genel olarak söyledim. ben amazondan telefon almadım. yorumlara bak uygun aradığını al işte.

diğer hususta türkiyeye geri döndüğünde evet belli bir süre içinde pasaporta kayıt ettirdiğinde türkiyede de kullanmaya devam edebilirsin sorunsuz.
0
qazaqwsx
(09.06.17)
amazondan alışveriş yapanlar için tax free olayını bilenleri de yorumlara bekliyorum...
0
🌸fuckirama
(09.06.17)
@fuc

almanyada erasmus yapıyorsan oturumun orada olduğu için tax free alamazsın, türkiyede alışveriş yaparsan alabilirsin.
0
kurnaz
(09.06.17)
@kurnaz oturumum burada değil. erasmus staj programındayım. 90 günü geçirmediğim için yeşil pasaportumla oturum almadan kalıyorum.
0
🌸fuckirama
(09.06.17)
@fuc

oy oy oy, hayatının yanlışında olabilirsin, çok dikkat et, bu yaptığın normalde yasadışı.

oturumunu oraya alman, sigortanın olması ve resmi olarak orada çalışan görünüyor olman gerek.
0
kurnaz
(09.06.17)
okulun resmi kayıtlarla gönderdiği öğrenciyim. yasadışı hiçbir girişimde değilim:)
0
🌸fuckirama
(09.06.17)
@fuc

okul size hibe veriyor ve bu eleman bizim öğrencimiz diyor sadece.

çalıştığınız yerin size sigorta yapması ve sizin oraya orada bulunduğunuz süre için ikametgahınızı taşımanız gerek. erasmus stajı sizi sadece çalışma izni külfetinden kurtarır, vize başvurusu yapmanız gerekirdi. yeşil pasaport sadece turistik gezileri kapsayan bir giriş imkanı sağlıyor. çalışma durumunda iseniz kaçak bulunuyorsunuz demek bu.
0
kurnaz
(09.06.17)
@kurnaz dogru söylüyorsunuz.

almanya'da hukukun nasil isledigini tatmak istemezsiz. :) bir daha girmeniz de mümkün olmayabilir eger bir sekilde ortaya cikarsa. hele üstüne tax free'ye girisip devleti bir de öyle dolandirmaya kalkmak demek olur.
0
ingenieur und musiker
(09.06.17)
🌸fuckirama
(12.06.17)
kurnaz'ın söylediği şeyler doğru da o eskiden öyleydi -bizim staj zamanlarımızdaydı !
bu erasmus olayı değişti, bilgilerinizi güncelleyin.
telefon için ABDden alacak olsanız bazı uyum sorunları oluyormuş ama almanya için olmaması lazım yine de telefon modelini türkiye sitelerinden kontrol edin yine tercihen fazla arıza yapmayan model tercih ederdim ben olsam.
ayrıca normalde de 3 aya kadar sürede oturum alınmıyor, oturum 90 günü geçince alınıyor adam 15 gün staj yapacak olsa oturum mu alacak??? yani tax free olması lazım diye biliyorum -tabi bu da değişmediyse. bir süre kısıtı geldi mi yakınlarda tax free uygulamasına?
0
niye ama
(12.06.17)
@fuckirama vize alip almama meselesi degil, staj yapiyorum diyorsun, akla direkt para kazanip kazanmadigin geliyor. erasmus ögrencilerinin staj yapma imkanlari nedir ne degildir, gidip ögrenmen gerekiyor. bir kere sunu anlamadim almanyada sömestir zaten 4 ay sürüyor. staj desen en kisa staj 4 ay sürüyor. 3 aylik staj programi nasil oluyor anlamadim.

erasmus staj bambaska bir olaydir, onu bilemem. sana tavsiyemiz göte gelmeden önce, git adam gibi arastir, sorustur. trafikte orta parmak gösterdin diye 4000 euro ceza kesilen yer almanya.
0
ingenieur und musiker
(12.06.17)
(4)

Pegasus Süper Eko 8 kg el bagajı çanta tipi

galas
Arkadaşlar merhaba. Stuttgart İstanbul bileti buldum ucuza pegasus'tan, fakat takdir edersiniz ki süper eko yani sadece el bagajı sorum şu; El bagajım olacak çantanın görseli ekte var. Arpenaz 40l çanta. Decathlon'da ölçü olarak Y 62 cm; U 28 cm; D 27 cmPegasus el bagajı ölçüleri; 20 cm x 40 cm x
Arkadaşlar merhaba. Stuttgart İstanbul bileti buldum ucuza pegasus'tan, fakat takdir edersiniz ki süper eko yani sadece el bagajı sorum şu;

El bagajım olacak çantanın görseli ekte var. Arpenaz 40l çanta. Decathlon'da ölçü olarak

Y 62 cm; U 28 cm; D 27 cm

Pegasus el bagajı ölçüleri;

20 cm x 40 cm x 55 cm olarak geçiyor. google'a bu ölçüleri yazınca da =44 litre çıkıyor. E benim çanta 40l, fakat çantanın sayfasında boyut ölçülerindeki dikine fazlalı kafamı kurcalıyor.

sizce bir sorun yaşar mıyım? aynı çanta ile istanbul'dan paris'e uçtum thy ile hiçbir sorun çıkmadı ama pegasus'ta biraz tırsıyorum, şimdi bunlar almazlarsa falan diye.

Bi swift atın bee
0
galas
(03.06.17)
8 kg yi geçmedigin sürece sıkıntı olmaz, hatta geçsen bile olmayabilir.
0
purple rain
(03.06.17)
hocam tamamini iyice doldurup sisirmezsen sorun cikmaz. boyutunun 62cm olmasi onemsiz biraz
0
jedilance
(03.06.17)
stuttgart'da dünyalar gıcığı bir yer hizmetleri görevlisi yoksa, bir sorun olmaması lazım.
kaç kere uçtum koca el bagajlarıyla bir sorun olmadı. kimse ölçü bakmadı. hatta kilo da bakmadı.
hatta genelde kabin bagajına kabin etiketi vermeyip sonra yolcu salonunda etiket dağıtıyorlar.
0
niye ama
(03.06.17)
Teşekkürler arkadaşlar, ilk deneyimler olduğu için biraz tereddüt ediyor insan sağ olun. Mutlu günler sevgiler.
0
🌸galas
(03.06.17)
(19)

27 yaşında yüksek lisans

sorunvar
Normal midir ? 30 yaşımda da doktora düsünüyorum ..
Normal midir ? 30 yaşımda da doktora düsünüyorum ..
0
sorunvar
(03.06.17)
26'da başlayacağım. Normal. Yani niye anormal olsun ki zaten?
0
yukselen gunes evi
(03.06.17)
niye anormal olsun? şu an yüksek yapan tanıdıklarımın hiçbirisi 27'den küçük değil.
0
zgrydn
(03.06.17)
gayet normal
0
gazozailacatmauzmani
(03.06.17)
İstedikten sonra her yaşta her şey normal
0
fragile lady
(03.06.17)
normaldir, 33 yaşında başlayacağım ben.
0
facebook
(03.06.17)
Normal tabii ki.
0
ruh i tibbiye
(03.06.17)
Kaynak yapmış olucam ama kusura bakmayın lütfen. Nasıl kabul ediliyorsunuz peki? Daha taze, genç kişiler varken 30'lu yaşlardakileri neden alırlar?
0
cemiyetin ünlü siması
(03.06.17)
@cemiyetin ünlü siması
maratona koşucu mu seçiyorsun hocam? taze, genç kişi ne demek?
0
dedim dedim de kime dedim
(03.06.17)
Hocam, bilgisi taze anlamında söyledim. Nasıl anlamıyorsunuz yahu...
0
cemiyetin ünlü siması
(03.06.17)
Notların iyiyse, mülakat esnasında da kendini iyi ifade edersen neden olmasın? Ben de 27 yaşında yüksek lisansa başlamıştım.
0
i m cool with that
(03.06.17)
yüksek lisansın yaşı mı olur ya? lisansın bile olmazken.
0
nothing in my way
(03.06.17)
27'de başladım memnunum
0
PoscheN
(03.06.17)
merhaba, 25 yaşındayım. 2. üniversiteme hazırlanıyorum. Kalıplara uymak zorunda değilsiniz. Herkes kendi hikayesini yaşıyor. Ertesi güne sağ çıkcağımızın kesin olmadığı bir dünyada hayallerini -sırf birileri vizyonsuz diye- gerçekleştirememek çok acı olmaz mı?
0
nymphe
(03.06.17)
Seneye 23 yaşında doktoraya başlayacağım xd

30 yaşından sonra doktora ne? İş haytına atıl bence.
0
elvedui
(03.06.17)
Bence daha iyi, 22 yaşında hevesle yüksek lisans yapmaktansa iş tecrübe vs edinip ihtiyaç, merak ve yüksek esnasında hangi bilgileri nerede nasıl kullanacağını bilerek yüksek yapmak daha mantıklı.
Mühendislik mezunuyum, okul biter bitmez, müh üzerine yüksek yaptım ama işe girdikten sonra keşke başka bir alanda yüksek yapsaymışım dedim. O yüzden çok başarılı buluyorum bu fikri sadece doktora konusunda şimdiden kesin konuşma derim :) yüksekte elde ettiğin tecrübelerden sonra okuldan kaçarak uzaklaşabilir veya gerçekten kalmak isteyebilirsin. Onu biraz da zaman gösterir
0
part time pollyanna
(03.06.17)
Ergen ve tecrübesiz olmak zor iş diyelim başta.

Olur, neden olmasın? Planlandığı şekilde de gitmeyebilir hayat, onu da belirtmek lazım.
0
devilred
(03.06.17)
eğitim hyatımın tüm evreleri başarılarla doluydu- benim de ama 34 yaşında bunun bir önemi olmuyor.
buradaki ergenler de uyuyup büyüyüp tıpış tıpış yürüyünce anlayacaklar.
linsansta iken çok farklı bir alanda master/doktora düşünüyordum. yurtdışından şahane kabuller de aldım, burslu olarak da başladım.
ama öyle gitmedi, sevmedim, bi dolu sıkıntı yaşadım. bıraktım bir yerden sonra.
şimdi sırf başka bir alanı öğrenmek için tekrar yapıyorum master.
programda 23-25-28 yaşında filan insanlar var. evet biraz enerjim daha az, biraz da hem çalışıp hem yüksek yapan tek ben olduğum için, program da yoğun bir program olduğu için daralıyorum ama tecrübe bunları örtüyor benim notlarım daha iyi mesela.
nottan daha önemlisi ben askerlik için, iş bulamadığım için vs. değil istediğim için yapıyorum, verim alıyorum.
kabul alırken hiç bir sorun olmadı.
0
niye ama
(03.06.17)
bir işe ileri yaşta atıldığınız zaman sizden 5-10 yaş genç insanların emri altında çalışacağınızı da unutmayın.
0
temhar
(03.06.17)
sözlük bu @elvedui gibilerle dolu. biri maaşıyla hava atar, biri okuduğu okulla, ortalamasıyla. adamlar işe gitme süresiyle bile hava atıyor lan:)
0
nothing in my way
(03.06.17)
(10)

evlenmeyen veya evlenemeyen kadınlar

sorunvar
Neden evlenmediniz ? Özellikle 30 yaş üstü kadınlara soruyorum.Neden bekar olmayı seçtiniz ?
Neden evlenmediniz ? Özellikle 30 yaş üstü kadınlara soruyorum.Neden bekar olmayı seçtiniz ?
0
sorunvar
(03.06.17)
Ablam her zaman herkes evlenmek zorunda değil, evlilik mutlaka herkesin ulaşması gereken bir evre değil, bi gün evlenmek isteyebileceğim biri karşıma çıkarsa düşünürüm ama ortalarda evlenmem lazım koca bulun bana diye aranmam der.

Bu arada 'evlenemeyen' aşağılayıcı olmuş biraz. Sanki yana yakıla koca arayıp bulamayıp evde kalmış gibi, kadının tek amacı evlenmekmiş gibi :/
0
bir nick var benden iceri
(03.06.17)
Benim anlayamadığım bir şey var. Mesela insanlar evlenmek istiyorum diyor ama etrafta sevgili yok. Evlenmek bence ancak ve ancak uygun insan olursa karar verilecek bir şey yoksa kafadan karar verip ben evlencem demek çok sağlıksız.
Sevdiğin olur ben aile kurmak istiyorum dersin kurarsın.
Benimde ablam doktorda, kız kanser ve genetik üzerine deneyler yapıyor.daha önce hızlı ve kolay pankreas testi kiti ürettiler. Dünyaya insanlığa faydalı şeyler için gece gündüz çalışıyor. Hala aptal akrabalar evlilik yok diye aşağalama peşinde. Yıllardır onun temposunda ve azmin çalışan
0
fasulyek
(03.06.17)
Bir insanın evlenmemsi normal bence. Artık evlenememek diye bir şeyi konuşmayalım. Evlenmek isteyen gider bulur evlenir ama mantıklı olan bu değildir. Bizim de istemeye gelmeye çalışan garip insanlar var etrafımızda ama gerek yok.
Ayrıca yıllar önce tinder da şunu denemiştim. Soranlara genetikçiyim diyordum. Direk konuşmalar kesiliyordu. Bankacıyım demek daha kolay, erkekler cidden zeki kadınlardan korkuyor.
0
fasulyek
(03.06.17)
@ fasulyek siz de burada bir sınıflandırma ve aşağılama yapmıyor musunuz? Genetikçiyim diyordum kesiliyordu bankacı demek daha kolay. Bankacılar gerizekalı mı oluyor o zaman?
0
tuborg yesili
(03.06.17)
Hayır kesinlikle bu değil. Genetikçi diyince bu kadar adamın kaçması garip gelmişti. O yüzden yazdım yoksa öyle değil. O bankacı daha zeki de olabilir ama genetik adamları garip bir şekilde korkutup kaçırdı. Meraktan yapmıştım çünkü ablam söylemişti, yeni biriyle tanışıyorum karşımdakiyle güzel güzel konuşuyorum sonra meslek soruluyor, ortam sessizleşiyor demişti.
Benim işim direk aşağılanabiliniyor. Sanatçıyım ve ayrıca bir zanaat kolunda kendi atölyem var. Bana da he canım he he tavrıyla geliyorlar. Yıllarca uğraştığım zanaat ile ya da resimle ilgili o kadar saçma sapan şeylerle geliyorlar ki inanamazsın. Sergi açtın noldu para yok sizin işlerde, düzenli gelir skk :). Bir mühendis vs ise sanatla uğraşan aptal ama güzel kız ön yargısı bile var( bunu yapan fazla sayıda mühendis ile karşılaştığım için söylüyorum yoksa genelleme yapmak istemiyorum, sanatla ilgilenen mühendiler de var. Eb ark. İtü idi komple atölye kurma sürecim de bana normal işe girmediğim için şımarıksın demişti kendi ark. ??!!! Ekmeğe tuz basıp yediğim dönemdi hemde)Sanki biz hiç faydalı bir şey üretmiyoruz. Kafamız basmıyor.
Kısaca anlatmak istediğim insanların mesleklere karşı saçma ön yargıları var ve ona göre davranışları şekilleniyor.
0
fasulyek
(03.06.17)
Ben bekar olmayı seçmedim. Seçimle olmadı ama evlensem o da seçimle olmazdı.

8 senelik bir erkek arkadaşım vardı, 22-23 yaşındayken birlikteliğe başlamıştık. Teklif vardı, hemen hemen her şey vardı, olmayan önemli şeyler vardı ve benim upuzun ilişki tecrübem yoktu. 1 küsur yıllık tecrübem vardı. Evlenmemek beni rahatsız etmiyordu, evlenme düşüncesi de mutluluk hissettirmiyordu. Hatta "Evlenirsek birbirimizden nefret etmez miyiz, niye evlenelim ki" diye düşünüyordum. Bir şeyler eksikti ama tanımlayamıyordum. Hazır hissedemiyordum bir türlü. Sorun aşk, trku falan değildi. 30-31'imde ayrılmamız da "Evlenmiyorsak ayrılalım" değil de tamamen başka konulardan, hayatta aklıma gelmeyecek bir nedenden oldu. Sonradan başka ilişki ile neyin eksik olduğunu anlamlandırabildim. "Haaa, bu yüzdenmiş. O zaman tabii anlamamışımdır, şimdi zor anlıyorum" dedim.

Hayır, ben bir de milletin niye evlendiğini de anlayamıyordum. "Nesi kötü ki bekarlığın, niye evleniliyor" diyordum.

Özetle, gönül işlerini 30'undan sonra "Heeeaaaa" şeklinde idrak etmekten kaynaklandı. "Evleneyim", "Bekar kalayım" diye seçim yapacak kafa yoktu. Her türlü hazır değilmişim. Umarım şimdi bir şeyler anlamışımdır.
0
aychovsky
(03.06.17)
Kotu bir evliliktense iyi bir bekarlik tercih edilir.
0
Traveller
(03.06.17)
traveller +1
şimdi düşünüyorum, hayatıma giren uzunlu/kısalı kimseyle iyi ki evlenmemişim.
bu öyle planlanacak ya da "birini bulmuşken evleneyim de, evlenmiş olayım" denecek bir şey değil.

ne zaman aşık olurum ve karşımdaki de mantıklı bir seçim gibi görünür, o zaman üç ay içinde bile evlenirim.
0
blatta hiberna
(03.06.17)
evlenecek kadar aşık olduğum tek bir adam oldu, o da bana aşık değildi :)
bunun dışında çok çok uzun süredir aileden ayrı yaşayan, kendi dünyası olan ve buna değer veren, genetikçi (!) bir kadın olarak benim gibilerin evlilik kararı alması zor, evlenmek bir kenara hayatıma birini çok zor alabiliyorum ben, gerçekten sevecek de gerçekten incelikli bir adam olacak da ölmezsek bahar gelecek. Kısaca ne gerek var? neyimiz eksik? evlenip bir sürü sorumluluk bi dolu terane...aşık olmadığım hiç bir adam için böyle bir şey yapasım gelmiyor.
tek sıkıntı çoocuk isiyorum ben. bir gün gözüm döner evlenirsem bundan olur.
0
niye ama
(03.06.17)
@mcgonagalls evet tam da öyle demek istemiştim.
@niye ama cidden genetikçilere değil lafım. Bir kadın istediği mesleği yapmalı. Sadece insanlardaki ön yargıyı anlatmak istemiştim. Bir de bahsedilen kadın en yakınım da ablam olduğu için ondan örnek verdim. Yoksa genlerimiz size feda olsun :)
0
fasulyek
(03.06.17)
(7)

Şenol Güneş neden mutsuz? Ya da mutsuzmuş algısı mı yaratılıyor?

grrrrrrrrrr
2 sene üst üste şampiyon olmuş, takım aile gibi, her şey yolunda görünüyor peki bu adam neden mutsuz? Ya da başkanın dediği gibi medyadaki bazı kişiler böyle bir algı yaratmaya mı çalışıyor?
2 sene üst üste şampiyon olmuş, takım aile gibi, her şey yolunda görünüyor peki bu adam neden mutsuz? Ya da başkanın dediği gibi medyadaki bazı kişiler böyle bir algı yaratmaya mı çalışıyor?
0
grrrrrrrrrr
(29.05.17)
medya cok ugrasiyor bu adamla. tahminimce bu yuzden.
0
hopeless
(29.05.17)
Her şey göründüğü gibi değil.
Sporla iç içeyim küçüklüğümden beri.
Neler döndüğünü tahmin edemezsiniz. Şampiyon olmak kolay iş değil, her anlamda sorumluluklar artıyor. Şampiyon olduktan sonra okey ama şampiyonluğa giden yolda sıkıntılar çok olur, zıtlıklar vs. En basitinden sporcularla, yönetimle arası kötü olabilir. Ayrıca çok fazla göz önünde olmakta iyi değildir ne yaparsan yap beğenmeyenler yargılayanlar olur. Bir de futbolu kutsallaştıran bir ülkede siz düşünün.
0
powerpufgirl
(29.05.17)
Adam profesyonel. Kendisi Trabzonspor taraftarı ve her ortamda göğsünü gere gere de söylüyor. Hatta adına stat yapmışlar nan :)
Profesyonelce işini yaptı hepsi bu. Köprüye çıkıp fener bayrağı mı yaksın ne bekliyosunuz? Bi de onun kuşağı çok göz önünde olmayı sevmez, gizli sevinir, gizli sinirlenir. Ayıplarlar ;)
Not: Beşiktaşlıyım.
0
rastinon
(29.05.17)
Bence kendisi aşırı idealist. Hep daha fazlasını istiyor, mesela şampiyonlar ligi'nden Avrupa ligi'ne düşmek bile bayağı moralini bozmuştu. Kısacası bence hedefleri çok yüksek, zaten şampiyon olmamıza rağmen takımın istediği seviyede olmadığını söylüyor.
0
birkibirkibirkibirkiuc
(29.05.17)
Neler dondugunu tahmin edemezseniz +1

Ben de ozellikle yonetici tarafindan epey kisi taniyorum. Bjk'nin su anki haliyle ilgili bir bilgim yok ancak ego manyagi yoneticiler, komisyoncu hatta santajci menajerler, besleme medya vs.. Derken futbolda aktor hayli fazla.

Yemek masasindan kalkarken yuzune bakarak izin istemedi diye yardimci antrenor kovan yonetici biliyorum mesela, arkadasimin babasi. :)

Senol Gunes'le ilgili bir sey bilemiyorum ama ciddi seviyede olmasa da pr8blemlernolabilir. En basarili ortamlarda bile her sey gulluk gulistanlik olmuyor. Cilginca paralarin ve egolarin dondugu bir ekonomiden bahsediyoeuz,
0
kint
(29.05.17)
öncelikle pek bildiğimden değil de hissettiklerimi söyleceğim
Senol Güneş ve Mustafa Denizli pek bu ülkenin adamı değiller sanki
Yılmaz Vural, Fatih Terim mesela, onlar bu ülkenin adamı işte.
kısaca böyle.
0
niye ama
(29.05.17)
şenol güreş o makamın adamı değil, bunu en iyi kendisi biliyor bence ..onda tıpkı bir Galatasaray ın başındaki hamza görüntüsü var .
o Trabzon ve 2-3 çıt altı takımların adamı,bunu inkar etmeyin
0
taylor durden
(30.05.17)
(21)

Kızların kendilerinden büyük erkeklere ismiyle hitap etmesi

mete kudur
Özellikle eli yüzü düzgün hanımlarda çok daha sık görüyorum, iş hayatında tavan yapıyor. İnşaat ve hukukla alakalı çalıştım/şimdi yatıyorum da ben ve sürekli samimiyete en ufak bir yer verdiğinizde bey kendisini abi'ye bırakacağına yekten isme evrilip cilveleşmeler oluyor. Veya sizin arkadaşınız ol
Özellikle eli yüzü düzgün hanımlarda çok daha sık görüyorum, iş hayatında tavan yapıyor. İnşaat ve hukukla alakalı çalıştım/şimdi yatıyorum da ben ve sürekli samimiyete en ufak bir yer verdiğinizde bey kendisini abi'ye bırakacağına yekten isme evrilip cilveleşmeler oluyor. Veya sizin arkadaşınız olan bir hanımdan bahsederken ona da ismiyle hitap ediyor. hatta sizin bile abla dediğiniz birisinden de ismiyle hitap ediyor. arada nereden baksan 11 yaş var, az daha olsa seni doğurabilecek durumda zaten o kadın.

ben saygı adaplarına takılan birisi değilim, belki aranızda bunu az çok anlayanlar olmuştur ama bu durumu saygı/saygısızlık olarak değil de bir nevi bilinçli bir olay olarak görüyorum.

yani amirlerimle filan konuşurken ben bilinçli olarak asla ''siz'' kalıbını kullanmam, çünkü geçmişte yaşadığım bence acıklı bir olay var, o gün de geri adım atmamıştım şimdi de ''siz'' kelimesiyle göstermelik saygı tanımı vurgulamıyorum. Bu kadınlarda ki bununla da alakalı değil.
Kültürel olarak da mesela yurtdışında çok alışılageldik birşey isimle hitap edilmesi, ben zaten yabancı iş arkadaşlarıma bu yüzden hiç bir uyarıda bulunmadım çünkü onların ki kültürel miras ama bizde ki öyle de değil.


Bazen acaba bundan rahatsız olan tek ben miyim, yoksa bunu doğru anlayan tek ben miyim diye 2leme düşüyorum.
0
mete kudur
(29.05.17)
bunun nedeni tamamen, o bahsedilen kişiyi "asagi" görme cabasi bence.
ayni seyi, bir cok calisan, kendi üstleri için de yapıyorlar.
0
for the record
(29.05.17)
rahatsız olurum ve kesinlikle izin vermem.
0
elvedui
(29.05.17)
bence üzerinde düşünmeye bile değmez. bir kadın sizinle cilveleşecekse "mete kudur bey" diyerek de cilvenin allahını yapabilir, ya da "mete kudur'cum" diyerek de iş arkadaşlığı seviyesini koruyabilir.

bir kadın olarak hepsi yaşça benden büyük erkeklerin arasında çalışıyorum. müdürler dışında herkese adıyla sesleniyorum. kaldı ki ne diyeceğim zaten, aynı işi yaptığım aynı seviyede olduğum insanlara "bey" demem, "abi" desem o ne öyle mahalle bakkalı gibi.
müdürlere "bey" diyorum, o da tamamen saygıdan. yaşla alakası yok.

iş hayatı dışında da böyle bu. arkadaşım seviyesindeki herkese ismiyle hitap ediyorum ve bu güne kadar "şu adam da benden 15 yaş büyük ama çok yakışıklı ya. abi demiyim şimdi yarın öbür gün lazım olur" diye düşünmedim hiç.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(29.05.17)
seni bağlayan durumu göremedim. kadın kendinden büyüklere abi değil de ismiyle hitap ediyomuş. ee? yani?
ayrıca 11 yaş için az daha olsa seni doğurabilecek durumda demek saçma değil mi?

@subjektif soru sorup da beğenmediklerine tik atmamak ben duyuru kullanmayı bilmiyorum demekle eş değer.
0
elorelia
(29.05.17)
tıp fakültesinde, uzmanlığını almak üzere olan kadın bölümdeki yar. doç hatta prof. hocalara yasemin abla, neşe abla filan diyor
asıl bu acayip geliyor bana
abla/abi demeyelim, siz de demeyelim (öğrecisine "siz" diyen hocalarım da var bu arada ama az)
e ne diyelim?
Allah'tan akademide "hocam" var dışarıda o da yok, ne diyeceğiz?
hanım/bey diyorum ben sürekli.
ismiyle hitap ettiğim adam yok gerçi de olsa da cilveden değil.
0
niye ama
(29.05.17)
Bu abi abla olayı da bir tür köylülük, ailen ne güzel isim vermiş tabii ki o kullanılacak. Ha arada resmiyet vardır hanım-bey olur ama ben bu abi- abla bekleyen tayfaya sırf ibnelik olsun diye bile ismiyle hitap ederim, benden 10 yaş küçük herhangi bir insanın da bana abi demesini beklemem. Bir tek kardeşimin bana abi demesi benim için yeterli. Kimse kimseye abi-abla demek zorunda değil, bu hayali ve gereksiz bir hiyerarşinin oluşmasına neden oluyor sadece.
0
angelus
(29.05.17)
Ben birlikte çalışılan insanlara bey/hanım şeklinde hitap etmek icin onlarin benden ust mevkide olmasi gerektigini dusunmuyorum. Arada samimiyet yoksa ve yaş farkı cok fazlaysa bey/hanimdir benim icin. Abi abla samimiyetine gerek yok is ortaminda. Kendimden cok buyuk insanlara onlar açıkça öyle istemedikce ismiyle hitap etmem. Samimiyet olur o zaman ismiyle hitap edilir.
0
aquarium
(29.05.17)
abi-abla hoşuma gitmeyen hitap şekilleri. yerine göre bey-hanım da aşırı resmi kaçıyor. yeterince yakın olduğum abi ablalara ismiyle hitap ediyorum .
0
sedat peker in yegeni
(29.05.17)
2.5 yaşında kızım adımla hitap ediyor.
0
jamswety
(29.05.17)
Ben rahatsız olmam. Bence herkes istediği gibi hitap edebilir. ben bazen abi diyorum bazende yaptığım iş gereğince "coach" diye hitap ediyorum. (spor sektörü) muhasebe kısmında çalışan kadına da yönetici olduğu için hanım diyorum. Baya bi karışık yani :) içimden nasıl geliyorsa öyle davranıyorum. Bazen sizli bizli konuşuyorum bazen direk senli benli..
0
powerpufgirl
(29.05.17)
Hanım / bey varken abla abi demek gereksiz samimiyet.
0
cabiday
(29.05.17)
abi, abla kesinlikle kullanmıyorum. iyi tanımadığım herkese yaşından bağımsız olarak hanım/bey diyorum.
benden büyük olan ama aynı konumda ya da nispeten yakın çalıştığım kişilere de (aynı ofis vs) ismi ve siz diye hitap ediyorum. "Siz de çay ister misiniz, Elif?" gibi saçma bir şey oluyor ama herkes benim böyle garip konusmama alıştı, yadırgamıyorlar.
0
sopiro
(29.05.17)
büyüklere ismiyle, küçüklere de "canım" diye hitap ediyorlar. nedendir bilmem.
0
eindaclub
(30.05.17)
gayet profesyonel bir davranış bence, erkekler yapamıyorlar.
0
ravenudon
(30.05.17)
abi derim faka bu benim o dediğim kişiden kafaca yüksek olduğum durumlarda olur,hanım bey derim bu da onlara iş yaptırırken .. yani kısacası ne söylediğinizin önemi yok nasıl ve ne için söylediğinizin önemi var ..
restoranda garsona 'patron' diye seslenirim, iş hayatında bazen müdüre 'üstad' derim.. neden çünkü ast ve üste iş yaptırmak zeka gerektirir
0
taylor durden
(30.05.17)
Abi / abla iş hayatına uygun hitaplar değil bence. Hanım / bey olur, onlar olmazsa zaten isim olur. Çok uzun yıllardır aynı iş yerinde çalışıyorum. Daha yeni direktör oldum. Beraber çalışırken ismiyle hitap ettiğim kişiye kendisi direktör olunca da ismiyle hitap ettim. Yeni tanıştığım junior arkadaşa da (eğer bir okul vs. bağımız yoksa ) bey / hanım diye hitap ederim. Ama şöyle bir gerçek var, düne kadar mesafeli olduğum için kendilerine Bey / Hanım dediğim direktörler şimdi bana "bey'i / hanım'ı kaldıralım" diyorlar. E aramızda böyle bir konuşma geçtikten sonra bey/hanım demem yakışık almaz.
0
SiyamkedisiZorro
(30.05.17)
anne babam yaşındaki uzmanlar dahil olmak üzere tüm uzmanlara, yard.doç/doç ise de genç görünmesine göre abla/abi. prof. ise hocam diyorum. ha bir de çok samimi olmadığım erkek asistan arkadaşıma da x hocam diyorum. kız ise zaten adı ile hitap ediyorum. Yürüme ihtimalim olan az samimi biri olsaydı işyerinde, muhtemelen ya hitap etmezdim, ya da x bey derdim. Olay yürümeyse böyle de olur +1
0
fallopian
(30.05.17)
bey/bayan + siz'li cümleleri önlerine yığmak gereksiz bir yakınlık, yılışıklık fikrine set oluyor. saygı'nın hangi kelimeyle göstermelik olduğunu ya da olmadığını belirlemek de bana kalırsa son derece kusurlu, birisi de çıkıp böyle düşünenler göstermelik saygı içindeler diyebilir, der de. Neyse, kimin nasıl düşündüğüne kafa yormak da gereksi diyorum, iyi çalışmalar diliyorum



edit: tik umrumda değil de başkalarına fikir sorup bunları da cevap kabul etmeyerek saygısızlığın da dik alasını yapmış oluyorsunuz. Bakın, sizin için güzel bir alternatif daha var, wordpad!
0
gkct
(30.05.17)
bizim kültürümüzden gelen bir davranış şekli, kadınlar her zaman kendinden yaşça büyükler ile onların potansiyel erkek arkadaş adayı olduklarını düşünerek, isimleriyle hitap kullanırken kendinden yaşça küçüklere kendilerince "arkadaşça" düşündükleri hitapları kullanabiliyorlar. bu her zaman böyle değil ama genel olarak böyle bir düşünce biçimleri var. ben biraz büyük gösteren biriyim ve yaşımı öğrendiklerinde değişen hitaplarla karşılaştığım çok oluyor :)

tabii bunlar çok önemli değil. kadınları doğaları için suçlamak iyi birşey olmaz beyler.
0
empty bottle
(30.05.17)
Ben takilmiyorum oyle seylere ya. Ben de kendimdem cok buyuk kizlara ismiyle hitap ediyorum cunku:)

Bir de nasil alisirsan oyle gidiyor, buyuklere ismiyle hitap edilmez diye ogrendigimiz icin abi/abla denmeyince rahatsiz oluyoruz. Herkesin ismi var aslinda, isim neden konuluyor? Ismiyle cagirmak icin:) Bence cok kasmaya gerek yok:)
0
stavro
(30.05.17)
Evet bir saygısızlık saygısızlaşma var. Amerikan filmleriyle asimüle olmuş bir coğrafyada yaşıyoruz. Toplum kullandığı dildeki 3. tekil şahsı nereye koyacağını şaşırmış durumda.


Bunun dışında feministler medyayı ele geçirirken erkekleri reklamları, dizileri, filmleri kullanarak ciddi şekilde aşağıladılar. Bunun sonucu olarak da erkeklere karşı elle tutulur bir saygısızlık oluştu. Arşivimdeki örneklerin bazılarını buraya yazamam bile. Sonradan kadınlara neler yaptıklarının öğretilmesi gerekti. Medyada neler döndüğünden haberiniz yok tabi.


Aşağılamanın etkilerini gidermek için müdahele ettiğim başlıkların sayısı 20 olmuştur. İki tanesi aşağıda.
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com


Babayı nasıl itibarsızlaştırmışlardı? Reklam sloganlarından sadece birkaçı aşağıda.

● Bu iyiliği babanız olsa yapmaz. - Banka reklamı.

● Denizden babam çıksa yerim.

● Babana bile güvenme. - Baba yemeği döker anne gelmeden hemen önce bebek dökmüş süsü verir.

● Babana benzeme kendin ol. - Kızlar sokakta yürüyen bir erkeği arabalarına gezmeye davet eder. Adam emniyet kemeri olmamasını neden göstererek reddeder. Baba figürü içi geçmiş antika olarak gösterilir vs.

● DSLR kullanan yaşlı erkek fotoğrafçının (baba figürü) yakalayamadığı kareyi cep telefonuyla yakalayan ergen.

Hepsini sayamam. Aralıksız arka arkaya yapılmış tek hedefe odaklı reklamlar. Nedensellik ilişkileriyle birlikte tez yazmamı beklemeyin.



Bir zahmet bakın: Üniversitelerdeki FETÖ Tipi feminist Yapılanma



AKP'nin bilgisi dahilinde oluyor bunlar. Recep bahsetmişti! Bir başka AKP'li de CHP'lilere ithafen son referandumda AKP'nin bayan oylarının %60'ını almasını nereye koyacaklarını düşünsünler onlar dedi. Satın bakalım...
0
neotunc
(30.05.17)
(3)

yenibosna semtinin ismi nereden geliyor?

ahm1
geçen hoca abd tarihini anlatırken york-new york olayını şöyle örneklendirdi: "bosna'dan göçen birinin yerleştiği yere yenibosna demesi gibi."duyduğumda "anaaaa" dedim içimden ama bunu bir kaynaktan doğrulamam lazım.öncelikle, sizler de böyle mi biliyorsunuz? yanlış/yalan diyecek olan var mı ve de k
geçen hoca abd tarihini anlatırken york-new york olayını şöyle örneklendirdi: "bosna'dan göçen birinin yerleştiği yere yenibosna demesi gibi."

duyduğumda "anaaaa" dedim içimden ama bunu bir kaynaktan doğrulamam lazım.

öncelikle, sizler de böyle mi biliyorsunuz? yanlış/yalan diyecek olan var mı ve de kaynak gösterebilecek olan var mı?
0
ahm1
(27.05.17)
Konya'daki bosna göçmenlerinin yerleştirildiği yer doğrudan bosna mahallesi -şimdi üniversite var o tarafta.
zamanında muhacir ya da çerkes yerleştirilen yerler de çerkez mahallesi, muhacir mahallesi filan olmuş - ama resmi, ama gayriresmi.
bu şekilde toplu yer gösterme ve yerleştirme yapıldıya, evet yerleşim yerleri adlandırılmış özellikle köylerde var bu. ama bizde dağınık yerleşim de çok. yahut adam gelmiş izmir merkeze yerleşmiş, nasıl yer ismi versin ? onlar da soy isimlerini plevneli, florinalı filan almış.
yenibosnayı hiç bilmiyorum :)
0
niye ama
(27.05.17)
Ben de Yenibosna'nın hep Bosna'dan gelenler çok olduğu içni o adın "Orada Bosnalılar var hep" anlamında olduğunu düşünmüşümdür ama onlar iyi hissetsin diye değil de, taşınmalarından sonra orada çoğunluk oldukları içindir diye. Bir nevi China Town ya da Little Italy gibi.

New York'un eski adı New Amsterdam imiş zaten. Çok Felemenk varmış diye. Orası o bölgeye başkent olduktan sonra belediye York Dükü'nü onurlandırmak için adını değiştirmiş. Yani, New York da bir nevi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü.
0
aychovsky
(27.05.17)
bugün yenibosna denen yerlere göç 93 şavaşına kadar tarihleniyor diye biliyorum. bi' de Polonezköy var aynı şekilde.
0
müftü
(27.05.17)
(11)

Mobilya almaya İnegöl'e gideyim mi?

akatreil
Evlenicem, eve komple eşya almam gerekiyor.Şimdi herkes "İnegöl'e gidebilirsen git, oradaki firmaların internet sitelerine bakma. 2-3 parça bi şey almayacaksın sonuçta. Komple ev döşiceksin" diyor.Çok şaşıracağım kadar indirim yaparlarmış. Bilen bi arkadaşı da alıp gideyim mi ben inegöle ? değer mi?
Evlenicem, eve komple eşya almam gerekiyor.

Şimdi herkes "İnegöl'e gidebilirsen git, oradaki firmaların internet sitelerine bakma. 2-3 parça bi şey almayacaksın sonuçta. Komple ev döşiceksin" diyor.

Çok şaşıracağım kadar indirim yaparlarmış. Bilen bi arkadaşı da alıp gideyim mi ben inegöle ? değer mi?
0
akatreil
(27.05.17)
Nakliyeyi sirtimda hallederim diyorsan git.
0
allah yazdiysa bozsun
(27.05.17)
niye sırtında halletsin canım, gönderiyorlar. tabi nerede olduğunuza da bağlı ama %90 nakliye olur. istanbula bile izmirden mobilya gidiyor, arkadaşım yaptı oradan biliyorum.
mobilyadan anlayan biri aynı zamanda pazarlık da yapabiliyorsa
(bu mobilyadan anlama kısmı önemli, kanapenin bile içi metal aksamlısı var ve her üreticinin her modelinde olmuyor, internetten de ne nedir anlaşılmıyor. inegöl gibi yerlerde isterseniz yaptırma şansınız da olabilir. sehpanın bile kaliteli malzeme olanı var, daha bunun kumaşı var, boyası var, gerçekten ayrıntısı çok. kadınlar genelde sadece görüntüye baksa da aslında bunlar önemli)
oturacağınız ev belliyse (gitmeden ölçüleri alın)
aklınızda her oda için tarzlar, renkler ve bütçe hazırsa
(kendi adıma 1 günde tüm evi almak istemem ben az eşya ve sindire sindire alma taraftarıyım hep öyle yaptım)

ve genellikle evlenenlerin tüm evin eşyasını aldığını düşünürsek, siz de öyle yapacaksanız iyi bir çözüm olabilir.

bir de tabi müthiş ucuz olmayabilir ama aynı fiyata daha kaliteli mal alma şansınız olur.
şu da var. diyelim doğtaştan bir yatak alacaksınız. tam evlenme mevsimindeyiz en az 2 aya gün veriyorlar. aklınızda bulunsuz.
0
niye ama
(27.05.17)
Tek kelime gitme
0
Fritz-X
(27.05.17)
Modoko kazık oraya hiç gitme. Bi sehpaya 2000 lira diyorlar bi de sırıtıyorlar.
0
iddaaci
(27.05.17)
arkadaşın dediği gibi gönderim yapılıyor bulunduğum şehire. (afyon)

bunun dışında önceden ankara sitelere gittim, çok farklı fiyat skalalarında ürünler var. yani 20 bin lirayı kanepeye gömmek isteyene de var, 10 bin lirayla komple ev döşemek isteyene de mobilya var. siteler ve inegöl arasında karar verip birine yüklenicem artık.
0
🌸akatreil
(27.05.17)
@niye ama

bugün doğtaş'a baktım oranın fiyatları da çok abartı gelmedi bana gayet güzel de ürünler var. işte bana söylenen "inegöle gidersen marka ürünlerin birebir kalite aynısını çok daha ucuza alırsın" diye.

doğtaş 30-45 gün süre verdi zaten bana. benim için yeterli süre.
0
🌸akatreil
(27.05.17)
Ben de (ankarada ailem yaşadığı için) olayın siteler kısmını daha çok biliyorum
çoook acayip fiyatlar var.
kaliteli ürünü daha uyguna yaptırma/alma şansınız olduğu gibi, beğendiğiniz ürünü istediğiniz şekilde modifiye ettirme imkanı olduğu gibi çılgın fiyatlar görme şansınız da var.
bilen/anlayan birisi olmalı.inegöl vs. siteler karşılaştırmasını bilmiyorum.

"inegöle gidersen marka ürünlerin birebir kalite aynısını çok daha ucuza alırsın" kısmı ise daha çok şöyle
mesela bellona'nın, doğtaşın bir nevi "sürüm" ve trendsetter olma durumu var. bir dolu yer aynı modelleri yapıyor. sizin de bunlardan beğendiğiniz modeller halıhazırda varsa ve hele çok satılan modellerse aynılarını bulma şansınız yüksek. zaten satarken diyorlar bu istikbalin modeli, filan diye.
0
niye ama
(27.05.17)
ikea gibi alternatifler varken inegölden mobilma filan alınmaz, hele oraya kadar hayatta gidilmez. buna benzer bir duyuru açmıştı başkası geçenlerde.

bu kafayı anlamıyorum gerçekten.
0
kurnaz
(28.05.17)
eve tek bir mobilya alınacağı zaman ikea güzel bir alternatif. ama tüm ev mobilyalarının alınacağı bir durumda ikea çok daha pahalıya geliyor.
0
🌸akatreil
(28.05.17)
ikea ne ya. adam gibi mobilya üreten yerelere bak. git gez dolaş en kötü fikir edinirsin.
0
Son Müzakereci
(28.05.17)
Fikir edinmek için gelinir biz ilk evi doserken İnegölden ciddi fiyat ffarkıyla almıştık ve elden taksit yapmışlardı.sonra mobilya yenilemek için aynı mağazaya gittik diğer yerlerle fiyat farkı yoktu.demem o ki fiyat farkinda eski cazibesi kalmamış.

Ama evet gidilip fikir edinilir.uygun gelirsede
alirsiniz.kolay gelsin.
0
brnbrs
(28.05.17)
(8)

ankarayı bilenler bi bakabilir mi?

therevo
mamak(bogazici)- sincan arası işiniz oldugunu farzedin.aracınızla mı giderdiniz yoksamamak bogazici-dikimevi metro->> kızılay metro>>fatih metro mu+1km otobus?
mamak(bogazici)- sincan arası işiniz oldugunu farzedin.

aracınızla mı giderdiniz yoksa
mamak bogazici-dikimevi metro->> kızılay metro>>fatih metro mu+1km otobus?
0
therevo
(24.05.17)
eğer iş bildiğimiz 9-5 ise toplu taşıma. yok normalse araç.
0
giovanne
(24.05.17)
is 9-5
0
🌸therevo
(24.05.17)
hangi secenegi tavsiye edersem edeyim durum "ölümü gösterip sıtmaya razı etmek" olur.bence insan boyle bi tempoyla yasayamaz.

araba ile gidilse en az 700-800 lira yakıt parası olur. gidiş gelis toplam 3 saat saat yolda gecmis olur. cekilecek dert degil.

toplu tasima cok daha ucuz olur fakat o da cok konforsuz. yol cok uzak. gunes dogmadan uyanmak lazim mesaiye yetismek icin.

bence sincanda calisan biri mamakta yasamamali. sincan ve mamakta ev kiralari da birbirine cok yakin. mamaktaki kiraya benzin parasini ekleyince mamakta yasamak luks falan sayilir hale gelir.
0
rucka boji
(24.05.17)
şu an icin is ve yerlesim konusunda bir secenek yok bu sekilde olması gerekecek :) malesef.
0
🌸therevo
(24.05.17)
abi rucka boji'nin de dediği gibi iki ucu boklu değnek. sincan'dan ec tutardım açıkcası ben.
0
giovanne
(24.05.17)
hocam eski banliyö (tren) hattının yerine koyulan ekspres bir otobüs hattı var sincanda lale'ye kadar gidiyor mamaktan GAR veya adliyeye gelirseniz oradan aktarıyorsunuz 522 onu bir kontrol edin durak yerleri uyuyorsa onu kullanabilirsiniz. kızılaya girmemiş olursunuz en azından. GARdan sincana 25 dakikada filan varıyor.
0
niye ama
(24.05.17)
su express olayını bilmiyordum bu iyi oldu sanki daha mantıklı olacak gibi. eyvallah.
0
🌸therevo
(24.05.17)
abi mamak'tan çevre yoluna girer, ayaş yolu (optimum) çıkışından çıkar 25 dakikada orada olurdum. sincan osb için geçerli tabi bu süre.

eryaman'dan ikea'ya gezmeye gidiyoruz lan biz akvaryum falan ayağına. 130 sabit hızla tam 25 dakika. evet çevre yolunda 130 sabit hızla gidebiliyorsunuz.

p.s. 60 kilometre gidiş 60 kilometre geliş günde 120 kilometre yol yapılacak. bu en azından günlük 25-30 liraya mal olur. araba ayda 3.000 kilometreye yakın yol yapar, 4-5 ayda bir bakım demek falan. sadece bu paraya size işyerinizin dibinde ev tutabilirsiniz.
0
babilbaligi
(25.05.17)
(4)

Yurt dısındayken vize süresinin dolması ?

keegan
Evet arkadaslar.Yurt dısında,Romanya dayım,ve 90 gun kalıs suremın 89 unda kalmıs durumdayım.Oturma ıznıne basvurdum 3 hafta sonra alacagım fakat bu oturma ıznını almadan önce Turkıye ye gerı gelmem gerekıyor.Bu durumda vizem bitmiş olarak yanı ıllegal olarak Romanya da kalıyor olacagım ve buyuk ıht
Evet arkadaslar.
Yurt dısında,Romanya dayım,ve 90 gun kalıs suremın 89 unda kalmıs durumdayım.Oturma ıznıne basvurdum 3 hafta sonra alacagım fakat bu oturma ıznını almadan önce Turkıye ye gerı gelmem gerekıyor.Bu durumda vizem bitmiş olarak yanı ıllegal olarak Romanya da kalıyor olacagım ve buyuk ıhtımalle havaalanından cıkarken bunun ıcın ceza yiyecegim ya da cıkamayacagım.Sımdı benım bu durumda ne yapmam gerekir?
0
keegan
(23.05.17)
yarın ilk iş yabancılar dairesine git, geçici bir belge veriyorlar -yani başka ülkeler öyle de romanyayı bilmiyorum.yalnız bu belgeyle tr'ye gelmek sıkıntı olabilir.
"bunun ıcın ceza yiyecegim ya da cıkamayacagım" kısmı için çıkmaya çıkarsın- neden zorla tutsunlar seni orada :) cezayı da ülkeden ülkeye değişmiyorsa sonradan TR'deki adresine yolluyorlar.
0
niye ama
(23.05.17)
fakat benim 3 hafta sonra tekrar romanya ya geri donmem gerek cikmis olacak olan oturma iznimi alabilmem icin.yani cikmasina cikarim fakat deport edilip ceza yersem tekrar geri donemeyebilirim. _( tekrar gelme hakkinda da eger her sey yolunda olur ve ceza yemeden cikarsam tr deyken schegene basvurmaya onu alabilirsem ondan sonra romanyaya gelip oturma iz nimi karakoldan teslim almayi dusunuyroum.
0
🌸keegan
(23.05.17)
89'u kaldıysan zaten 90 gece olmadan çıkman lazım süreler gün, gece değil.
" deport edilip ceza yersem " dur canım deport o değil :) sen kendin çıkarken süreyi aşmışsın diye deport olmazsın ama tabi tekrar vize alırken sorun olur.
90 gece olmadan çıktın, geldin tekrar tr'de şengen aldın --bunda bir sorun görünmüyor.
0
niye ama
(23.05.17)
önce uzun uzun cevap yazmayı düşündüm, sonra "amaan banane" dedim. şurada sana en doğrusunu yazarım ama işine gelmez.

cevap: bu durumda türkiyeye dönüp vize başvurusu yapmanız gerekiyor.
0
kurnaz
(24.05.17)
(12)

Yansın Geceler vs. Günah Benim vs. Gece gölgenin ...

giselle
Sizce hangisi daha kötü, tenks.
Sizce hangisi daha kötü, tenks.
0
giselle
(23.05.17)
gece gölgenin en kötüsü sonrası günah benim, yansın geceler'de ironi var en azından.
0
o kadar da super olmayan kahraman
(23.05.17)
Yansım geceler komik.

O kadar da super olmayan kahraman ile aynı fikirdeyim.
0
bir ileti paylastim
(23.05.17)
Şu soruya bile 4. Seçenek eklemişsin, helal olsun. Ahahahahah.
0
🌸giselle
(23.05.17)
Aliyik mi seni akalim mi gecelere zart zurt diye bir tane fakir edebiyati temalı keko sarkisi vardi, en kotusu o.
Edit: Yansin geceler dedikleri iste.
0
stavro
(23.05.17)
En kötüsü yansin geceler pelinsu eceler iğrenç bisi
0
all girls dream
(23.05.17)
Yansın geceler en tahammül edemediğim. Şarkının bestesi yok ?! Haldır huldur söylemiş gitmiş mallar...

Sonra gece gölgenin rahatına bak
Sonra da günah benim
0
megalomaniac
(23.05.17)
en kötüsü yansın geceler
gece gölgenin'in sözleri olmasa müziğin ritmi iyi ki zaten çakma bi müzik, orijinalini sözlükte sanırım paylaşmışlardı
günah beni bi ara guilty pleasure'ımdı sözleri onun da keko ama müziği iyi ve bence bi şarkıda sözler %5 falan etkili olduğu için müziğin güzel olması ve sözlerin müzikle uyumlu olması bana yetiyo..
0
nundu
(23.05.17)
gece gölgenin'i duydum bi tek
demek diğerlerini dinlememem gerek, onu anladım, teşekkürler.
0
niye ama
(23.05.17)
Şimdi bu duyurunun üzerine aklıma geldi, daha önce de arkadaşım klibinden bahsetmişti; Yansın Geceler'i izledim, şahane olmuş. Ne söylesem gg :))


bu arada sanırım klipte oynayan hanım kızımızın paylaştığı bir video' da şu; www.instagram.com
0
mete kudur
(23.05.17)
yansın geceler neymiş diye bi bakayım dedim, dayanamadım kapattım. feci kötü. onu bilmeseydim gece gölgenin derdim.
0
thomaswantsmore
(24.05.17)
Yansin geceler'i calan mekanlar var bu ulkede. Bir birayi 20tl ye verip mekanda yansin geceler caliyorlar, adina da eglence mekani deniyor. Genc kizlar ise kalkip gidiyor bu mekanlara. Ulke bitmis.
0
stavro
(24.05.17)
açık ara yansın geceler.

ülkeden soğutma sebepleri arasında, baya dinleyip eğlenen insanlar var bunu. iğrenç ötesi bişey.
0
jonestown
(24.05.17)
(20)

kafa tokuşturuyor musunuz?

nathanieltroy
ben kendimi bildim bileli, kadınlar da erkekler de yanak yanağa tokalaşır. benim çocukluğumda ülkücüler kafa tokuştururdu, hatta ergenliğimde de. fakat son 5 yıldır falan neredeyse bütün erkekler böyle tokalaşıyor. ne ara bu kadar yaygın ve genel geçer tokalaşma haline geldi anlamadım. hadi isteyen
ben kendimi bildim bileli, kadınlar da erkekler de yanak yanağa tokalaşır. benim çocukluğumda ülkücüler kafa tokuştururdu, hatta ergenliğimde de. fakat son 5 yıldır falan neredeyse bütün erkekler böyle tokalaşıyor. ne ara bu kadar yaygın ve genel geçer tokalaşma haline geldi anlamadım. hadi isteyen istediğini yapsın tabii de; eskiden siyasi anlamı olan bir şeyin şimdi normal olması ve yıllarca normal sayılan tokalaşmayı halen yapıyoruz diye bize anormal muamelesi yapılması garip geliyo bana.
0
nathanieltroy
(22.05.17)
önceden ülkücüler ve islamcılar öyle kafa tokuştururdu. şimdi evet daha yaygın.

genelde yanyan efendi tokuşturmuyorum. alın kısmına, kafasını eğip tepeye vuruyorum fln. sevmiyorum çünkü.

en son sedat peker'le kafa tokuşturduk. ki orada efendiydim :)
0
runagain
(22.05.17)
kadınım tokuşturmuyorum tabi
ama "konya ovası bozkurt yuvası" olduğundan bizim orada herkes tokuşturuyor.
bu sosyolojik olarak "AKP ile MHP tabanı aynı"ya denk geliyor.
0
niye ama
(22.05.17)
Keçi olmadığım için tercih etmiyorum.
0
osssy
(22.05.17)
Herkes yapıyor herkes. Nefret ediyorum. Bazıları kafayı öyle eğiyor ki tepe noktası benim şakağıma doğru dokunup geri çekiliyor...
Sadece tokalaşıp bırakıyorum böyle yapanları.
0
megalomaniac
(22.05.17)
no tenk yu.
çabalayanları başarıyla savuşturuyorum. bkz ilgili duyurum: eksiduyu.ru
0
manuel mandalina
(22.05.17)
Bana da çok saçma geliyor, ben kim olursa olsun el sıkışmayı daha doğru buluyorum. Yanaktan öpüyor gibi yapmak ve tokuşturmak saçma. Çok sevdiğim, özlediğim biriyse sarılırım zaten.
0
tahin pekmez yoğurt
(22.05.17)
Siyasetle alakası yok onun. Erkeklerin yanak yanağa öpüşmesi homoca algılanıyor. Ülkücü takılan adamlar bu tip bir duruma düşmemek için öyle yapıyorlar.
0
dissendium
(22.05.17)
Çok eskiden ülkücülere özdeşleşme durumu vardı, en azından benim çevrede. Ama sonrada liseye giderken bayağı moda olmuştu, ideoloji falan gözetmeksizin herkes tokusturunca kafa uzatana yanak uzatılımıyor. Uydum ben de o dönem. 7-8 yıldır çok şükür uzağım o işlerden.
0
doxanikee
(23.05.17)
Bunu yapıp da aklıbaşında olan kimse görmedim ben hepsi çomar. Ha bu çomarlık ama her gördüğüyle yanak yanağa öpüşen adam da ayrı bir köylüdür benim için; tokalaş geç işte.
0
angelus
(23.05.17)
Aa ben onları hala ülkücü sanıyodum :O
0
ekaterina
(23.05.17)
Siz ne diyosunuz benim amcamlar benimle kafa tokuşturuyor. Hem de gayet ciddi olarak. Not: kadınım :)

Ben de bazen eşimle ya da yakın arkadaşlarımla geyiğine yapıyorum kimsenin olmadığı ortamlarda.
0
curukturpkokusu
(23.05.17)
Kadın olduğum için haliyle yok ama nefret ediyorum bu hareketten.
0
aychovsky
(23.05.17)
boynuzlu değilim.
0
a man alone
(23.05.17)
yapan birkaç kişi var çevremde. kafa atasım geliyor totoşlara :)
0
soft
(23.05.17)
Ben de uyuzum​ bu duruma ama bizim ünide yaygın baya, en chplisinden solcusuna herkes oyle selamlasiyor niye bilmiyorum. Bence de tokalaşmak en iyisi ya da iste yanak ama maalesef tokusuyo kafa karsindaki o amacla gelince
0
nundu
(23.05.17)
ben de tuhaf bulur ve kaçınırım. tokalaşmak yeterli becne. ama bazı tipler baya baya toklaşırken tutup kendine doğru çekmeye çalışıyor. tabi bunun ikili iletişimde beden dilinde, otorite kurma v.s gibi bir karşılığı var elbette ama kafa tokuşturacak adamın niyeti bariz şekilde bu deği. senin kafa tokuşturmayacağını sezmiş, kafayı hafif öne doğru eğip, seni kafa tokuşturma mesafesine çekmeye çalışıyor inatla. allahtan öyle bir asılmayla gelecek ufak tefek bir tip değilim. ama o asılıp ben mukavemet gösterince sert bir tokalaşma oluyor haliyle.baya dışarıdan bakan için kurban pazarlığı yapıyormuşuz gibi bir hal alıyor durum.

bir de bunun tokalaşırken parmaklarıyla bileğimden kavrayan versiyonları var. adam elini o kadar ileri götürüyor ki tokalaşırken avuç içlerimiz değilde, ikimizinde elin bitip, bileğin başladığı noktalardan buluşuyor,tabi durumda parmaklar da baya kolumun ortasından bir yerden kavrıyor.

katı bir şekilde karşı değilim, ben tercih etmiyorum sadece o kadar. kültürel bir şey sonuçta, dünyanın her yerinde var böyle şeyler. yeni zellanda yerlileri maoriler de burun tokuşturur mesela. fakat böyle kültürün ötesine geçip siyasi bir gurubun, bir ideolojinin mensuplarının birbirini tanıma ritüeline dönüşmesini tehlikeli buluyorum. toplumdaki kutuplaşmayı daha da derinleştirir, grubu kendi içinde daha muhafazakar tutar. ister istemez biriyle selamlaşırken, farkında olmadan bu bizde-bu bizden değil ayrımı yaşanır bilinçaltınızda. bu selamlaşmalar yerine, daha birleştirici ve evrensel olan daha mantıklı geliyor.
0
teyzem teyfik
(23.05.17)
çok açık ve net, sevmediğim ve fakat bir sebeple tokalaşmanın illa öpüşmeyle taçlandırılacağı durumlarda ben kafa tokuşturmayı tercih ediyorum. kadınım. ülkücü değilim.
0
evde liyakat kalmamis
(23.05.17)
tokuşturmuyorum.

fakat bir arkadaş temiz olduğu için tokuşturuyorum falan demiş. nasıl temiz yahu? temiz olan neresi? kafa mı temiz? bir kıl yumağı nasıl temiz olabilir? mümkün değil.
0
windowsguvenlikduvari
(23.05.17)
Karşı taraf öyle bi hamleyle gelince öpmezsen darılırım modunda yanağımı uzatmıyorum, aynı şekilde gel öpüjem de yapmıyorum. Açıyı kendime göre 45' den 15-20 'lere indirip tolere ediyorum.
0
insomnia
(23.05.17)
sadece tokalaşmak iyidir. ama hamle yapanlara yapacak bir şey kalmıyor, kafaya yanak atmışlığım çok vardır. sonra da uyarırım genelde.
0
Apocalypse
(23.05.17)
(9)

Midemi üşüttüm yurtdışındayım yardım

hadi ya la
Ev ortamındayım ama ne yapacağımızı bilmiyoruz. Sabaha kadar uyuyamadım. Sabah patates haşlama, öğlen kısır yedim. Nane limon bol su içtim. Bu mesajı bile zor yazıyorum hastaneye gidecek param yok lütfen tavsiyelerinize ihtİlacım var
Ev ortamındayım ama ne yapacağımızı bilmiyoruz. Sabaha kadar uyuyamadım. Sabah patates haşlama, öğlen kısır yedim. Nane limon bol su içtim. Bu mesajı bile zor yazıyorum hastaneye gidecek param yok lütfen tavsiyelerinize ihtİlacım var
0
hadi ya la
(22.05.17)
sıkı sıkı örtünün, sıcak kalın sürekli. bol bol su için, ne kadar içebiliyorsanız. haşlama patatese devam yağsızyağsız. varsa yağsız makarna gene.
0
liriamer
(22.05.17)
sigortanız yok mu yahu? illaki vardır, onunla hastaneyi ziyaret edebiliyorsunuz.

bu yoksa ve avrupada iseniz türk sigortanız ilşe tedavi olabiliyorsunuz ama öncesinde tatil için gittiyseniz gideceğiniz ülkeye dair tatil sigorta belgesi alıyorsunuz o ülke dilinde, sanki orada yaşıyor gibi kullanabiliyorsunuz. ama bunları yapmadınız elbette.
0
kurnaz
(22.05.17)
kekik suyu bulabilirseniz yarım çay bardağı kadar kafanıza dikin. burnunuzu tıkayıp dikin yalnız çok acımsı bir tadı var.
0
otonomo
(22.05.17)
kekik kesinlikle!
hangi ülkedesiniz? dilini biliyorsanız alın bir baharatçıdan,çay gibi demleyin 2 tatlı kaşığını bir bardak kaynar suya.için.
0
niye ama
(22.05.17)
Sıcak iç ayağını karnını sıcak tut. Ve tabiki bulabiliyorsan bir reflor. Dünyanın en güzel ilacı.
0
fyodor dostoyevski
(22.05.17)
Arkadasiniz nobetci
Eczaneye gitsin, durumu anlatip recetesizlerden ilac alsin.

Onun disinda schengen bolgesindeyseniz vizeniz sebepli saglik sigortaniz olmasi gerekiyor, onunla gidebilirsiniz hastaneye.
0
kuehles blondes
(22.05.17)
yerli arkadaşın yok mu hiç? ona bir danış, beleş bakan klinikler muhakkak oluyor. ama ilaç yazınca yine parayla alacaksın o yüzden eczaneye de anlatabilirsin derdini.
0
nickimin hakkini veremedim
(22.05.17)
Internetten sağlık sigortası yaptır ve hastaneye git.
0
betsy
(23.05.17)
İshal gibi bir durum ise bi tatlı/cay kaşığı turk kahvesine 2-3damla limon damlatıp yemek iyi gelir. Sıvı tüketmek ve muz gibi lifli yiyecekler tuketmelisiniz. İyileşmeye başladığınızda, bulabilirseniz, yoğurt yiyin bir kaç kaşık.
0
dahinnotha
(23.05.17)
(8)

"et. al." nasıl çevrilir?

sdmd
"ve diğerleri" diye mi yoksa "ve dig." mi yazmak gerek?
"ve diğerleri" diye mi yoksa "ve dig." mi yazmak gerek?
0
sdmd
(22.05.17)
Ve arkadaşları diye okumuştum bir yerde. Ve ark.
0
dissendium
(22.05.17)
ve arkadaşları +1
ve ark. kısaltması.
0
bir nick var benden iceri
(22.05.17)
çeviriyi teorik eğitim olarak alan arkadaşlar 1 saat filan tartışır bunu :) ama pratikte ve ark. deyip geçiyoruz.
0
niye ama
(22.05.17)
soruya yanıt değil, ama söyleyeim yine de. "et al." şeklinde, tek noktayla yazılıyor sanırım.
0
fadetoreality
(22.05.17)
şurda da konuşulmuştu.

(git: 1177694)
0
tepedeki psychedelic adam
(22.05.17)
Bizim okul hep ve ark. yazıyor ama daha önce duyuruda sorulmuştu, vd. demişlerdi. Ve ark. yazarım ben olsam.
0
Lim5
(22.05.17)
Nasi yav? TDK'da yaziyor iste, www.tdk.gov.tr




vd. --> Ve devamı, ve diğerleri
0
superfluid
(24.05.17)
nasılı şöyle
Marshal and colleagues argued in their paper about DVT that ...
diye giden ifadedeki "colleagues" o adamın (iş)arkadaşları/meslaktaşları oluyor makale ise bir kişinin adıyla anılıyor.
Etik olarak diğer "insanlara" daha münasip bir ifade olduğu için et al'u biz ve ark. diye çeviriyoruz.
"ve devamı" insan için hiç yakışık alan bir ifade olmuyor ahmetin devamı mehmet.... diğerleri de sanki onlar yabancıymış gibi oluyor oysa aynı ekipteki insanlardan bahsediyoruz.
0
niye ama
(24.05.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.